23.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERKAN ARMAN
Uluslararası dev şirketler ekonomide reform süreci vaat eden Türkiye’yi çok yakından takip ediyor... Türkiye’de ‘yabancı yatırımcı’ denince akla ilk olarak Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) geliyor. YASED bünyesinde 30 ülkeden 250 dev şirket var. Türkiye’deki yabancı yatırımın yüzde 85’i YASED üyesi şirketlerden geliyor.
YASED’in başında ise, ABD’li havacılık devi Boeing’in de Türkiye Genel Müdürü olan Ayşem Sargın var. Koronavirüsün dünyayı pençesine aldığı bu dönemde Sargın, salgının yakından etkilediği iki alanda iki şapkasını da başarıyla taşıyor.
Ayşem Sargın, Türkiye’nin potansiyelini iyi bilen bir isim. Kariyeri boyunca uluslararası dev şirketlerde yöneticilik yapsa da hep Türkiye’de yaşamış.
11 Kasım’da Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya gelen YASED Yönetim Kurulu’na başkanlık eden Sargın, “Türkiye’de yatırımı olan şirketler makroekonomik istikrarı takip ediyor. ‘Ekonomiyle ilgili doğru adımlar atılıyor’ mesajını verdiğimiz sürece mutlular. Cumhurbaşkanımızın reformla ilgili mesajları çok olumlu karşılandı” diyor.
Türk şirketi gibiyiz
Sargın sohbetimizde yabancı yatırımcıların hukukun üstünlüğü, ekonomik ve finansal istikrar ile öngörülebilir yatırım ortamını ‘temel taşlar’ olarak gördüğünü vurguluyor.
Dünyanın önde gelen şirketlerinin çoğunun zaten Türkiye’de yatırımı olduğunu hatırlatan Sargın, şuna da dikkat çekiyor:
“Burada yatırım yapmış şirketlerin yatırımını büyütme eğilimi, yeni gelecek yatırımcılara göre daha yüksek. Bu şirketler Türkiye’yi tanıyor. Mevcut yatırımcıların korunması çok önemli. Pek çoğumuz kendimizi Türk şirketi olarak görüyoruz. Yöneticilerimiz de Türk.”
Sargın’la yabancı yatırıma giden yol hakkında ipuçları barındıran sohbetimiz şöyle:
11 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan YASED Yönetim Kurulu’nu kabul etti. Erdoğan’ın reform vurgusu ve uluslararası yatırımcılara kolaylık sağlanması yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Söz konusu açıklamalarının uluslararası yatırım camiasında yarattığı büyük memnuniyeti bizzat kendilerine ifade ettik. İstikrarlı, öngörülebilir ve güvenli bir yatırım ortamı, ülkemizin büyüme ve istihdam potansiyelini gerçekleştirmesi için en önemli başarı kriteri. Cumhurbaşkanımızın finansal istikrar, fiyat istikrarı ve makroekonomik istikrarın sağlanması ile yatırım ortamının cazibesinin artırılmasına yönelik öngörülerini yürekten destekliyoruz.
Kendilerinin mesajlarında değindiği ekonomik ve finansal istikrar, öngörülebilir yatırım ortamı, hukukun üstünlüğü gibi konular yatırımlar için son derece önemli temel taşları. Bu alanlarda her adımın biz uluslararası yatırımcıların buradaki yatırımları korumak ve büyütmek üzere elini güçlendirdiğinden söz ettik. Türkiye’nin profilini yükselttiğimiz ölçüde kalıcı finansman ve uluslararası doğrudan yatırımları da ülkemize çekebileceğiz.
Sizce en acil reformlar neler?
Uluslararası yatırımcılar, yatırım ve büyüme kararlarını, bir ülkenin yatırım ortamını tüm unsurlarıyla değerlendirerek alır. Başta hukukun üstünlüğünün temini olmak üzere, istikrarlı bir ekonomi politikasının uygulanmasını, öngörülebilirliğin ve yatırım güvenliğinin teminatı olarak görüyoruz.
Cumhurbaşkanımızın tüm bu alanları kapsayacak şekilde; hukuk, finans, maliye politikası ve yatırım ortamına ilişkin gelişmeleri işaret eden öngörülerinin tamamını eş düzeyde önemli görüyoruz.
Görüşme sonrası Türkiye’ye yatırımların artmasına ilişkin temaslarda bulundunuz mu?
Cumhurbaşkanımızın yeni ekonomi dönemine ilişkin açıklamaları ve reform çağrısı uluslararası yatırımcılar tarafından da olumlu karşılandı. Toplantımızın hemen sonrasında merkezlerimize gelişmeleri aktardık. Burada en önemli bulduğumuz konu reform mesajlarının uygulamaya geçmesi ve süreklilik arz etmesi. Bizlerin üzerinde özellikle durduğu konu, halihazırda ülkemizin potansiyeline ve gücüne inanarak burada yatırımlarını gerçekleştirmiş uluslararası yatırımcıların mevcut yatırımlarını koruyacak ve daha da artırmalarını sağlayacak bir ortamın sağlanması. Bu alanda atılacak her türlü olumlu adım, ertelenen yatırım kararlarının bir an önce tekrar değerlendirmeye alınmasını sağlayacak.
Vergi teşvikleri, kur ve faiz ortamı gibi hususlarda öncelikleriniz neler?
Kur ve faizle ilgili çok temel bir görüşümüz ve beklentimiz var: Öngörülebilirlik ve istikrarın sağlanması. Biz ekonominin ehil ellerde olduğuna inanıyoruz ve yeni ekonomi yönetimine güveniyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları da bunu işaret etmesi bakımından çok önemli.
Yatırım ortamında öngörülebilirlik ve şeffaflığın sağlanması; güçlü bir makroekonomik istikrarın temini ile hukukun üstünlüğü ve piyasa ekonomisinin tüm unsurları ile işletilmesine imkan sağlayan bir iş ve yatırım ortamının sağlanması ile mümkün. Ülkemizin bu yeni dönemde bu konuları daha bütüncül bir yaklaşımla ele alması, kurumları güçlendirmesi ve biz uluslararası yatırımcılarla daha yakın bir işbirliği ortamı oluşturması ile ciddi mesafe kat edebileceğine inanıyoruz.
Somut bir adım
Yatırımlar Çerçeve Kanunu ve Ar-Ge’ye yönelik adımları vurguluyorsunuz.
Yatırımlar Çerçeve Kanunu Türkiye’nin tam rekabetçi bir yatırım ortamı sağlaması için pek çok özelliği barındırıyor. Hazırlığına çok katkıda bulunduk. Bakanlıkların, farklı kuruluşların da görüşlerini dahil etmesi gerekiyor. O yüzden önümüzde biraz yol var. Cumhurbaşkanımıza da ilettik, önemli olan, yatırımcılarımıza bu mesajları veriyoruz, böyle bir kanunla takip edersek, çok somut bir adım olur.
Türkiye’de Ar - Ge desteklerimiz kuvvetli. 180 civarında şirketimizin burada Ar-Ge veya mühendislik merkezi var. Bu da bizim mühendislik kabiliyetimiz için know - how getiriyor. Bu yatırımları daha da büyütecek tedbirlerle ilgili önerilerimizi paylaştık.
‘Daldığımız yerle çıkış yeri farklı’
Nasıl bir yatırım atmosferi bizi bekliyor?
YASED’in 250’ye yakın üyesi 15 farklı sektörde Türkiye’nin nabzını tutuyor. Kovid - 19 süreci öyle bir dönem ki her yerde zorluklar var. Bütün şirketler 2 şeye odaklanıyor: Bugünü en az hasarla nasıl atlatırız? İkincisi, bu geçince hâlâ nasıl rekabet edebilir halde oluruz?
Daldığımız sudan çıktığımız yer bambaşka olacak. Ekonomi tekrar canlanacak ama bazı ülkelerin bazı dönüşümleri çok hızlı tamamlaması gereken bir döneme giriyoruz. Yatırımlarda verimlilik çok önemli hale geliyor. Daha önce gündemde olmayan tedarik zincirlerinde yedekleme konusu ortaya çıktı.
2020 ve 2021’de uluslararası yatırımlarda ciddi bir daralma bekleniyor. Çünkü şirketler kendilerini korumaya aldılar. Sonraki dönemde dijitalleşme, kaynak çeşitlendirmesi gibi yatırımlar olacak. Dijitalleşme Türkiye olarak çekmek için önem verdiğimiz konulardan olmalı. İş gücümüzün buna uyumlu hale getirilmesi lazım.
Kadınlara yol açmak
Bir kadın yönetici olarak zorlukla karşılaştığınız oluyor mu?
Bir kadın olarak kendimce bir bayrağı taşıdığımı düşünüyorum. Yaptığım işi iyi yaparsam benden sonraki kadın yöneticilere bir yol açılır diye bir ümidim var. Ne Boeing’de, ne Türkiye’de attığım adımlarda kadın olarak hiç zorlanmadım, her yerde saygı ve sevgiyle karşılandım.
40. yıla özel yatırım zirvesi
YASED’in 40. yılı. Özel bir etkinlik olacak mı?
YASED’in 40. yılı vesilesiyle, 7 - 11 Aralık’ta ‘YASED Uluslararası Yatırım Zirvesi’ni düzenleyeceğiz. Bu, dijital ortamda küresel bir yatırım zirvesi. Amaç, küresel yatırım ortamı gelişmelerini dünyadaki uzmanlarla değerlendirdiğimiz uluslararası bir platform yaratmak. Sayın Cumhurbaşkanımız zirvemizin açılış konuşmasını yapmayı kabul ettiler.
40. yılımızı, uluslararası yatırımlar hakkında şimdiye kadar ülkemizdeki en kapsamlı etkinlikle kutlayacağız. Zirvede, özellikle küresel yatırım trendleriyle ilgili öngörüler, pandemi sonrası küresel tedarik zincirleri, dijitalleşme, insan kaynakları ve girişimci ekosistemi gibi konuları tartışacağız.