10.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hanife Baş
Dünya artık mobil uygulamalar etrafında dönüyor. Geleneksel hizmet, finans ve ürünleri mobil üzerinden sunan girişimlern etkinlikleri giderek artıyor. Yeni bir mobil aplikasyonun lanse edilmediği gün yok. Bunların hepsi başarılı olamıyor ama başarılı olanların sayısı bir hayli fazla. Mobil uygulama analitiği firması App Annie’ye göre 2020 yılında bu dünya 101 milyar dolarlık hacime ulaşacak. İndirilme rakamları ise 200 milyarı aşacak.
Türkiye’de de benzer gelişim var. Bu alanda Android ve iOS olmak üzere iki işletim sistemi var. Herkes bu ortamlar için uygulama geliştirebiliyor. Bunun için pek çok mobil uygulama platformu var. Mobil uygulama yapmak da sanıldığı kadar teknik beceri gerektirmiyor. İyi bir fikriniz varsa, programlama dili bilmeden ve çok da bütçe harcamadan siz de kendi mobil uygulamanızı yaratabilirsiniz. 2017 yılına da kendin yap mobil uygulamaların damga vurması bekleniyor.
Hem kendiniz hem de şirketiniz için mobil uygulama geliştirmede kullanılabileceğiniz platformlara göz attık.
AppsBuılder: İngilizce bir platform. Kod bilgisi gerektirmiyor. Sunduğu en büyük avantajlardan biri e-ticaret platformlarına entegre edilebiliyor olması. Bu platformla geliştirdiğiniz uygulamayı web sitenize, blogunuza, sosyal medya hesaplarınıza entegre edebiliyorsunuz. Anlık bildirimler ve uygulama içi mesajlar gönderebilir, reklamlar hazırlayabilir, kampanyaları üçüncü parti hizmetlerle takip edebilirsiniz. Sunduğu pek çok farklı tasarımdan size en uygun olanını seçebilirsiniz.
MobilM: Yerli platformlardan biri. Özellikle küçük işletmeleri hedefliyor. İşletmeniz veya kendiniz için özel bir mobil uygulama yapmak iserseniz Android ve iOS’da bunu geliştirmenize yardım ediyor. Sosyal ağlarla entegrasyon fırsatı sunuyor.
Online ticaret, anlık bildirim, çevim dışı içerik, özelleştirilebilir sayfalar diğer sunduğu özellikler arasında. Native denilen yani doğal bir uygulama yaratmayı mümkün kılıyor.
Flex App: Diğer yerli bir seçenek. Biraz daha profesyonellere hitap ediyor. Mobil uygulama yaptırmak isteyen şirket veya kişilerin, mobil uygulama geliştiricileri ile buluşmasını sağlıyor. Flexcoder Bilişim Yazılım bünyesinde hizmet veriyor. Yedi yıllık araştırma ve geliştirme sonrasında tasarlanan Flexapp Platformu, kod yazmaya gerek kalmadan pratik bir şekilde uygulama geliştirmeyi olanaklı hale getiriyor. Aylık bir üyelik ücreti bulunuyor.
Good Barber: Türkçe desteği sunan uygulamalardan. 2011 yılında kurulan bir uygulama oluşturcu. Bugüne kadar 30 binden fazla mobil aplikasyonun oluşturulmasına aracılık yaptı. İlk kurulduğunda native denilen uygulamalar geliştirmeyi hedefliyordu ama gelecek nesil uygulamalar için Progressive Web uygulamalarını da ekledi. Kod bilgisi gerektirmiyor. Yüzün üzerinde şablon ve tasarım seçeneği sunan Good Barber, uygulama tasarımını özelleştirmenizi ve anında geri bildirim almanızı da sağlıyor. Platforma üyelik aylık düşük fiyatlardan başlıyor.
MobiRoller: Mobil uygulama yapma platformu, ülkemizde en yaygın kullanılanlardan. 120 bin üyesi var. Kontrol panelinden tüm özellikleri kod yazmadan yönetebiliyorsunuz. Türkiye’de geliştirildi ve Türkçe teknik desteğe sahip. Bu platformla tamamen ücretsiz uygulama yapabilirsiniz.
Uygulamanızda reklam geliri elde etmek ya da kurumsal bir uygulama yapmak istiyorsanız da üst paketlerini alabilirsiniz. Mobil uygulama fikrinizin planını ve kullanıcılarına ne gibi fayda sağlayacağını belirlediyseniz dakikalar içinde kendi uygulamanızı yaratmanızı sağlıyor.
YENİ UYGULAMA
Dil öğrenme ağı kurdu
Sosyal dil öğrenme ağı busuu, dünya çapındaki dil öğrenen topluluklarıyla yıllık dil öğrenimi araştırması gerçekleştirdi. Sonuçlar, Türkiye’deki kullanıcıların dünyada yabancı dil öğrenmeye en hevesli toplum olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre, Türkiye’de kullanıcılar, kendilerini yabancı dil öğrenmeye adayarak bugüne kadar ortalama 28 saati busuu’da bilgisayar ve akıllı telefonlar üzerinden dil öğrenerek geçirdiler. Bu ortalama ile Türkiye, Almanya ve İtalya’yı da geçerek dünyada ilk sıraya çıktı. busuu’nun CEO Bernhard Niesner, “Türkiye bizim için önemli bir pazar ve kullanıcılarımıza harika bir dil öğrenme deneyimi sunmaya odaklandık” dedi.
YENİ YATIRIM
1 milyon TL’yi çekti
VIP araçlarla şehiriçinde adresten adrese ulaşım alanındaki yerli uygulama olan Olev, İstanbul Startup Angels, Hande Enes ve Murat Kantarcı’dan toplam 1 milyon TL’lik yatırım aldı. Yatırım, Olev’in aldığı üçüncü yatırım olma özelliğini de taşıyor.
Olevin Kurucusu Ertunç Çiriş, “Olev’in İstanbul Startup Angels ve üyelerinin yatırımı ile daha da güçlendiğine inanıyorum. Bu yatırım, en iyi yerel marka olma hedefimizde çok önemli bir kilometre taşı olacak. Bir yıllık çalışmanın ardından 2016’nın son çeyreğinde hayata geçirdiğimiz Olev gelişimini sürdürüyor. Aktif araç sayımızı artırmaya da devam ediyoruz. Bu sayede yolcularımıza İstanbul’un birçok bölgesinde 5 dakika gibi çok kısa süreler içinde araç temin edebiliyoruz” diye konuştu.
‘Ülkemizdeki istihdamı yazılım sektörü artırır’
Türkiye’de yerli yazılım sektörü her geçen yıl büyüyor ve ihracatını artırıyor. Ancak bütün atılımlarına karşın gelişmesinin önünde engeller de var. Türkiye’de sektörün büyüklüğü 6 milyar dolar. 2015 yılında ülkemizin yazılım ithalatı 1.2 milyar dolar olurken, 2016’da ise yazılım ihracatı 1 milyar dolar düzeylerine yaklaştı.
Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, ülkenin geleceği için bilgi ekonomisi ve dünyanın gittiği yönü iyi okumak gerektiğini belirterek, “Küreselde rekabet edebilen güçlü teknoloji şirketlerimizi çıkartmalıyız. Bunu yapabilmek için şimdi inşaat yerine yazılım ve teknolojiye dönmeli, istihdamı teknolojide yaratmalıyız. Yani artık inşaata yatırım yapıp binaları yükseltmek yerine, teknoloji ve yazılıma yatırım yapıp ülkemizi yükseltmeliyiz. Bugünden sonra istihdam için en önemli sektörümüz yazılım. Hindistan’da bilişimde istihdam edilen kişi sayısı 3.1 milyon. Neden biz yapamayalım. İstihdamı yazılım ile arttırabiliriz” dedi.
Yabancıya hayranlık
Doğan Ufuk Güneş, sektörün gelişmesinin önündeki en büyük engeli kamu ve özel sektörde karar verici seviyelerde yerli yazılımın yeteri kadar tanınmaması olarak görüyor. Ona göre, yabancı yazılımlara hayranlık seviyesinde bir tercih önceliği bulunuyor. Ayrca diğer bir konu yerli yazılım şirketlerinin ürünleşme adına yeteri kadar gelişmemesi. Güneş, “Yabancı yazılımlara paket diye herhangi bir değişiklik talebinde bulunmayıp yazılımı olduğu gibi kullanmaya çaba gösteren insanlar, yerli yazılım kullanımı söz konusu olduğunda bu yazılımda istedikleri değişikliği yaptırabilme hakkına sahip olduklarını düşünüyor. Bu yüzden de yerli yazılımlarda yeteri kadar standartlaşmaya ve ürünleşmeye gidilemiyor. Bu nedenle de yerli yazılım şirketleri daha çok proje temelli şirketler olarak büyümeden belirli sayıda müşteri ile çalışmaya mahkum kalabiliyorlar” diye konuştu.
Güneş, sektördeki diğer sorunları ise iyi düşünülmemiş teşvik uygulamaları ve gelişim destek programları, teknopark ve Ar-Ge merkezi uygulamalarındaki aksaklıklar, Ar-Ge kavramındaki ‘araştırma’ ve ‘ürünleştirme’ kavramının yazılım alanındaki etkileşimlerinin iyi anlaşılamaması şeklinde sıralıyor.
Doğan Ufuk Güneş, sanayi 4.0’ın önemine de değinerek, “Her şey artık yazılım gerektiriyor. Artık yazılımın olmadığı herhangi bir yenilikçilik ya da üretim düşünülemez. Nesnelerin interneti ise, bu söylemin yaşamımızın içinde yer alan kullandığımız tüm cihazlarda gerçekleşmiş hali. Artık tüm cihazların önemli bir parçası o cihaza yüklenen işlevlerin gerçekleşmesini sağlayan gömülü ya da cihaza yüklenen yazılımlar. Tüm cihazlar içlerinde basitten karmaşığa birçok şekilde küçük bir ya da birden fazla bilgisayar içerir duruma geldiler. Bunların tümü de ancak yazılımlar ile çalışabiliyorlar” tespitinde bulundu.