Ekonomi Kur ve faizde istikrar başladı

Kur ve faizde istikrar başladı

03.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:

Büyük boyutlu finansal iniş çıkışın bittiğini belirten DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, istikrarlı döneme girildiğini söyledi.

Kur ve faizde istikrar başladı

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye piyasalarının yaz aylarında başlayan büyük çıkışlı finansal hareketi geride bıraktığını söyledi. Antalya’da düzenlenen 8. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ateş, Türkiye’nin hareketli bir yaz geçirdiğini, şimdi ise bunun dengelenme sürecine girdiğini ifade etti.

Haberin Devamı

Bu sürecin bazı maliyetleri olduğunu belirten Ateş, “Ama görünen o ki şu an itibariyle daha istikrarlı bir döneme doğru gidiliyor. Gerek faizler gerek kur nispeten daha istikrar kazandı. Önümüzdeki dönemde daha da iyileşerek devam edeceğini düşünüyoruz” dedi. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş şöyle devam etti:

‘Büyüme lazım’

“Tabii bu durum büyümeden önümüzdeki 1-2 sene içerisinde fedakarlık etmemizi gerektirebilir. Fakat sonrasındaki gelişmeler düşünülürse, eğer buradan doğru bir girişle ve altyapıyla iş kotarılabilirse ondan sonra daha iyi bir büyüme, daha sağlıklı bir büyüme olacağını öngörebiliriz. Çünkü Türkiye’deki yapı budur, bir kriz aşılır ve arkasından büyüme dönemleri gelir. Bu dönemin aşılması kanaatimce biraz da özel sektördeki yapılanma ve onun ne şekilde seyir izleyeceği ve düzenleyicilerin, otoritelerin bu konuda nasıl bir pozisyon alacağına bağlı olacaktır. Sonuçta baktığımızda ekonominin genelinde giderek bir istikrara kavuşma var, belki çok fazla büyümenin olmadığı önümüzdeki birkaç yılın arkasından, doğru adımlarla ve reformlarla, daha sonrasında çok daha sağlıklı bir büyümeye gidiş olacağını öngörüyorum.”

Haberin Devamı

‘İyi model istiyor’

Kamu, bankacılık ve hane halkı dışında özel sektörün net açık pozisyonu 210 milyar doların üzerinde olması nedeniyle kurdaki dalgalanmadan kısmen etkilendiğini belirten Ateş, bunun giderilmesi için, iç ve dış talebin dengeleneceği bir ekonomik modele gidilmesinin doğru olacağını söyledi.

Ateş, “Turizm de bu konuda Türkiye’nin petrolü gibidir. Her sene 30 milyar dolar ama potansiyel olarak 60-70 milyar dolar gelir getirebilir. 50’den fazla sektöre doğrudan artı değer yazacak bir sektörden bahsediyoruz” dedi.

Kur ve faizde istikrar başladı

‘Turizm sektörüne yatırım geliyor...’

Turizmin kriz yıllarının hemen arkasından yukarıya gittiğini ve sektörün dinamik yapısını koruduğunu kaydeden Hakan Ateş, sektöre geçen yıl ve bu yıl çok fazla sayıda yatırım da gelmeye başladığını söyledi.

Hakan Ateş, “Sadece bizimle konuşan yatırımcıları biliyorum; ama eminim ki bizim de bilmediğimiz çok sayıda ilgili gruplar var. Kıta Avrupa’sından Uzakdoğu’suna, Amerika’sına kadar belli yatırımcı grupları. Bu aslında sektörün de orada yaratılan varlığın da değerli olduğunu gösterir. İyi ki sektöre kol kanat germişiz, elimizden gelen desteği vermişiz” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘Sektör şeffaf’

Türkiye’deki bankaların şeffaf ve hesap verebilir durumda olduğunu belirten Ateş, problemli kredi oranın %3,4 olduğunu, varlık yönetim şirketlerinin rakamları konulduğunda bu rakamın %4,9’a çıktığını, ikinci grup denilen dikkatli izlenmesi gereken kredi grubunda da rakamların %13-14’e çıktığını söyledi.

‘Konkordatoda yanlış yönlendirme var’

Son dönemde konkordato oranlarının yüksek olmasının nedeninin bankacılık sektörüne dayandırılmasına ilişkin soruyu yanıtlayan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, konkordato konusunun çok iyi incelenmesi gerektiğini, firmanın ekonomik faaliyetinin sürdürmesinin bütün tarafların lehine olduğu durumlarda bunu yapmanın yararlı olduğunu, fakat bazı şirketlerin biraz da yanlış yönlendirmeyle konkordato konusunda desteklendiğini, bundan da hem sektörün hem de şirketin daha büyük zarar gördüğünü ifade etti.

Haberin Devamı

Ateş, “Şimdi şirket perspektifinden bakacak olursak büyük alacaklılar ‘Sen sürdür, bize 3 yılda değil 5 yılda öde’ diyor ama küçük alacaklılardan gelen bu tür ataklar firmanın ticari faaliyetini ortadan kaldırıyor. Yani burada hem konkordato ilan eden zarar görüyor hem onun piyasada borçlu oldukları hem de bankalar zarar görüyor. Bu da ticari sisteme çok zarar veriyor. Konkordato gerçekten gerekiyorsa elbette söyleyecek lafımız yok” şeklinde konuştu.