09.03.2021 - 15:29 | Son Güncellenme:
Makrofajlar ilk defa 1884 yılında Ellie Metchnikoff tarafından bulunmuştur. Bu hücreler bir çeşit beyaz kan hücrelerine verilen isimdir. Makrofajlar, vücutta bulunan kanser hücrelerini, mikropları ve hücre kalıntılarını yok eden hücrelerdir. Makrofajlar vücuda zararlı olan ve yüzeyinde protein bulunmayan hücreleri fagositoz ile sindirmektedirler.
Makrofaj Nedir?
Makrofajlar vücuda giren patojenlere karşı vücut tarafından oluşturulan ve kanda dolaşan monosit hücrelerinden farklılaşmış olan hücrelere verilen isimdir. Makrofaj Yunancadan dilimize geçmiştir. Kelime anlamı olarak büyük yiyici anlamına gelmektedir.
Makrofajlar dokulara yerleşmiş olan patojenlerin, hücre kalıntılarının, hücrelerin sindirilerek yok edilmesini sağlamaktadır. Bu hücreler doğuştan bağışıklık sisteminde yer alan hücrelerdir. Bu hücreler monosit ismi verilen hücrelerden türemektedirler. Monosit isimli hücreler kemik iliğinde büyüyerek sonrasında kan dolaşımına dahil olmaktadır.
Makrofaj Çeşitleri ve Görevleri Nelerdir?
Makrofajlar vücuda giren patojenlerin, yabancı maddelerin, hücresel atıkların fagositoz yöntemi ile sindirilerek yok edilmesini sağlayan hücrelere verilen isimdir. Yüzeyinde sağlıklı protein hücresi bulunmayan bütün hücreler makrofaj ile yok edilmektedir. Önce bu hücreleri fagositoz yolu ile içine alır. Sonrasında da sindirerek yok eder. Makrofaj hücreleri tüm dokularda bulunan hücrelerdir.
Makrofaj hücreleri bulundukları dokuya göre şekil değiştirmektedir. Histiyositler, Kupffer hücreleri, makrofajlar, alveolar, mikroglia bu hücrelere örnek verilebilmektedir. Tüm bu hücreler mononükleer fagosit sisteminin bir parçası olarak görevlendirilmektedirler.
Bu hücreler fagositozun yanında doğuştan gelen bağışıklıkta da oldukça önemlidir. Bunun yanında lenfositleri de bağışıklığa katarak özel bir savunma mekanizması oluşturmaktadırlar. Bu duruma örnek olarak T hücrelerinde görev alması gösterilebilir.