29.12.2009 - 11:02 | Son Güncellenme:
HÜKÜMETİN ALDIĞI EKONOMİK TEDBİRLER
Hükümetin aldığı ekonomik tedbirlere ilişkin bir değerlendirme yapmasının uygun olmayacağını ancak, Merkez Bankası’nın bu işin bir parçası olarak çok güzel kararlar aldığını düşündüğünü vurgulayan İsmail Çoban, “Alınan kararlarla, Türkiye’ye sıcak para daha fazla gelecektir, bu da Türkiye’deki kaynaklara aktarılacaktır. Yurt dışı için alınan kararların çok doğru olduğunu düşünüyorum. Hükümet deyince; siyasi kararlar, ekonomi kararları ve Avrupa Birliği kararları var. Şahsen, bu krizin iyi yönetildiği kanaatini taşıyorum. Güzel bir gidişat oldu. İnşallah bundan sonra da böyle devam eder. Ekonomi anlamında bu krize rağmen Türkiye’de çok kötü şeyler olmadı. Bir Dubai, Yunanistan, İzlanda gibi ülkeler iflas etme korkusu endişesi yaşayabilirdik ama bu olmadı. Onun için şükrediyoruz. Böyle kötü şeyleri görünce, iyi yönetildiğimizi görüyoruz. Bir de IMF olacak, olmayacak tartışmaları ve böyle bir politika izlenmesi son derece iyi oldu. Bu konuda da iyi bir politika yürütüldü. Ama hala eksiler yok mudur, tabii ki vardır ve olacaktır” şeklinde konuştu.
Dünya ekonomisinin artık bir bütünlük içerisinde olduğunu ve buna ’Serbest ekonomi’ dediklerini ifade eden Çoban, şunları söyledi:
“(Hükümet Ortadoğuya biraz daha yakın oluyor, Avrupa’dan ve Dünya’dan vazgeçiyor) diye bir görüşe katılmıyorum. Dünya ekonomisi artık bir bütünlük içerisinde. Şölen olarak yakın komşularımıza gönderdiğimiz ürün 24 saat içinde yerine varıyor. Bizim de paramız bir gün sonra cebimize giriyor. Ama ABD’ye gönderiyoruz, orası iyi ve bilinçli tüketiciye sahip, her şeyi bilen insanlara sahip bir ülke. Ama malınız 40 günde varıyor. Oraya 40 günde varan üründen hayır gelmiyor.”
DİĞER MESLEKTAŞLARIMIZDAN PAY ALMAYA BAŞLADIK
2010 yılın da yatırımların İstanbul ve Gaziantep’te devam edeceğini, yurt dışında da bir yatırım düşündüklerini, bunun proje aşamasında olduğunu anlatan İsmail Çoban, “İstanbul’da çok büyük bir yatırım düşünmüyoruz. Hükümetin son almış olduğu teşvik kararıyla Gaziantep’in uygun olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Gaziantep’te yatırımlarımız devam edecek. Teşvik önemli bir kaynak ve o olmadan yola devam etmek zor. Bunları iyi değerlendirip, faydasını iyi görmek yazım. Dünya ekonomisi iyiye giderse, Türkiye ekonomisi de iyiye gider. Bunda ters orantı kurmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Firma olarak her şeyin iyi olması için mücadele verdiklerini, finansman sorunu olan bir şirket olmadıklarını, farklı üretimleriyle çok büyük rakipleri olmadığını söyleyen Çoban, şunları kaydetti:
“Şölen büyümesine devam edecek. Pilot olarak adlandırılan bölgelerde yapılan araştırmalarda, her şeyi ölçüyoruz ve biliyoruz. Tüketici ne istiyor, hangi ürün çok satıyor. Fiyat dengesi gibi. Biz de bütün bu dataları alıyoruz. Şölen olarak bayramlık dediğimiz bölümde, dökmede, Türkiye’nin en iyisiyiz. Bütün rakiplerimiz içinde yüzde 10 pazar payına sahibiz. Yani bu şu anlama geliyor; diğer meslektaşlarımızdan pay almaya başlamışız demek oluyor. “
GEÇMİŞİMİZİ ASLA UNUTMADIK Şölen’den önce Yayla Kozmetik adlı şirketleri bulunduğunu, babası ve kardeşleri ile orada çalıştıklarını ve orayı bir okul olarak gördüklerini bildiren Çoban, “Biz orada büyüdük, orayı bir okul olarak gördük. Kolonya ve kozmetik işleri ile uğraştık. Yayla kozmetik bize mutlululuk verdi. Şölen de orada doğdu. Şu an Yayla adında şirketimiz var ve burayı kapatmıyoruz. Küçük de olsa bazı işlemler yapıyoruz. Oranın bizde anısı çok büyük olduğu için o ismi büyüteceğiz inşallah” dedi.
Şölen Çikolatanın kuruluşunun 20. yılını bu yıl bitirdiğini, yaptıkları özverili çalışmalarla Şölen’i bugünlere getirdiklerini anlatan İsmail Çoban, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz asla geçmişimizi, nereden geldiğimizi unutmadık. Bir yatırım yaparken, kenar semt, merdiven altı gibi söylemleri kabul etmiyorum. Git istersen üretimini Şırnak’ta yap, Hakkari’de yap. Kars’a veya Ağrı dağının tepesine yatırımını kur. Bence bunlar fark etmez. İş gücü potansiyeli ile insanları ancak bir arada tutabilirsin. Biz ürünümüzü her yere sokabiliyoruz. Mekanların hiç önemi yoktur. Küçüktün büyüğe doğru yön çizeceksin. Bugün 20 yılı geride bıraktık. Şölen çok mu büyük, hayır bence çok büyük değil ama olacak.
Bugüne kadar aldığımız ödüllerin sayısını bilmiyorum. Ancak son olarak FAO’nun verdiği, kalite ve gelişime verdiği ödülü aldık. Ülke içinde de çok sayıda da ödülün sahibiyiz. Şölen artık tüketici tarafından kendisini kanıtlamış bir firma, raflarda ürünün hızla döndüğü bir ortama girdi. Yeni yaptığımız katma değerli ve farklılık arz eden ürünlerle çok iyi bir sonuç aldık.
Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bir markasıyız. Markamızın güvenirliğinden ve gösterilen ilgiden dolayı mutluyum. Yurt dışında da benim markam kadar diğer Türk markalarını gördükçe mutlu oluyorum.”