Ekonomi6 bin otel, 30 bin restoran, 28 bin bar-kafe, 40 bin bakkalın METRO’su

6 bin otel, 30 bin restoran, 28 bin bar-kafe, 40 bin bakkalın METRO’su

05.10.2008 - 00:42 | Son Güncellenme:

Alman perakende devi Metro Group, 1990’da Türkiye’ye geldi. Sonraki yıllarda da her biri 15 -20 milyon euro yatırım demek olan yeni marketler açtı

6 bin otel, 30 bin restoran, 28 bin bar-kafe, 40 bin bakkalın METRO’su

Şu anda 11 marketi var. İkisi açılmak üzere. 2008’i 13 marketle kapatacak. Ciro olarak da 1 milyar euro’ya yaklaşacak.
Metro Cash & Carry, ‘toptancı market’ formatında. 6 bin otel, 30 bin restoran, 28 bin bar-kafe, 19 bin catering, 40 bin bakkal aktif müşterisi var. Buna göre nereden bakılırsa 120 binden fazla kurumsal müşterisi var. Genel Müdürü Hakan Ergin, “Bize güvenirler. Kural değil ama arkadaşlarımız gecenin bir saatinde taksiyle ıstakoz bile götürmüştür” diyor.
Ergin’in özellikle kırtasiye ürünleri konusunda verdiği bilgiler çok önemliydi. Metro raflarına güvenli ürün koymak için kalem, silgi, su    matarası gibi ürünleri test ettirmiş. Sonuç doğrusu ürkütücü!..

Haberin Devamı

Piyasa nasıl, durgunluk var mı?
Piyasa çok olumlu diyemeyiz. Ramazan bekleneni vermedi. Eylül ayı çok önemliydi. Hem okulların açılışı hem ramazan ayı aynı zamana denk geldi. İyi geçmesi ticaret erbabı için son derece önemliydi, ancak bekleneni vermedi. Çok sebebi var.
Birisi, dünyadaki küresel bunalımın psikolojik etkisi. İnsanlar şunu duyuyorlar; küresel kriz var, ABD’de şöyle oluyor, böyle oluyor. Bize de gelir diye. Gıda dışında tüketici kabuğa çekiliyor. Bu arada yeni metrekareler, satışa sunulan yeni alanlar devam etti ve ciddi arttı. Ciro artmazken metrekareler arttı ve satış verimliliğinde sıkıntılar oldu. Bir yıl önceye göre böyle bir değişim oldu. Politik hava da olumsuz etkiliyor. İç politik tartışmalar da sıkıntıya sokuyor.
Siz nasıl izlersiniz. Genel satış azalması tek gösterge midir?
Gerçek krizde pirinçten makarnaya, zeytinyağından ayçiçeğine, çikolatadan şekere kayma olur. Bu gerçek bir kriz işaretidir ve 2001’de de böyle oldu. Bu şu anda yok. Kriz psikolojik seviyede. Bıçak kemiğe dayansa talebin niteliği düşer.
Satın almadan hayatlarının devam edebileceği ürünleri kestiler. Cep telefonu, televizyon gibi. Hava bir dağılsın sonra alırım diyor insanlar. Pazar oyuncuları bunu aşmak için ciddi kampanyalar yapıyorlar.
Gıda dışı ürünlerde böyle bir durum yaşanıyor. Gömlek almayı erteliyor. Ama gıda böyle bir durum yok. Birçok zincir gıda ve gıda dışında verimlilik çalışmalarına önem veriyor. İlginç trendlerden birisidir.
Böyle dönemlerde verimlilik çalışması öne çıkıyor. Buna daha önce bakmaya başlıyorlar. Pazar büyüyorsa pazar payı savaşı başlar ama şimdi verimlilik savaşı var.
Zincirlerin büyümesi yavaşlıyor mu?
Zincirler şube kapatıyor. Birçoğunun kapattığını biliyoruz. Verimlilik kapsamında oluyor. İndirim mağazaları bile şube kapatıyor.
Alışveriş merkezleri (AVM) ile ilgili olarak, ‘kriz çıkacak’ tahmini, görüşleri var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Modern satış noktalarında AVM’ler dahil, Türkiye 2001 öncesi bir patlamaya girdi. Sonra duraksama yaşadı, arkasından yine bir patlama oldu. Şimdi yeni bir krize girmeden sektör toparlanmaya, önlem almaya çalışıyor. Bunun çok mantıklı ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
2001 öncesi Türkiye krizdeyken modern merkezlerin yöneticileri zafer şarkısı söylüyorlardı. Gelenekseller, modern zincirlerin işlerinin iyi gittiğini düşünüyordu. Halbuki bu böyle değildi. Bugün modern zincirler o zafer şarkılarını söylemiyorlar ve bu gerçekçi söylem doğru.
AVM’leri hastaneye mi okula mı, otele mi çevrilsin diye düşünenler var. 2001 öncesi patlama ve sonrasındaki dökülme gibi yeni bir sektörel kriz bekleniyor.
Sağlıklı, organik, hormonsuz ürün trendi var. Nasıl bir gelişme izliyorsunuz?
Gıdada en büyük sorun kimyasallardır. Vücut kendisi bakterileri atmayı biliyor ama kimyasalları atamıyor. O birikiyor ve sorun yaratıyor. Bu nedenle tüketilen markaları arada bir değiştirmek sağlıklı bir şeydir.
Çocukların kırtasiye ürünlerinden ciddi kimyasal aldıklarını fark ettik. Her ürünü test ettirmek mümkün değildi. En riskli ürünleri test ettirdik. Matara, beslenme çantası, kalem, oyun hamuru. Biliyorsunuz çocuklar kalemlerini ağızlarına da alırlar, silgileri ısırırlar...
Perdeye sarılmıyorsunuz ama iç çamaşırı öyle değil. Test ettik garantisini veriyoruz. Bizden alırsanız çocuğunuza bir şey olmayacak. Testlerimizin yüzde 17’sinde sorun çıktı. Sokakta bu oran muhtemelen yüzde 50’dir. Kayıtdışı ürünlerde ciddi risk olduğunu düşünüyoruz. Kalite güvence sistemleri Türkiye’de çok zayıf. Dağdan bir kaşık aldık. Daha yapacak çok iş var.
Tabak çanaklara filan çok dikkat edilmesi gerekir. Kalemlerde önemli markalarda, Uzakdoğu değil batı üretimlerinde bile sorun çıktı.
Batılı firmalar hemen tepki gösterip, topluyorlar. Türkiye için kalite güvencesi konusunu öne çıkarmaya çalışıyoruz.
Erkek çocuğunun göğsünü büyütüyor, hormon dengesini bozuyor. Çok zor bir sektör.
Metro AG’nin Türkiye’de şirketleri var. Nasıl bir ilişki var aranızda? Türkiye’deki Metro, Real ve Media Markt’ın ortak bir üst yönetimi mi var?
Türkiye’de şirketler birleşmiyor. Hepimiz ayrı ayrı Almanya’ya raporluyoruz. Çatı holding (Metro Group) yönetim kurulu var. Bunun altında markaların yönetim kurulları var. Onun altında ülkeler var. Burada da her kuruluşun her birinin ayrı bir yönetim kurulu var. Kuruluşların yönetimleri doğrudan merkeze bağlı. Burada ayrıca bir ortak üst yönetim yok.
Buradaki şirket yönetimlerine bağlı servis şirketlerimiz var. Emlak, satın alma, lojistik şirketlerimiz var.
Bir de Metro AG temsilciliği var...
Holding şirketi, bir pazarda iki markasından fazla bulunuyorsa oraya bir temsilcilik açıyor. Polonya, Romanya, Rusya gibi ülkelerde var. Bu pazarlarda holding temsilciliği oluyor ama şirketlerle alt üst ilişkisi yok.
Kaç mağazaya ulaştınız? Açılacak olan var mı?
Metro’nun şu anda 11 mağazası faaliyette, iki de inşatta. Bu inşaatlar Konya ve Ankara’da. Ankara böylece 2 mağaza olacak. Konya ilk oluyor. Toplam 13 mağaza ile kapatacağız bu yılı.
Siz toptancı marketsiniz. Sektörde durumunuz nasıl?
Kendi sektörümüzde bir numarayız ve bir numara olmaya devam edeceğiz. Sektörde rakipsiz değiliz.
Çok müşteri grubumuz var ama ikisi önemli. Horeca (hotel - restoran - catering) ve esnaf bizim için son derece önemli. Bu kategorilerde liderliklerimizi sürdürmek istiyoruz. Bu iki müşteri grubunda büyümek istiyoruz.
Kırtasiye konusunda da Türkiye’nin bir numaralı kırtasiye toptancısıyız. Biz kendimize ‘toptancı market’ diyoruz.
Kimler önemli rakipleriniz?
En önemli rakiplerimizden biri Ülker Grubu’nun Bizim Toptan’ıdır. Zaten Türkiye’de bu konuda üç tane önemli kurum var;
Metro, Bizim Toptan, Tespo (İzmirli bir gruptur.) Üçümüz bu sektördeyiz.
Pazar payı olarak nedir durum?
Bu sektörlerde ölçüm yok, dolayısıyla pazarın büyüklüğünü ve payları tahmin etmek zor. Bu üç kurumun dışında son zamanlarda ekonomik daralmadan dolayı hiper ve süper marketlerin özel fiyatlı toplu satış yaptıklarını biliyoruz. Bu sektöre çaprazdan perakendeciler de girdiler. Ciddi spot yapıyorlar.
Grup olarak en büyük rakibimiz distribütörler. Dağıtım sektörünün önümüzdeki yıllarda sorun yaşayacağını düşünüyoruz. Bunun temel nedenleri artan petrol fiyatları, artan trafik ve indirim mağazalarının küçük satış noktalarını yok etmesi. Dağıtım araçlarının maliyetleri ciddi şekilde artıyor. Üreticilerden daha fazla marj talep etmekte, üreticiler de artan rekabet ortamında tam tersine marjları düşürmeye çalışıyorlar.
Bunun sonucunda dağıtım sektöründe, konsolidasyon görüyoruz. Firmalar birleşerek tek dağıtımcıya gidiyorlar veya bir firma iki dağıtımcı bölgesini tek dağıtımcıya vererek maliyet avantajı sağlıyor.
Dağıtımcı sayıları azalıyor...
Büyük firmalar dağıtımcı sayıların sürekli azaltmaya çalışıyor. Yüzlerce dağıtımcıdan 10’a, 30’a iniyorlar. Dağıtım sistemi nereye gidecek diye bakarsak, tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi toptancı marketlerin önemi artacak ve dağıtımcılar tüm firmalar için çalışmaya başlayacaklar. Rakip ürünler aynı dağıtımcı tarafından müşteriye yollanabilecek. Beş yıl, 10 yıl olur ama buraya gidecek. Lojistik alt yapı birleşecek. Verimlilik arayışı kaçınılmaz.
Bir Metro kaça mal oluyor?
Metrolar aşağı yukarı bugünkü fiyatlarla 15-20 milyon euro. Arsayı alabiliyoruz da kiralayabiliyoruz da. MAM METRO Group Asset Management Emlak Yönetim AŞ, bizim gayrimenkul şirketimizdir ve bizim arazi sahibimiz. Bütün binalar bize ait. Araziyi kiraladığımız 2 tane mağaza var.
Standart mağazamız Antalya gibidir. Satış alanları 8-9 bin metrekare civarındadır. Ama arazi çok zor bulunduğu ve pahalı olduğu için adapte olma şansımız da var. Hızlı bir şekilde yeni mağaza açmak ve büyümek istiyoruz.
2007’yı 841 milyon euro ile kapatmıştınız. 2008 ne olur cironuz?
2008’de 1 milyar euro’ya yaklaşırız. Kısa zaman sonra da aşarız. Kârlı ve sağlıklı bir firma olmak en büyük amacımız. Yatırım politikalarında maceraya girmiyoruz. O şekilde gidiyoruz. Türkiye’de mağaza açmak çok zor. Bundan dolayı istediğimiz hıza kavuşamadık. Metrolarda 3 bine yakın çalışanımız var.
Burada yetiştirip başka ülkelere gönderdiğiniz yöneticiler var mı?
Güneşli mağazası ilk mağazadır. Burada yetişip dünyaya çıkan çok arkadaşımız var. Geçen yıl Metro’da dünyaya en çok adam ihraç eden ülke olduk. 20’yi aşkın yöneticimiz genel müdür seviyesine kadar çıktı.
Güneşli Türkiye olarak iyi bir yönetim ve eğitim ekibimiz var. Buradan gidenlerin hepsi başarılı oldu.
Sizde çeşit de önemlidir...
Biz de çeşit sayısı aşağı yukarı 30 bini aşar. Gıda ve gıda dışında. Tek çatı altında müşterimizin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. En önemli şey ayrışmak. Bu nedenle bazı alanlarda ciddi yatırımlar yaptık. Balık, meyve sebze ve şarap.. Kırtasiye, mutfak ekipmanları konusunda ciddi yatırım yapıyoruz.
Tedarikte Türkiye ağırlıklı değil mi? İthalatınız ne kadar?
Metro grubun Türkiye’den alımı 600 milyon dolardır. Bizim Metro Türkiye olarak yaptığımız ithalat 10 milyon doların biraz üzerindedir. Kalan bütün tedarikimizi Türkiye’den yapıyoruz.
Önümüzdeki dönem nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Ürün gruplarında liderliklerimizi perçinleyeceğiz. Özellikle ağırlık verdiğimiz müşteri gruplarına daha iyi ne verebiliyoruz, ne çözüm sunacağız, buna bakıyoruz. Horeca ve esnaf, kırtasiye müşterisine çözüm sunuyoruz. Otelde derinleşiyoruz. 550 civarında 5 yıldızlı otel müşterimiz var. Ciro gelişmemiz ortalamanın çok üzerinde. 4 ve 3 yıldızlı olanlar için de projelerimiz var.
Bakkallara çözüm sunuyoruz. İyi bakkallar sorun yaşamıyor. Ancak emeklinin açtığı bakkallar sorun yaşıyor. Bizim bakkallara yönelik kitapçıklarımız yayımlandı. Ayağına mal bekleyen ayakta kalamaz. İyi bakkal ayakta kalıyor. Yerleşim bölgesindeyse meyve sebze satmaya başlıyor. İş dünyasının bulunduğu yerdeyse sandviç, tost satmaya başlıyor.
Bakkal cirolarının yüzde 50’si düşük marjlı sigaradır. Bu yapının değişmesi lazım. İş dünyasının bulunduğu yerde hızlı tüketim ürünü satması lazım.
Sizde de öyle sadık müşteri var mı?
Sadık müşterimiz hizmete hassas olan restoranlardır. Bakkallar fiyata odaklıdır. Onun için onlara ucuza buluyorsanız o yüzden bulduğunuz yerden alın diyoruz. Üst düzey restoranlar kaliteye, stoka çok önem verir. Adam akşam müşteriye hizmet verecek. Tedariki tam olmalı. Size güvenmelidir.
Restoran müşterimiz gece ıstakoz istiyor. Arkadaşımız kuralların dışına çıkarak onu o gece buluyor ve taksi tutarak teslim ediyor. Normalde kural dışı ama o arkadaşımızı ödüllendiririz.

Haberin Devamı

ÇOCUKLARI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE: 
Kalemde, silgide kanserojen

Siz kırtasiyede test çalışması yaptınız. Nasıl sonuçlar çıktı?
Biz kırtasiye konusunda Türkiye’nin en büyük toptancısıyız. Çocukların kırtasiye ürünlerinden ciddi kimyasal aldıklarını fark ettik. Her ürünü test ettirmek mümkün değildi. En riskli ürünleri test ettirdik. Matara, beslenme çantası, kalem, oyun hamuru. Biliyorsunuz çocuklar kalemlerini ağızlarına da alırlar, silgileri ısırırlar...
Perdeye sarılmıyorsunuz ama iç çamaşırı öyle değil. Test ettirdik. Ebeveynlere, “Bizden alırsanız çocuğunuza bir şey olmayacak” demek için test yaptırdık. Testlerimizin yüzde 17’sinde sorun çıktı. Sokakta bu oran muhtemelen yüzde 50’dir. Kurşun kalemlerin yüzde 28’inde, silgilerin yüzde 23’ünde standartların üzerinde kimyasal bulundu. Kayıtdışı ürünlerde ciddi risk olduğunu düşünüyoruz. Kalite güvence sistemleri çok zayıf. Dağdan bir kaşık aldık. Daha yapacak çok iş var.
Tabak çanaklara filan çok dikkat edilmeli.  Kalemlerde yalnız Uzakdoğu değil, batı üretimlerinde bile sorun çıktı. Batılı firmalar hemen tepki gösterip, topluyorlar. Türkiye için kalite güvencesini öne çıkarmaya çalışıyoruz.
Erkek çocuğun göğsünü büyütüyor, hormon dengesini bozuyor. Çok zor bir sektör.
Başka nasıl sorunlara yol açıyor?
Gelişim problemleri, hormon yapısı, metabolizma ve büyüme düzensizliklerine sebep oluyor. Kimyasal kalıntılar yasalar ile sınırlandırılmış. Ancak kontrolsüzce yer alabiliyor. Biz raflarımıza koyacağımız kırtasiyede ebeveynlere garanti vermek için test yaptırdık. Seçim yaptık ama bu arada kritik durumu da gözlemledik.
Kalem, silgi, boya, plastik matara, beslenme kabı, çorap, iç çamaşırı ve oyun hamuru gibi ürün gruplarında kimyasal kalıntı olduğunu gördük.
Özellikle okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuk, kalemi, silgiyi ağzına götürebiliyor. Kullandıktan sonra ellerini ağızlarına, gözlerine sürebiliyor. Kullandıkları aletler, iç çamaşırı, çorap gibi tekstil ürünleri sürekli ciltlerle temasta.
Nerede yaptınız bu testleri?
Tüm ürünleri birçok ülke ve akreditasyon kurumunca tanınan akredite Bureau Veritas Tüketim Ürünleri Test Laboratuarları’nda (BV CPS) yapıldı.

Haberin Devamı

Hangi kimyasallar bulundu?
Kırtasiye ve tekstil ürünlerinde bulunan ve gerek ağız gerekse de cilt yoluyla insan vücuduna geçerek sağlık üzerinde olumsuz etkilerde bulunabilecek tehlikeli kimyasal maddelerinin belli başlıları şunlar:
Fitalatlar: Plastiklerin yumuşatılmasında kullanılıyor. Bileşikleri kanser, böbrek ve karaciğer bozuklukları, cinsel gelişim problemleri, hormon yapısı, metabolizma ve büyüme düzensizliklerine yol açabiliyor.
Ağır Metaller: Kanserojen, zehirli veya alerjik nitelikteki ağır metaller, kırtasiye malzemesi kaplamalarında sağlamlığı, parlaklığı sağlamak ya da tekstil ürünleri terbiyesinde kullanılan bazı kimyasalların içerisinde bulunuyor. Ürünlerin boyanmasında ve prosesinde kullanılabiliyor. Bunlardan nikel, kobalt, arsenik, antimon, kurşun, kadmiyum, baryum, bakır ve krom iyonları ter veya ağız yoluyla deriden insan vücuduna geçebiliyor. Böreklerde, karaciğerlerde ve eklemlerde birikebilir, çocukların sinir ve bağışıklık sistemini tahrip edebiliyor.
Azo, Kanserojen ve Allerjen Boya Maddeleri: Kanserojen, allerjen dispers ve yasaklı azo boyar maddelerin kanserojen etkileri bulunuyor. Ciltte alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyorlar.
Formaldehit: Tekstil sektöründe birçok üründe buruşmazlık, su geçirmezlik gibi bitirme (apre) işlemlerinde kullanılıyor. Ciltte alerjik reaksiyonlara, gözler ve solunum yolunda tahrişe yol açabiliyor.
pH: Tekstil ürünleri terbiye işlemlerinde kullanılıyor. Tekstil ürünü üzerinde kalabilecek alkali ve asit artıkları, nemli ortamda cildi tahriş edebiliyor.

Haberin Devamı

Hakan Ergin kimdir?
Hakan Ergin, 1961 Adana doğumlu. Adana Tarsus Amerikan Koleji’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdi. Daha önce Eczacıbaşı grubunda çeşitli kademelerde yöneticilik yapan Hakan Ergin, son olarak Eczacıbaşı Girişim Pazarlama’nın Genel Müdürü olarak da çalıştı. 1995 yılında METRO Group şirketlerinden Metro Toptancı Market’e geçti ve o tarihten bu yana Metro’da Genel Müdürlük görevini yürütüyor.

Haberin Devamı

Türkiye’deki Metro Group şirketleri
-  Dünyanın en önemli uluslararası perakende şirketlerinden METRO Group’un merkezi Düsseldorf’ta. 2007’de 64.3 milyar euro satış yaptı. METRO Group’un bünyesindeki dört marka var: METRO Cash & Carry, Real, Media Markt/Saturn ve Galeria Kaufhof. 
-  Metro Group Türkiye’de üç markasıyla (Metro Cash & Carry, Real ve Media Markt) bulunuyor. 
-  Ayrıca destek şirketleri var. Bu şirketler şunlar:
MAM METRO Group Emlak Yönetim
MGB METRO Group Satınalma
MGI METRO Group iletişim
MGL METRO Group Lojistik

Metro Toptancı Market’in rakamları
-  6 bin hotel, 30 bin restoran, 28 bin bar kafe, 19 bin catering, 40 bin bakkal aktif müşterisi var.
-  2007 cirosu 841 milyon euro’ydu. 2008’i 1 milyar euro’ya yakın ciroyla kapatacak
-  11 marketi açık, 2 yenisi açılıyor. (Gaziantep, Kartal, Adana ve Konya’da Tüketicilere alışveriş ve eğlenceyi bir arada sunmayı amaçlayan M1 Merkez Alışveriş Merkezleri formatında)
-  3 bine yakın çalışanı var
-  Marketlerinde 30 bin çeşit ürün satılıyor
-  Her bir market 15 - 20 milyon euro’ya mal oluyor.

KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar