18.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
axeko022.jpg Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erten, yaptıkları incelemelerde hazır köftelerin yapımında kıyma yerine soya kullanıldığını tespit ettiklerini bildirdi. Erten, soyanın nişasta haline getirildikten sonra et normuna dönüştürüldüğünü ve kıyma haline getirildikten sonra köfte yapımında kullanıldığını kaydetti. Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erten, hazır köfte yapımında bazı üretici firmaların kıyma yerine genetik yapısı değiştirilmiş soya kullandığının tespit edildiğini açıkladı. Erten, piyasada haksız rekabete de yol açan soyadan yapılmış hazır köftelere karşı tüketicileri uyardı. Erten, soyadan yapılanla et kıymasından yapılan hazır köftenin birbirinden ayrılmasının en kolay yolunun fiyatlarına bakmak olduğuna işaret etti. Soya kıymasından yapılan köftenin et kıymasından yapılana göre çok daha ucuz olduğunu söyleyen Erten, kıymanın kilosunun 10 milyon lira dolayında bulunduğu, 2 - 3 milyon liradan satışa sunulan hazır köftelerin ise çoğunun soya kıymasından yapıldığına işaret etti. Soyadan yapılan hazır köftelere ilişkin olarak denetimler yapıldığını ifade eden Erten, teknik personelin yetersizliğinden yakındı. Erten, soyadan hazır köfte yapan işletmelerin yakalanması durumunda haklarında cezai işlem yapıldığını da kaydetti. Türkiyede soya üretiminin az olduğu ve bu ürünün büyük oranda ithal edildiğine işaret eden Erten, büyük kısmının da genetik modifiye ürünler olduğuna dikkat çekti. Erten, soyadan yapılan hazır kıymaların diğerlerine göre fiyatlarının düşük olması nedeniyle piyasada haksız rekabete yol açtığını da kaydetti. Ceza kesiyoruz Soyalı döner, mekanik kıyma ne olacak? Bugün köftecilerin veya dönercilerin hemen hepsi sığır kıymasının içine soya kıyması karıştırıyorlar. 10 kiloluk bir döner veya köfte harcı hazırlamak için 10 kilo sığır kıyması almanız gerekmiyor. 7 kilo sığır kıymasının içine yarım kilo soya kıyması karıştırarak yine 10 kilo döner çevirebiliyor veya 10 kilo köfte pişirebiliyorsunuz.Yarım kilo soya kıyması, sıcak suyun içinde bekletilince şişerek 3 kilo ağırlığa ulaşıyor. Böylece köftenin ya da dönerin maliyetini düşürüyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın, soya kıymasının sağlık açısından hiçbir sakıncası yok. Ama fiyatı ucuz olduğu için soyalı köfte ve döner, sığır köftesi ya da döneri diye yüksek fiyata satılınca tüketici kandırılmış, satıcı haksız kazanç elde etmiş oluyor.Bu konulardan, Türkiyedeki en yetkin isimlerden biri olan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Çetinerin de söylediği gibi soya unu, soya kıyması ve soya eti, protein açısından sığır eti kadar zengin ve sıfır kolestrollü olduğu için de daha sağlıklıdır ve çok daha ucuzdur. Bu nedenle tüketiciyi soya kıyması ile korkutmak çok yanlış bir iş.. Burada problem tüketicinin kandırılması. Soya kıymasının et kıyması fiyatına satılması... Ama genetik meselesi ayrı. Genetiği değiştirilmiş soya kıyması konusuna gelince... Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erten, köfte yapımında genetiği değiştirilmiş soya kullanıldığını söylüyor ve tüketiciyi uyarıyor. Ama işin ilginci soyanın genetiği Türkiyede değiştirilmiyor, değiştirilmiş olarak geliyor. Yani ithal ediliyor. Peki, bakanlık madem tehlikeli buluyor, niye izin veriyor?..Türkiye gibi AB ülkeleri de mısır, soya fasulyesi ile soya ununu ABD, Arjantin ve Brezilyadan ithal ederek tavuk, hindi, sığır ve koyun besliyorlar. Bütün dünyaya soya ve mısır satan bu ülkeler geneteği değiştirilmiş (GDO) soya ve mısır üretiyorlar. Eğer bu soya ve mısırlar sakıncalı ise Tarım Bakanlığı bunların ithaline izin vermesin... İthalata niye izin veriliyor? Aslında genetiği değiştirilmiş (GDOlu) soyanın veya mısır insan ya da hayvan sağlığına zarar verdiğine ilişkin henüz bilimsel kanıt yok. Bu yüzden kullanımı sürüyor. Kullanımı yem, et ve süt ürünlerinde maliyeti de düşürüyor. Fakat, tüketicinin kandırılmasını önlemek önemli.Daha önce Milliyette çeşitli defalar yazdık. Tavuk eti işleyen fabrikalarda tavuk derisi, hindi gerisi, kanat ucu gibi artıklardan kıyma yapılıyor. Piyasada mekanik kıyma diye adlandırılan bu kıymanın kilosu 1 YTLden ucuza satılıyor. Ancak bu bazı marketlerde kilosu 10 - 12 liradan satılan sığır kıymasının içine karıştırılarak tüketici aldatılıyor. Sucuk - salam vb et mamullerine de karıştırılıyor. Müsteşar Yardımıcımız bundan da söz etmiyor. Tavuğun derisi, hindinin gerisi Doğrusu açıklama için Sayın Müsteşara biraz günaydın diyesim geldi. Soyalı döner konusunu aylar önce yazdım. Dönerde başka sorunlar da var. Müsteşar Yardımıcısı Erten, soya karıştırılmış hazır köftelerden bahsediyor ama soyalı dönerden söz etmiyor. Piyasada köşe başındaki döner büfesi de, bazı anlı şanlı kebapçılar da dönerin içine soya kıyması karıştırıyorlar. Müsteşar yardımcısı, soyalı dönerden söz etmeyerek hazır köfte aleyhine bir haksız rekabet yarattığının farkında bile değil. Soyalı köfte ya da mekanik kıymalı sucuklarla vatandaş aldatılırken, bu soygunu önlemesi gereken makamdaki kişi, sokaktaki vatandaş gibi gazetelere demeç vererek şikayetçi oluyor. Onbinlerce kişinin çalıştığı Tarım Bakanlığının yetkilisi, hilebazları cezalandırarak tüketicinin aldatılmasını önleyeceği yerde, dertli dertli yakınıyor. Görevini yapmıyor Genetiği değiştirilmiş ürün yok Tarım ve Köyişleri Bakanlığı domates, hıyar ve biber tohumları üzerinde yapılan analiz ve incelemelerde, genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürüne rastlanmadığını açıkladı.Tarım ve Köyişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ankara İl Kontrol Laboratuvarı aracılığı ile yürütülen GDOlu ürün takibinde, araştırma kuruluşları ve özel sektör domates tohumlarından 27 örnek üzerinde çalışıldığı, hiçbirinde GDO tespit edilemediği vurgulandı.Elde edilen sonuçların uluslararası kontrollere açık olduğu kaydedilen açıklamada, üzerinde çalışılan hıyar ve biber tohumu örneklerinin yanı sıra pazardan alınan domates örneklerinde de GDOya rastlanmadığı ifade edildi.Açıklamada, her üründe güvenilir GDO analizi yapılamadığına, mısır ve soya fasulyesi gibi ürünlerde güvenilir analiz yöntemleri olmasına karşın, mısırdan elde edilen glikoz ve früktozda GDO tespitinin zor olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, Orta Doğu Teknik Üniversitesinin (ODTÜ) ülkenin değişik yerlerindeki marketlerden toplanan domates örneklerini kullanarak yaptığı incelemede, örneklerin çoğunun GDO olduğu sonucuna ulaştığı anımsatılarak, "ODTÜden, kullanılan materyal ve DNA örneklerini resmi olarak istedik. Ancak, üzerinde çalışılan materyalin yedeği ve DNAsı olmadığı gerekçesiyle olumlu yanıt alamadık. Dünyada tescil edilmiş GDOlu domates çeşidi sayısı çok az, üretime intikalinin ise yok denecek seviyededir" denildi.