Eğitim Atatürk devrimleriyle eğitimi millileştirdi

Atatürk devrimleriyle eğitimi millileştirdi

11.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Çağdaş Türkiye’nin her zerresinde izi olan Mustafa Kemal Atatürk, en büyük devrimlerini eğitimde gerçekleştirdi. Anadolu’nun işgalden kurtuluşu için savaş verdiği günlerde Maarif Kongresi’ni toplayan Büyük Önder, aydınlık yarınların tohumlarını da aynı dönemde attı.

Atatürk devrimleriyle eğitimi millileştirdi

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 82. yılında, saygı, sevgi ve özlemle anarken O’nun Türkiye Cumhuriyeti için yaptıklarını da bir kez daha büyük bir minnetle hatırladık. Kuşkusuz eğitim, bunların başında geliyor. Büyük Önder, “En önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Çünkü eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder” sözüyle eğitime verdiği önemin altını çizmişti.

Haberin Devamı

“Cumhurbaşkanı olmasaydınız, ne olmak isterdiniz?” sorusuna, “Milli Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim” diyen Atatürk, bu alanda yaptığı devrimlerle eğitime en büyük hizmeti verdi. Öyle ki düşmanın Kurtuluş Savaşı’nın en sıkıntılı günlerinde, Maarif Kongresi’ni topladı. Hatta 15-21 Temmuz 1921’de Ankara’da gerçekleştirilen kongrenin açılış konuşmasını kendisi yaptı. Kongrede, mevcut okul, öğrenci ve öğretmen sayısıyla ilgili istatistiki bilgiler, okulların durumu, yarım kalanların yapımı, yabancı ve özel okulların kapatılması, ilköğretim modelinin değiştirilmesi, yöreye ve ihtiyaca göre eğitim sisteminin belirlenmesi, ilköğretimin 5 yıla çıkarılması yönünde kararlar alındı. Kongreyle milli ve çağdaş bir eğitimin temelleri atıldı. 

Haberin Devamı

Kıvılcımdan alevlere

Cumhuriyet henüz kurulmamış, Lozan Antlaşması yeni imzalanmış, ülke savaştan yorgun, şehirler yıkık döküktü. Böyle bir dönemde ekonomik sıkıntılara rağmen Atatürk, bursları devlet tarafından karşılanmak üzere yurt dışına öğrenciler gönderdi. Atatürk’ün farklı alanlarda seçtiği ve “Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Alevler olarak geri dönmelisiniz” diyerek uğurladığı öğrenciler, Cumhuriyet’in ilerlemesinde önemli roller üstlendiler.

Sadece o öğrenciler değil, Atatürk’ün eğitimde gerçekleştirdiği devrimler ve Cumhuriyet’in sunduğu eşit eğitim sayesinde, sonraki yıllarda da Anadolu’nun her köşesinden dünyaca ünlü bilim insanları, akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler yetişti. İçlerinde uluslararası başarılara imza atanlar, Aziz Sancar gibi Nobel Ödülü alanlar da oldu.

Atatürk, çağdaş eğitimde öğretmenlerin önemini de çok iyi biliyor ve her fırsatta bunu dile getiriyordu. “Öğretmenler, yeni nesli, Cumhuriyet’in fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” sözü

bunu çok iyi özetliyor. Atatürk’ün, öğretmenlerin bu eseri en iyi şekilde yaratabilmeleri için eğitimde yaptığı devrimlerden ve yeniliklerden bazıları şöyle:

Eğitimde birlik

Tevhidi Tedrisat Kanunu

Haberin Devamı

(Öğretim Birliği) (3 Mart 1924):

Kanunla çeşitli kurumlara bağlı devlet okulları, medreseler, kilise teşkilatlarına bağlı azınlık okulları ve yabancı okulların tamamı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim kurumları bir çatı altında toplandı ve eğitimin milli bir nitelik kazanması sağlandı.

Maarif Teşkilatı Kanunu

(2 Mart 1926):

Bu kanunla eğitim sistemi milli olacak şekilde, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi. Eğitim hizmetleri, çağdaş hale getirildi. Kanunla okul açılması bakanlığın iznine bağlandı. Müfredat programları halkın ihtiyaçlarına cevap verecek şekle getirildi.

Bundan sonra eğitimi yaygınlaştırmak amacıyla hızlı bir şekilde ülke genelinde ilkokul, ortaokul, lise ve yüksekokullar açıldı.

Türk Harflerinin Kabulü

(1 Kasım 1928):

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde toplumda okur - yazar oranı yüzde 10 civarındaydı. Atatürk, toplumun eğitim seviyesini yükseltmenin Türk diline daha uygun olan Latin harfleriyle mümkün olabileceğini düşünüyordu. Arap harflerinin Türkçe’ye uyarlanmasıyla kullanılan yazı sisteminden Latin harflerinin Türkçe’ye uyarlandığı Türk alfabe sistemine geçilmesi kararı alındı.1 Kasım 1928’de

Haberin Devamı

TBMM, yeni Türk harflerini kabul etti. 1928’de yapılan diğer bir değişiklikle de milletlerarası rakamlar kabul edildi.

Atatürk devrimleriyle eğitimi millileştirdi

Başöğretmenimiz oldu

Millet Mektepleri (1928): Harf inkılabından sonra Millet Mektepleri açıldı. Atatürk bu çalışmalara bizzat katılarak “Millet Mektepleri Başöğretmeni” unvanını aldı. Millet Mektepleri’nde öğretmenlerin yetmediği durumlarda, askerliklerini onbaşı ve çavuş olarak yapanlar eğitmen olarak kurslara alındı. Bunu takiben köy öğretmen okulları açıldı. Bu okullarda, temel eğitimin yanı sıra mesleki eğitime de önem verildi. Millet Mekteplerinin açılmasıyla birlikte toplumdaki okur - yazar oranında büyük artış meydana geldi. Mesleki eğitimlerle halkın iş sahibi olması ve ekonominin gelişmesi yönünde önemli bir adım atıldı.

Üniversite Reformu (1933): Atatürk’ün temel hedefi Türkiye’yi çağdaş medeniyete ulaştırmaktı. Bunun yolu da bilim ve teknolojiden geçiyordu. 1933’te çıkarılan yasayla TBMM, dönemin yüksek eğitim veren kurumu Darülfünun’u kadro ve örgütüyle iptal ederek İstanbul’da yeni bir üniversite kurulmasını kabul etti. İstanbul Üniversitesi, 1 Ağustos 1933’te yeni kadro ve yapısıyla açıldı.

Haberin Devamı

Geometri kitabını yazdı

Atatürk, Sivas Lisesi’ni ziyareti sırasında girdiği geometri dersinde, bir öğrencinin tahtaya çizdiği koşut iki çizginin, başka iki koşut çizgiyle kesişmesinden oluşan açıların Arapça adlarını söylemekte zorluk çektiği için yanlışlık yaptığını gördü. Bu sorun karşısında “Dersler Türkçe yeni terimlerle anlatılmalıdır” diyen Büyük Önder, geometri terimlerinin bugün kolay şekilde yazılıp anlaşılmasını sağlayan bir “Geometri” kitabı yazdı.

Atatürk devrimleriyle eğitimi millileştirdi

Atatürk, yaşamının farklı dönemlerinde farklı konularda kitaplar yazdı. Askerlikle ilgili birikimlerini aktardığı kitaplar arasında “Takımın Muharebe Talimi”, “Cumalı Ordugâhı”, “Taktik ve Tatbikat Gezisi”, “Bölüğün Muharebe Eğitimi”, “Subay ve Komutan ile Konuşmalar”, “Medeni Bilgiler” yer alıyor. Atatürk’ün 1927’de yazdığı en önemli kitabı ise Nutuk. Yaklaşık iki buçuk yıllık bir çalışmanın ürünü olan Nutuk’ta, tüm belge ve kaynaklarla Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hikâyesi yer alıyor.