17.12.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Ama zeytinin gizli bir özelliği daha var. Terapi özelliği. Özellikle kent yaşamına kısıp kalmış olanlar için zeytinin muhabbeti bile rahatlatıcı. Hasat telaşı kentsel takıntılara, sıkıntılara karşı ilaç gibi. Telaşı bile tedavi edici yani bu nimetin.* * *Yolunuz zeytin memleketi Ayvalık'a düşmeli mesela bu zamanlarda.Zeytine yakın olmak için. Zeytine yakın insanlardaki heyecanı görmek için. Araziye çıkmasanız da o havayı paylaşmalısınız.Anlatılanları dinlemeli, zeytinin ağaçtan sofraya varışını bir daha hatırlamalısınız. Arkasındaki emeğin hakkını verebilmek için. Cem Hire'nin "Zeytin" şiirini mırıldanmalısınız belki.Bir eski kilise ilişiyor gözüme, bir bağ evi olmuş. Yanındaki birkaç kavağın altındaki gitmiştim birkaç gün sonra, Hacı İsmail hayratına. Dönüşte yerlere saçılan zeytinlerden toplamıştım Bercise Hanım'ın sözleri aklımda: Zeytin tüm inançlardan daha önemlidir buralarda.* * *Zeytinde insana iyi gelen bir tılsım var. Zeytin ağacının saygı uyandıran bir duruşu var. Ege çocuğu olduğumuz için değil ama zeytin sekiz bin yıllık olduğu için belki. Onca zamandır, nice insanın katığı olduğu için.Nice bacaları güzel güzel tüttürdüğü için. Şimdilerde zeytin de küreselleşiyor hayırlısıyla.Hayatımızı küresel eğilimler belirliyor ya, zeytin küreselleştikçe buralarda da yeniden yükseliyor. Daha çok dikiliyor, daha çok sıkılıyor, daha çok kavonozlanıyor. Daha çok zeytincilik hayali kuruluyor. Zeytin postmodern yaşama itiraz sembolü haline geliyor. O hoyratlığa böyle narin bir cevap. * * *Şair Hayali demiş zaten. "...Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler..."Bizim işlerimiz hep böyle işte. Zeytin bunun iyi bir örneği. Anadolu'dan çıkma olduğu halde adeta yeniden keşfediliyor.Sadece zeytin mi? Kıyılarımızın, koylarımızın, ovalarımızın, vadilerimizin, bu toprağın, bu suyun, bu havanın kıymetini bir hatırlar gibi oluyoruz, bir unutur gibi. Bir farkına varıyoruz elimizdekilerin, bir derin uykuya dalıyoruz sanki. * * *Orta okuldaki tarım dersinde neden başımıza kakmadılar ki zeytini?Bıktırıncaya kadar. Neden bereketinden bahsetmediler? Neden götürüp zeytin toplatmadılar? Ya da tarım derslerini neden saat olarak artırmadılar. Üzümü de anlatmadılar. Pamuğu da, inciri de.Evet, Ege verimli bir tarım bölgesiydi vs vs... Ama biraz daha anlatsalar, biraz daha zorlasalar dünyaya bile başka türlü bakardık herhalde. Zeytin ağacına selam verirdik belki. Ona sahip çıkardık.Bu sayede başka ağaçları da merak ederdik.Cevizi, meşeyi keşfederdik. İlimizin altındaki zenginlikleri bilirdik. Doğaya saygımız pekişirdi.Toprağa inanır, güvenirdik. İzmir ağaçlı bir kent olurdu mesela. Körfez'i bile korurduk belki o hışımla. Zeytinin hakkını verememek yatıyor belki de bugün yaşadığımız sorunların en dibinde. Zeytin bu sefer bir silkinişe vesile olsa bari. ege@milliyet.com.tr Zeytin kutsal bir ağaç. Uzun ömürlü, istikrarlı. Meyvesi lezzetli, bereketli, yararlı. Yağı da öyle. Dalları barışçı. Zeytin girdiği yere değer katıyor.