"Artık kendi işimin patronuyum"

Yılbaşından sonra Beymen Genel Müdürlüğünü bırakacak olan Nur Akgerman, yeni bir alanda kendi işinin patronluğunu yapacak. Bu işin "perakende mağazacılık danışmanlığı" olduğunu belirten Akgerman'ın hedefi bir yabancı firmanın dünya üzerindeki danışmanlığını almak.

NUR AKKGERMAN, 7 yıldır Beymen'in Genel Müdürüydü. 17 yıldır çalıştığı Beymen'den kendi işinin patronu olmak için ayrıldı. Akgerman'ın yeni işi, perakende mağazacılık danışmanlığı. Bu işiyle de Türkiye'de bir ilke imza atacak.
Nur Akgerman, Beymen'den ayrılmasının tamamen kendi kararı olduğunu, bu ayrılmaya, piyasadaki söylentilerin aksine patronu Cem Boyner'in eşi Ümit Boyner ile herhangi anlaşmazlığın yolaçmadığını söyledi. 1998 yılı başında Beymen'deki görevini bıraktıktan sonra Nur Akgerman'ın kuracağı yeni şirketiyle neler yapacağını, ne gibi hizmetler vereceğini konuştuk. Yılbaşına kadar Beymen Genel Müdürü, yılbaşından sonra kendi işinin sahibi olacak olan Nur Akgerman, aynı zamanda Boyner Holding'e de perakendecilik konusunda danışmanlık yapacak.
Perakende mağazacılık danışmanlığı nasıl bir iş olacak?
- Şu anda ortaklarım belli değil. Bunun bir aile şirketi görüntüsünde olmasını istemiyorum. Profesyonel bir şirket olacak. Ben bugüne kadar Beymen'de de kendi işimi yapıyormuşcasına çalıştım. Ama bir noktaya gelip, ondan sonra o bilgi birikimimi daha yaygın kullanmak istedim. Beymen'deki yıllarım bir akademik kariyer oldu, ama burada 17 yıl çalışmam, bu kariyerimi tamamlayıp da uçayım demek değildi. İnsanlara değişim her zaman planlı gelmiyor. Ben kendi geleceğini sürprizlerle bekleyen bir insan oldum hep.
Danışman olmak istemeniz de bir sürpriz karar mıydı?
- Ben kariyerimin çok özel bir noktasındayım. Bu çok kolay bir karar olmadı. Farklı bir şey yapma dürtüsü bende 6 aydır vardı. İş sahibi olmanın getireceği hazzı değil, bilgi birikimimi kullanmanın getireceği hazzı bekledim.
Bundan başka bir iş yapamaz mıydınız?
- Bilgi birikimim bu alandaydı. Sektör değiştirmeyi hiç düşünmedim.
Müşterileriniz kimler olacak? Hedef kitleniz kim?
- Bu konuda Türkiye'de potansiyel var. Perakendecilik, gerek Türk, gerekse yabancı firmalar tarafından en cazip konulardan. Onlar Türkiye'de perakendeciliği büyük bir fırsat olarak görüyor. Bu işin okulu yok. Daha çok iş tecrübesiyle ortaya çıkan bir birikim oluyor. Başlangıçta konfeksiyon perakendeciliği konusunda hizmet vereceğim, ama sonra her konuda olacak.
Tornavida satan bir mağazanın da danışmanı olacak mısınız?
- Evet. Değişik konulara girmek istiyorum.
Türkiye'de perakendecilik ne aşamada?
- Büyük bir atakta. İstanbul sokaklarının Paris, Londra ve New York sokaklarından bir farkı yok. Türkiye'de perakendeciliğin ilmi ve bilimi bir yapılanma döneminde. Markanın konumlanması, perakendenin verimlilik ve karlılık hesapları, iletişim, bunlar biraz deneme ve yanılma yöntemleriyle gidiyor. Çok heyecanlı ve hevesli yatırımcılar var. Perakendecilik, mal, servis, altyapı ve strateji üzerine kurulu. Bunların verimliliği, motivasyon ve prim sistemleri, dağıtım teşkilatlarının doğru konumlanması beni heyecanlandırıyor, perakendecilik sektöründe doğru örneklerin daha da çoğalmasına katkıda bulunmak istiyorum.
Bu alanda toplam kalite yönetiminden hiç söz etmiyorsunuz. Perakendecilik danışmanlığı yaparken toplam kalite konusunda neler yapacaksınız?
- Kaliteyi kültür olarak görüyorum. Kalite bir kuruluşun içindeki kültürdür. Kültürde o kalite varsa zaten olay gidiyor. Perakendenin hangi kulvarlarda konumlanması gerekiyorsa her türlü katkıyı ortaya koyacağım. Bizde hala herkes aynı yöne doğru koşuyor. Türkiye'de müthiş bir orta kesim varken, herkes büyük alışveriş merkezlerine koşuyor. Herkes oraya koşmak zorunda değil. Türkiye'nin orta kesiminin de çok doğru perakendecilik ilkelerine ve doğru ürünlere ihtiyacı var. Bir kere firmalar doğru konumlanabilirse, kalite işi kolaylaşacak. Verdiği ürün, değerin, kattığı servis ve eşittir fiyatı olacak. Kalite karmaşası içinde bir strateji karmaşası da var. Herkes aynı şeyi, aynı büyük yeri istiyor. Benim kuracağım şirketin bu konuya katkısı olacağına inanıyorum. Doğru değerlerle ve iyi ürünle kalite oluşturulur. Servis ve değer, malın kalitesine dönüşüyor. Bir firma en kaliteli malı yapıyor ama iyi servis vermiyorsa, toplam kaliteyi yakalamış değildir.
Şirketiniz için yabancı ortak düşünüyor musunuz?
- Yabancı ortak düşünmüyorum ama yabancı danışmanlık şirketleriyle işbirliği içine girmeyi düşünüyorum. Bir marka için bir pazar araştırması gerektiğinde bu konuda uzman bir şirketle çalışacağım. Bu çalışma sistemiyle bir daire oluşturacağım. Danışmanlık konusu çok ciddi güvene dayanmazsa, zaten çalışılamaz. İki taraflı güven şart. Burada etiklere çok dikkat etmek lazım. Türkiye'deki yeni perakendecilere ilgim çok fazla. Ama bir yabancı firmanın dünyadaki danışmanlığını yapmak da en büyük hedefim.
Tekstil sektöründe yaşanan krizi, danışman Nur Akgerman nasıl çözerdi?
- İçinde bulunan kriz üretim ve ihracatçıları ilgilendiriyor. Perakendecileri değil. Ama hakikatten böyle bir kriz varsa, sadece üretici olmaktan acilen kurtulmak, tasarıma ve yaratıcılığa kesin yatırım yapılması lazım. Sadece makina yatırımı yetmez, insana ve markaya yatırım yapılması gerekiyor. Kopya işine son verilmesi lazım. Dünya platformunda artık kopya ederek para kazanmak mümkün değil.