Altın tavsiye

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünyada hem siyasetin, hem de ticaretin odak noktalarının değiştiğini, dünyanın tek bir merkezden, tek bir yaklaşımla yönetilemeyecek kadar büyük olduğunun yavaş yavaş anlaşılmaya başladığını kaydetti.

Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Global Girişimcilik Kongresi’nde yaptığı konuşmada, artık giderek bölgesel ve yerel odaklı yaklaşımlarla hareket edildiğine dikkat çekerek, eski sistemin ekonomiyle siyasetin birbiriyle çok fazla karıştırılması olduğunu, ekonomide elde edilen gücün siyasi müdahalelere kadar varan sıkıntılara yol açmasının devletleri ve toplumları tedbir almaya ittiğini anlattı.

IMF’nin vesayetçiliği

Türkiye’de de bu sıkıntıların yaşandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ekonomimizi düzeltmek için IMF ile yaptığımız anlaşmaların adeta ülkemizin siyasi vesayet altına alınması noktasına gittiğini gördük. Davos’ta bir toplantı yapıyoruz. O dönemin IMF başkanıyla görüşme yapıyoruz. Kendilerine o zaman 23.5 milyar dolar borcumuz var. Onlar ekonomimizle ilgili masaya oturup bunları konuşmuyor, siyaseten de bizi idare etmek istiyorlar.

Şimdi IMF’nin ruhunda vesayetçilik var. Dünyanın zavallı o garip ülkelerinin birçoğu bunların bu vesayetçilik anlayışından bugüne kadar kurtulamadıkları için onları inim inim inletiyorlar. Biz size taksitimizi öderiz, ama siyasete asla karışamazsınız.”

Erdoğan, 2013’teki 23.5 milyar dolar borcun IMF’ye ödendiğini belirterek, sonrasında da onların Türkiye’den 5 milyar euro borç istediklerini, kendisinin de paranın verilmesini söylediğini, ancak onların “Türkler bu parayı verecek” diye şaşırarak bu borç almaktan vazgeçtiklerini söyledi.

Kur baskısı olmasın

Şu anda Türkiye’nin IMF’ye bir kuruş borcu olmadığını dile getiren Erdoğan, “Girişimci ruhu olan devletlerin kendi kurduğu kurumları da çok iyi dizayn etmesi lazım. IMF’yi kuran kim? Bu devletler. Mesela G20 toplantısında bir teklifim oldu. ‘Niye bu borçlandırmaları dolarla yapıyorsunuz. Gelin buraya başka bir para birimini kullanalım.’ Ben diyorum ki bu borçlandırmalar altınla olsun. Çünkü altının bu noktadaki ayarı hiçbir şeye benzemez.

Biz dolarla sürekli olarak dünya bir kur baskısı altında kalıyor. Devletleri ve milletleri bizim bu kur baskısından kurtarmamız lazım. Altın tarih boyunca hiçbir zaman bir baskı unsuru olmamıştır. Dolayısıyla da altınla bu adım atılsın. Bazı emperyal ülkeler Afrika’nın o topraklarındaki altınları, elmasları topladı.

Oralara bir faydası oldu mu? Olmadı. İşte girişimci ruhunu insanlık için kullanan siz değerli dostlara da bunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Buradaki dayanışmamız da çok önemli.”

Türkiye’den ve dünyadan iş insanları İstanbul’daki Global Girişimcilik Zirvesi’nde bir araya geldi. Zirve bugün de sürecek.

Girişimciler için milat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de ve yurt dışında sayısız defa elinde bir çanta ile yola çıkıp 5 - 10 yıl içinde çok ciddi cirolara ve varlıklara sahip işletmeler kurmuş, ticaret ağları oluşturmuş insanlara rastladıklarını söyledi.

Türk milletinin aynı zamanda her işi el yordamıyla yapma, her şeyi sıfırdan inşa etme alışkanlığı olan bir millet olduğunu dile getiren Erdoğan, “Dünyada ve ülkemizde her konuda olduğu gibi girişimcilik hususunda da çok ciddi bir birikim var. Bu birikimi değerlendirmeyi öğrenmek mecburiyetindeyiz. Kongremizin bu bakımdan girişimcilerimiz için bir milat olacağına inanıyorum” dedi.

Yerli uçak sinyali

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayiinde attığı ciddi adımları hatırlatarak şöyle devam etti:

“Silahlı İnsansız Hava Aracı istedik, İnsansız Hava Aracı istedik, bize Batı hep şunu söyledi; ‘Kongre’den izin çıkmıyor’ ama istediğiniz yere istediğiniz izni çıkarıyorsunuz. Bu tür komşular bizi mülk sahibi yaptı. Şimdi bunları biz üretir hale geldik. Diğerleri de üretilecek. İnanıyorum ki Ali Sabancı artık Pegasus’unu gidip de yurt dışından almayacak. Artık onları biz burada üretir hale geleceğiz.”

Sermaye, güven ve istikrara geliyor

Son 15 yılda yaptıkları reformlarla Türkiye’ye demokraside ve ekonomide adeta sınıf atlattıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu sayede Türkiye sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar, yaklaşık 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir. Bu her şeyden önce bir güvendir. Eğer bu güven olmamış olsa bu 180 milyar dolarlık yatırımı, küresel sermayeyi siz ülkenize çekemezsiniz. Bu başarının 2008 küresel finans krizine, Irak ve Suriye’de yaşanan hadiselere, 2013 yılından bu yana neredeyse kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılara, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen, elde edildiğinin unutulmaması lazım. Şayet daha stabil bir gündemle bu dönemi geçirebilmiş olsaydık, inanıyorum ki uluslararası yatırım rakamlarını 2 - 3’e katlayabilirdik.”

Geçen yıl elde edilen yüzde 7.4 büyümeyle Türkiye’nin G20’de birinci, OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye geçmişte G20 ülkeleri arasında değildi. Ama şimdi biz G20 ülkeleri arasında yer alıyoruz. Bugün Türkiye, gayri safi milli hasıla bakımından dünyanın 17’nci, bunu bir de satın alma paritesine göre değerlendirirsek 13’üncü sırada yer alan büyük bir ekonomi. Burada güven var, istikrar var. Eğer bu istikrar, bu güven olmamış olsa küresel sermayenin de Türkiye’ye girmesi mümkün değil.”

40 milyon turist mümkün

Bu yıl turizmde beklentilerin yüksek olduğunu, 36 milyon turist gelebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatta bu rakamın 40 milyonu bulabileceğini söyledi.