Google çalışanları Google+’ı kullanıyormuş, hem de fazlasıyla!

Geçen hafta “Google+’a önemli bir sırrınızı yazabilirsiniz ve bu sır sizinle birlikte mezara gidebilir” yazmış, Google çalışanlarının dahi bu sosyal mecrayı pek kullanmadıklarını gösteren bazı rakamlar paylaşmıştım. Google’dan kullanıcı etkileşimi konusuna değil ama çalışanlarla ilgili iddiaya itiraz geldi. Hem de çok güçlü kanıtlarla birlikte.
Anlaşılan o ki, Google ekibi Google+’ı günlük paylaşımlar için kullanmakla kalmıyor, en mutlu günlerinde bile sitenin nimetlerinden faydalanıyor.

Hangout ile kız istemek!
Google Türkiye çalışanlarından Ayşe Naz Helvacı da onlardan biri. 10 Kasım akşamında nişanlanan Helvacı, en yakın arkadaşlarından birçoğunun ABD’de yaşaması üzerine Google+’ın video konferans özelliği ‘hangout’u kullanmaya karar vermiş. Hangout sayesinde Palo Alto, Maryland, Pennsylvania, Pittsburgh’da ikamet eden dostlarıyla mutlu anını canlı olarak paylaşabilmiş.
Hatta ABD’deki arkadaşlar, eşzamanlı şekilde Türk kahvesi içerek kız isteme geleneğimizi de enternasyonel boyuta taşımayı başarmış. Yine de bu eğlenceli grubun Twitter üzerinden nikah kıyan radikal internetçilerin ülkesi Türkiye’de büyük bir devrime imza attıklarını söylemek güç. Bu vesile ile bana ulaşan Ayşe Naz Helvacı ve müstakbel eşine bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.

150 milyon kullanıcı
Sadece Ayşe Naz Hanım değil, Google da Hangout’un değerinin farkında. Arama devi, Facebook’un elinde olmayan bu silah ile müşteri tarafında etkileşimi artırmaya çabalıyor. Ünlü isimler ve büyük markalar ile Hangout etkinlikleri düzenleniyor. Mesela, Trendyol’un Hadise ile yaptığı canlı yayın 30 bin kişi tarafından izlenmiş. Global rakamlara göre sitenin 150 milyon aktif kullanıcısı mevcut ve günde 10 binin üzerinde hangout yapılıyor.
Ancak Google+’ın halen istenilen kullanıcı sadakatini oluşturamadığı açık. Ben özellikler, tasarım ve kullanım pratikliği (özellikle mobil tarafta) açısından Google+’ı Facebook’tan daha fazla beğeniyorum. Google’ın ise böyle düşünen birinin neden hâlâ Facebook’u tercih ettiğini bulması gerekiyor.

Neler oluyor hayatta!

* Siber aktivist grup Anonymous, 650 İsrail sitesini çökertti, veritabanlarını sildi, binlerce şifreyi yayınladı.
* Steve Wozniak kurduğu şirketi bombalamaya devam ediyor: “Microsoft Apple’dan daha inovatif şirket haline geldi.”
* Halo 4 oyunu ABD’de ilk 24 saatte 220 milyon dolarlık satış rakamına ulaştı.
* Kızıyla iddiaya giren anne Blackberry’si ile bir kitap yazdı.
* Google iOS harita uygulamasını bitirmek üzere olduğunu açıkladı ancak Apple’ın onaylaması şüpheli.

Operatörlerin e-kitap sevdası!

Operatörler kendileri için küçük kalemler ifade eden alanlarda dahi yarışmacı kimliklerini kaybetmiyorlar. Bu bağlamda TTNET ve Turkcell’in bir gün arayla e-kitap projelerini kullanıcılara açması da tesadüf değil. Ülkemizde e-kitabın yayıncılık sektöründeki payı binde 4 civarında. ABD’de ise bu oran yüzde 13 seviyesinde. Dijital dönüşüm ile e-kitap pastasının yeni piştiği ülkemizde okuma alışkanlıklarını olumlu değiştirmek mümkün. Bu nedenle yukarıda bahsettiğim rekabetten hiç şikayetçi değiliz.
Turkcell’in “Kitaplık” projesi ile Turkcell abonesi olmayanlar bile e-kitaplara ulaşabiliyor. Ideefixe ile işbirliği yapan Turkcell yerli ve yabancı yaklaşık 4 bin e-kitabı kullanıcılarına sunuyor. Daha önce e-kitap web servisini açan TTNET de bu hizmeti mobil mecraya taşıdı. Uygulamada 3 binden fazla e-kitap bulunuyor.

Kâğıt kitaba yüzde 8, e-kitaba yüzde 18 vergi!

Random House ve Penguin gibi dev yayınevleri Amazon ve Apple gibi dijital rakiplere karşı birleşir, kitap dünyasında elektronik devrim yaşanırken bu topa hiç girememiş Türkiye’de de dönüşüm kaçınılmazdı. Ancak kağıt kitaba yüzde 8, e-kitaba ise yüzde 18 KDV koyulan tuhaf ve güzel ülkemizde (özellikle fiyat anlamında) bazı imkanlara ağır çekimde ulaşmayı bekleyebiliriz.