Dicle Üniversitesi çıtayı yükseltti

Saraç, DÜ Doğal Afetler Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerinin 1,5 yıldan beri çok ciddi bir faaliyet içerisinde olduğunu, çok sayıda ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongre yaptıklarını belirtti.

Amaçlarının özellikle Diyarbakır’a, bölgeye ve Türkiye’ye katkıda bulunmak olduğunu ifade eden Saraç, "Çıtamızı yüksek koyduk, inşallah dünya çapında bir üniversite olmaya doğru adım adım ilerlemek istiyoruz" dedi.

Üniversite bünyesinde çok sayıda merkez açtıklarını, bugün açılan merkezin de çok büyük önem taşıdığını ve herkesin korkulu rüyası denen doğal afetlerle ilgili iyi çalışmalar yapacağına inandıklarını ifade eden Saraç, "Bu merkezin çalışmalarının çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Bu tür doğal afetleri yaşamamayı diliyoruz. Zararlarının azaltılması konusunda herkesin üzerine düşeni yapması gerekir" şeklinde konuştu.

Türkiye Jeolojik Mirasını Koruma Derneği (JEMİRKO) Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fuat Şaroğlu da, Türkiye’de, kendi jeolojik süreçler yapısı gereği, son 4 bin yıllık istatistiklere göre yılda ortalama bir kez olmak üzere yıkıcı depremlerin meydana geldiğinin görüldüğünü kaydetti.

Depremin Türkiye’nin gerçeği olduğunu, ama bunun zararlarını en aza indirmek için yapılacaklar konusunda çalışmalar yürütmek gerektiğini vurgulayan Dr. Şaroğlu, olabilecek depremlerin özellikleri ve ona uygun şekilde projelendirme yapılmasıyla, zararın en aza indirilebileceğini kaydetti.

MTA ile birlikte Türkiye diri fay haritasını oluşturduklarını kaydeden Saraçoğlu, "Depremler öncesi fay hatlarında ve bazı sularda belirgin özellikler meydana gelmektedir. Buna benzer birçok ipucu vardır. Gelişmelerin bir kısmı depremin habercisi veya depremin özelliklerini, depremin büyüklüğünü ortaya koyacak niteliktedirler. Önemli olan bu parametreleri araştırmak ve doğruyu bulmaktır. Bunları araştırıp doğru yorumlayamaz isek istediğimiz amaca ulaşamayız" dedi.

-DÇ. İNAN: "DOĞAL AFET YOKTUR, DOĞAL OLAY VARDIR"

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Sedat İnan ise, depremle ilgili çok yaygın ve yaygın olduğu kadar yanlış bir önyargı olduğunu belirterek, ’depremin yüksek bölgelerde meydana geldiği, bununla ilgili araştırmalar yapmaya gerek olmadığını’ belirtenler olduğunu söyledi. İnan, şöyle dedi:

"Bu çok yanlıştır. Deprem parametlerini ne kadar doğru elde edebilirsek, yapılaşmamız da buna göre yapılacaktır. Yer bilimcileri olarak, parametlerimizi inşaatçılarımıza açarız ve buna göre çalışmalar yapılır. Doğal afet diyorlar ama, doğal afet diye bir şey yoktur. Doğal olay vardır. Doğal olayın afete dönüşmesinin müsebbibi biz insanlarız. Planlamayı yapmayanlar, doğru zemin araştırmayanlar, doğru bina yapmayanlar gibi. Kimdir bu üzücü olayların müsebbibi, hemen herkes. 1999 yılındaki depremden sonra aldığımız desteklerle, yer kabuğundaki dinamikleri izleyebilmek için çalışmalara başladık. Doğal kaynak sularının bir envanterini yaptık. 2002 sonu itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile çalışmalarımızı daha da yaygınlaştırdık. Bizim avantajımız her türlü fay sisteminin olması ve araştırma konusunda şanslıyız. Ama önemli olan tespit yapılabilecek doğru noktayı bulmak, bu bir ön koşuldur. Bunun için sabır, azim ve işbirliği gerekiyor. Japonlar, ABD’liler ve Almanlar burada çalışmak için can atıyorlar."