Ekonomi Avrupa’daki Toyota tesislerine kalitesiyle öncülük ediyor...

Avrupa’daki Toyota tesislerine kalitesiyle öncülük ediyor...

26.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

İlk üretimini 1994 yılında gerçekleştiren Adapazarı fabrikası, kapasite ve üretim açısından Toyota’nın Avrupa’daki üçüncü büyük tesisi. Ancak kalite konusunda tartışmasız liderliği var...

Avrupa’daki Toyota tesislerine kalitesiyle öncülük ediyor...

Merhum Özdemir Sabancı, otomotive çok ilgiliydi. Toyota’nın Türkiye distribütörlüğünü almış, ancak bu arada da Temsa kanalıyla 1984’te Japon Mitsubishi ile teknik lisans ve distribütörlük anlaşmaları imzalamıştı. Aslında çok heyecanlıydı. Çünkü Temsa ile girişilen otobüs üretimi işi başarılı olamayabilirdi. Ancak çok çalışıldı ve Temsa yavaş yavaş yer edinmeye başladı.

Haberin Devamı

İşte o dönemde Özdemir Sabancı, Toyota işine soyunmaya karar verdi. 40’ın üzerinde seyahat gerçekleştirdi Japonya’ya. Sonunda Japonları Türkiye’de fabrika kurmaya razı etmişti. Temsa’nın kuruluşunda yanından eksik etmediği Tamer Ünlü’yü aradı ve “Toparlan, İstanbul’a geliyorsun. Birlikte fabrika kuracağız” diyor. Ünlü, ilk başta duraksıyor. Sabancı, “Tamam, o iş bitince seninle bir başka fabirka kurarız” diye devam ediyor.

Projenin olmazsa olmazı!

Şirket, yüzde 50’si Sabancı, yüzde 40’ı Toyota ve yüzde 10’u Mitsui’nin olmak üzere 1990’da kurulur. Sonrasında fabrikanın kurulması için, arazi satın alınması sürecine girilir.

Bir ofis kurulmuş, ardından küçük küçük bir dolu arazinin satın alınması işlemine başlanmış. Hatta Özdemir Sabancı’nın da, zaman zaman ayağına lastik çizmeleri geçirip, köylülerle konuşmaya gittiği söyleniyor. Toyota Türkiye CEO’su Orhan Özer, “670 dönüm yerimiz var. Ama aslında 300 dönümlük bir yerimiz daha bulunuyor fabrikanın yanında. Orası tarım arazisi olarak görünüyor. Yani ciddi büyüme alanımız var” diyor.

Haberin Devamı

Elbette projenin ilk zamanlarında Japon tarafında bir miktar tereddüt yaşanmış. Özellikle de Türkiye’de güncel bir modelin üretilmesi konusunda. Ancak Özdemir, bu konuda ısrarlı olmuş ve “Ne varsa, o üretilecek. Ne üretilecekse en yenisi, en son teknolojiye sahip olanı yapılacak! Projenin olmazsa olmazı budur” diyerek bu endişelere son noktayı koymuş.

Fabrikanın kuruluş aşamasında, beklenenin aksine Japonya’dan kalabalık bir heyet gelmemiş. O dönemde başka fabrikalar için de çalışıldığından, sadece ihtiyaç duyulduğunda yardım edilmiş.

Kapasitenin altında kaldı

Ve fabrikanın kurdelası, 7 altın makasla kesilir, ilk Corolla 1994 yılının eylül ayında bantlardan indirilir. Başlarda otomobillerin yüzde 40 yerli parçayla üretilmesi öngörülmüş, bunun, üç yıl içinde yüzde 70’lere ulaştırılması planlanmıştı.

100 bin kapasiteli fabrikada, 1997’de 50 bininci araç bantlardan indirildi. Bu arada Özdemir Sabancı’nın vefatından sonra oğlu Demir Sabancı da Toyotasa’da çalışmaya başlamıştı. İç pazarda yeni otomobil satışları, “bedelsiz ithalat” nedeniyle bir hayli düşmüş, Toyota’nın da üretim rakamları planlananın altına inmişti. Bu dönemde kriz, bir miktar ihracatla aşılmaya çalışılmıştı.

Haberin Devamı

Bununla birlikte şirketin alması gereken teşvikler konusunda da bazı aksamalar vardı. Teşvikte Kaynak Kullanımı Destekleme Primi vardı. Yani yatırımın bir kısmını devlet geri ödüyordu o dönemde. Ödemeler gecikti ve sonuçta şirket, belirlenen döviz cinsinden rakamın beşte birini, hatta daha azını alabildi.

Şirketin dönüm noktası

İşler hala iyi gitmiyordu. 2000 yılındaki krizle birlikte Sabancı, hisselerinin yüzde 15’ini Toyota’ya sattı. Nitekim 100 bin kapasiteli fabrikada o yıl 2 bin 800 araç üretilebilmişti. Merhum Sakıp Sabancı, o dönemde İstanbul Sanayi Odası’nda “Dünyanın yatırımı, robotlarla dolu fabrika duruyor. Bu modern fabrikanın yöneticileri ‘sıfır’ üretim diyorsa, yangın var demektir” diye haykırır. Ardından son hisselerini de devrederek Toyota fabrikasından çekilir.

Haberin Devamı

Toyota adapazarı fabrikası, o tarihten sonra değişmiye başlar. Tamamen ihracat odaklı bir otomobil fabrikası haline dönüşmeye başlayan tesis, 2002’den itibaren de ihracata yüklenmiş. Toyota Türkiye CEO’su Orhan Özer, “İlk başlarda sadece Türkiye pazarı için üretim yapıldığından, eksiklikler vardı. İhracata dönük üretim başlayınca, otomasyon arttı” diyor. Üretimi artırma yönünde yatırımlar yapılmış, iş yapış şekilleri değişmiş, pek çok eğitim verilmiş. Özer, “Ancak tüm bunlar sarsıcı bir şekilde olmadı. Bizim fabrikamızda çok yumuşak değişiklikler yaşanır. Ama bir yıl sonra bakarsınız ki, aslında çok şey değişmiş!” ifadesini kullanıyor.

“Ciddi yatırımımız var”

Toyota’nın, yatırım yaparken alınacak teşviklere bakmadığını, daha çok operasyonla ilgilendiğini kaydeden Özer, “Burası verimli mi, değil mi diye bakar. Bölgenin konumu, lojistiği, altyapısı iyiyse oraya yatırım yapılır ve büyütülür. Avrupa’da 7 ülkede 9 fabrikası var Toyota’nın. Biz, ölçek yani kapasite ve ciro yapma potansiyeli açısından üçüncüyüz. Gerek kalite gerekse maliyet ve diğer üretim parametreleri açısından ise tartışmasız öncüyüz” diyor.

Haberin Devamı

Toyota Türkiye fabrikası, kalite konusunda da diğer Toyota fabrikalarına örnek olmuş. Özer, bu konuda “Neredeyse her konuda örneğiz Avrupa’da. Bu yüzden sürekli ziyaretçilerimiz var” ifadesini kullanıyor. 170 bin adedin üzerinde kapasiteye rağmen üretimin 80 binlerde kalmasının üzücü olduğunu ifade eden Özer, “Bunun çok büyük mücadelesini verdik. Bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkma yolunda da ilerliyoruz. Yakında güzel gelişmeler olacak” diye ekliyor.


Avrupa’daki Toyota tesislerine kalitesiyle öncülük ediyor...



Fabrikanın ortasındaki arazi
Toyota Türkiye’nin fabrika arazisi, pek çok küçük arazinin satın alınması sonucu ortaya çıkmış. Sadece biri dışında... Fabrikanın sınırları içinde kalan, sosyal tesislerin önündeki çim ekili 2 bin metrekarelik arazi henüz satın alınmamış. daha doğrusu sahipleri tarafından satılmamış. Bunun aile yadigarı olduğunu belirten ve Almanya’da yaşayan bir aile, burasının olduğu gibi korunmasını rica etmiş. Öyle de olmuş...



ÇALIŞANLARIN ÖZDEMİR BEY’E VEFASI

Fabrikanın kurulmasında büyük emeği geçen merhum Özdemir Sabancı’nın anısı, tesisin en güzel yerinde duruyor. Fabrikada çalışanların da destekleri sonucu oluşturulan ve anıt-park olarak tasarlanan Japon Bahçesi’nin en önemli bölümünde, Özdemir Bey’in heykeli yer alıyor. Park, 1997’de açılmış.
Çalışanların fabrikayla olan bağlılık ilişkileri de bu kadarla bitmiyor. 2 bin 500 kişilik daimi personelin 400’ü gönüllü olarak Japonca öğrenmiş. Kurslar sürüyormuş. Bununla birlikte 1999’daki Gölcük Depremi sırasında fabrika, evleri zarar gören çalışanlarının bir kısmını ve yakınlarını bahçesinde ağırlamış.
Başkan direğe çıktı!
Bununla birlikte Toyota da, işçisine verdiği önemi başka fırsatlarla da belli ediyor. Nitekim fabrikada bir işçi, 2003’te yüksek platformdan düşüp yaralanınca, Avrupa Toyota’nın o dönemdeki Başkanı Dr. Shuhei Toyoda özel jetiyle Adapazarı’na gelmiş. Dr. Toyoda’nın ilk işi, “Kaza riski var mı?” diye işçinin düştüğü yere bizzat tırmanmak olmuş. Tehlikesiz olmadığını görünce rahatlayan Toyoda, işçiye geçmiş olsun ziyareti yaparken, yetkililere da, “Arkadaşa, bu yatakta ben yatıyormuşum gibi bakın lütfen” talimatı vermiş.


Avrupa’daki Toyota tesislerine kalitesiyle öncülük ediyor...



TOYOTA TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ KAVŞAKLARI
1990 Toyotasa olarak kuruluş
1992 Fabrika temeli atıldı
1994 7. Nesil Corolla Sedan üretimi başladı.
1995 7. Nesil Corolla Wagon üretimi başlangıcı
1998 8. nesil Corolla Sedan üretilmeye başlandı.
2000 100 bininci araç üretildi
2002 9. nesil Corolla Sedan ve Wagon üretimine geçildi ve ihracat başladı.
2003 Çift vardiya üretime geçildi
2004 Yıllık kapasite 100 binden 150 bine çıkartıldı, Corolla Verso üretimi başladı
2005 500 bininci araç üretimi yapıldı
2007 Auris üretimi başlandı
2009 Yeni Verso üretim başlangıcı
2009 1 milyonuncu araç banttan indirildi