AB’den bir uyarı daha

Doğan Yayın Holding’e (DYH) kesilen vergi cezası ile ilgili olarak AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, “bağımsız bir basın grubunun ekonomik yaşayabilirliğini zorlayan bir mali yaptırımın ucunun ifade özgürlüğüne dokunduğu” mesajını verdi.
DYH’e kesilen vergi cezası ile ilgili olarak AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun geçen hafta “en üst düzeyden yaptığı” uyarıya dün bir yenisi eklendi.
AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu’nda (KPK) konuşan Rehn, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda yaşanan endişeleri paylaştığını belirterek konunun bu yılki İlerleme Raporu’nda özel bir yere sahip olacağını söyledi.
KPK’da yaptığı konuşmada, ifade özgürlüğünden bahsettiği bir noktada DYH’ye kesilen vergi cezasına değinen Rehn, şunları söyledi:
“Yanlış anlama olmaması gereken bazı noktalar var. Birincisi, konu devletle özel bir şirket arasındaki bir sorun, dolayısıyla Komisyon buna müdahale edemez ve müdahale etme eğiliminde değil. İkincisi, uzlaşma eksikliği olması ve bağımsız bir basın grubunun ekonomik yaşayabilirliğini zorlayan bir mali yaptırımın bulunması. Bu durumun ucu, net bir şekilde, her açık toplumun temel taşı olan ifade özgürlüğüne dokunuyor. Sürmekte olan yasal bir prosedür olduğunu anlıyorum. Komisyon, orantılılık, tarafsızlık ve yargının bağımsızlığı ilkelerini aklının bir köşesinde tutarak bu süreci çok yakından izleyecektir.”

Barroso da Gül’e iletmişti
Rehn’in bu ifadeleri, Barroso’nun geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşmesi sonrasında dile getirdiği, “basın özgülüğü açısından gerekli olan çoğulculuğun ve tam özgürlüğün sorgulanmasına neden olabilecek her türlü kararla ilgili endişeleri” tamamlayan ve bunların paylaşıldığını gösteren bir niteliğe sahip.
KPK’de gerek basın özgürlüğü gerekse DYH’ye kesilen cezalar konusundaki sorularla karşı karşıya kalan Rehn, şu ifadeleri kullandı:
“Basın ve medya özgürlüğü konusundaki endişeleri paylaşıyorum. Durumu, üzerine dikkatle eğilerek ve yakından analiz ediyoruz. Bu yıl yayımlayacağımız İlerleme Raporu’nda medya özgürlüğüne özel olarak odaklanılacak. Bunun nedeni de bu alanda yaşanan bazı gelişmelerden duyduğumuz endişedir. Bu konuya daha dikkatli bir şekilde eğileceğim ve Komisyon tarafından da İlerleme Raporu’nda durumun analizi yapılacak.”
Rehn, “Basın özgürlüğünün garanti altında olması önemli. Bu açık ve demokratik bir toplumun temeli. Herhalde Başbakan’ın ifade özgürlüğünü kısıtlayamam ancak sanırım hepimiz örnek olma konusunda önderlik etmeliyiz. Bu nedenle, eylemlerimizde medya özgürlüğüne hoşgörü ve saygı göstermeliyiz” dedi.
Rehn’in basın özgürlüğü ve DYH’ye kesilen vergi cezası konusundaki yorumlarına Başmüzakereci Egemen Bağış tepki gösterdi. Basının yaşadığı sorunlarla ilgili “uygulama açısını görmezden gelip yasal çerçeve tezini öne çıkaran” bir yaklaşımı tercih eden Bağış şunları söyledi: 

Bağış: Yargı süreci açık
“Son yedi yılda Türkiye’de basın özgürlüğünü kısıtlayacak herhangi bir kanun değişikliği yapılmamıştır. Şu an Türkiye’de tartışılan konu bir şirketin vergi mevzuatıyla ilgili olan bir süreçtir. Maliye Bakanlığı’nın başlattığı bir süreçtir. Aynı şirketin Maliye Bakanlığı’yla geçmişte de benzer süreçleri olmuştur ve o süreçlerde uzlaşma yoluna gidilerek ortak bir noktaya varılmıştır. Şimdi de Maliye Bakanlığı’yla hemfikir olamadıkları konularda yargı süreci açıktır. Türkiye’de yargının bağımsız olduğu iktidar partisine açılan davadan net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu konuda Türkiye’de herhangi bir kısıtlama yoktur. Herkesin bağımsız yargıya güvenmesini ve yargının kararlarına saygı duymasını beklemekteyiz.”