Ekonomi Otogaza, ayakkabıyı ekledi TV yıldızlarıyla ‘ünlü’ olacak

Otogaza, ayakkabıyı ekledi TV yıldızlarıyla ‘ünlü’ olacak

02.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Varlıklı babasının ısrarına rağmen ayakkabı üretmeyi değil, torna işinde çıraklığı seçti. Girdiği otogaz sistemlerinde başarı elde etmesi uzun sürmedi. Kazancının yüzde 60’ını teknolojiye ve Kurtlar Vadisi başta olmak üzere sponsorluğa yatırdı. Şimdi aynı başarıyı ayakkabıda ortaya koymaya hazırlanıyor. 85 şehirde mağaza açacak

Otogaza, ayakkabıyı ekledi TV yıldızlarıyla ‘ünlü’ olacak

KONYA

Haberin Devamı

15 yıl kadar önce benzin fiyatlarındaki hızlı yükseliş, otomobil sahiplerinin, sistemlerini hızla otogaza dönüştürmelerine yol açmıştı. İşte o günlerde Konya, sıralı otogaz sistemlerinde en güçlü şehirlerden biri olarak ön plana çıkmaya başlamıştı. O dönemde ortaya çıkan ve bugün piyasanın en güçlüsü olarak nitelendirilenlerden biri de Atiker’di. Daha sonra adını Kurtlar Vadisi dizisinin sponsorluğuyla duyuran, ardından pek çok dizinin sponsorluğunu üstlenen markanın arkasındaki isim ise Mehmet Ali Atiker. Sponsorluklarına rağmen kendisi pek ortalarda görünmek istemeyen Atiker’in son girişimi, babasının ısrarlarına rağmen girmeyi reddettiği ayakkabı oldu.
Önce başarı formülünü anlatıyor Atiker: “Reklam çok önemli. Kurtlar Vadisi ve Arka Sokaklar’a bu yüzden sponsor oldum. Ancak, başarı için beş ayaktan sadece biridir reklam. Teknolojin yüksek değilse sağlam ve uygun fiyata üretmiyorsan, zamanında teslim etmiyorsan reklamın önemi yok. Bu yüzden her yıl kazandığımın yüzde 60’ını teknolojiye ve reklama yatırırım.”

Baba yadigârı ayakkabıda büyük iddia
Başarı formülündeki en önemli ayaklardan teknoloji, onun için adeta tutku. 41 bin metrekarelik tesisi gezerken karşılaştığınız görüntüler, otogaz sistemleri değil de uzay aracının parçasını yapan bir fabrikadaymışsınız izlenimi yaratıyor. Neredeyse tüm üretimi robotlar yapıyor. Üstelik, bu teknolojiye rağmen 850 kişilik istihdam yaratmış. Ulaştığı rakamlar etkileyici. Otogaz sistemlerinde piyasanın yüzde75’ine hakim olduğunu söylüyor. 590 bayiyle Türkiye’de her noktaya ulaşıyor. Yurtdışında da etkin. Ukrayna, Yunanistan, Tayland’da şirketleri var ve üretimin yüzde 40’ını 45 ülkeye ihraç ediyor.
Bu başarıyı ayakkabı, tekstil ve akvaryum balıkçılığında da tekrarlamaya kararlı. Atiker, babasının yadigârı kabul ettiği ayakkabıcılıkta oldukça iddialı. 8 bin metrekarede 200 kişiyle üretim yaptığını söylüyor ve ekliyor: “İlk beş arasına gireceğiz.?Bunun için 85 şehre Atiker markasıyla mağazalar kuracağım. Sponsorluğu burada da uyguluyorum. Çünkü, üretimime güveniyorum. Umutsuz Ev Kadınları’ndan sonra Hayat Devam Ediyor dizisine sponsor oldum.”
Bu arada Atiker’in, akvaryum balıkçılığına yönelmesi, Ömer Atiker’in hobisinden kaynaklandı. 500 metrekarede üretim yapan baba-oğulun ilişkisi, Atiker’in öyküsünü yan tarafta okuyacağınız babasıyla kurduğu ilişkiden çok farklı görünüyor.

Haberin Devamı

15 YAŞINDA BABA?İLE?YOLU AYIRDI
Atiker için ayakkabıcılığın özel bir önemi var. Çünkü, Mehmet Ali Atiker, kunduracı bir babanın tek oğlu. Ve babası Mehmet Atiker, 1950’lerin Konya’sının varlıklı isimlerden. Ancak, 12 yaşında, ilkokulu bitirip de babasıyla üç yıl çalışınca bu işi sürdüremeyeceğine karar verir. Aklı, sanayiciliktedir. Kararını açıklar: “Tornacı olacağım.”
Babasına rağmen, askerlik dönemine kadar torna atölyesinde çalışır. Askerlik dönüşünde 1971’de henüz 22 yaşında iken kendi atölyesini, varlıklı babasından hiç destek almadan kurar. İki yıl sonra sondaj borusu üretmeye başlar. Elde ettiği başarı, 1989’da, 5 bin metrekarede tesis kurmasını sağlar. 10 yıl gibi kısa bir süre içinde 41 bin metrekareye ulaşacak bu hızlı büyümenin arkasında iki büyük girişim vardır. Atiker, plastik borunun ünlü markası Pimaş’ı 1996’da satın almıştır. 1998’de de otogaz sistemlerine giriş yapmıştır. Çok değil, birkaç yıl içinde Türkiye çapında sesini duyurmasını beraberinde getirecektir bu girişim.

Haberin Devamı

DİYARBAKIR

Haberin Devamı

Doğunun ‘iç giyimcisi' sempatiyi batıdan gördü
Fadıl Oğurlu, Diyarbakır’da iç giyim alanında üretim yapıyor. 1998’de kurduğu fabrikayla Diyarbakır’da iç çamaşırını ilk kez endüstriyel şekilde üreten isim olarak anılıyor. İlk yıllarda sadece bölge ihtiyacını karşılamak için yola çıkan Oğurlu, halkın, üretimi sahiplenmesiyle epey bir yol almış.
Ancak, onlar için kurulmaları kadar önem taşıyan bir diğer tarih 2006 olmuş. Çünkü, Oğurlu’nun deyişiyle Batı’nın markaları Doğu’ya yönelmiştir. Artık farklı bir şeyler yapmanın zamanı gelmiştir: “Aslında o yıl aldığımız kararla ya çok güçlü şekilde devam edecektik ya da yok olacaktık.Tasarımlarımızı yeniledik. İş ortaklarımızın çocuklarının isimlerinin ilk hecelerini (Jiyan, Berat) birleştirip Jiber ismiyle markamızı yarattık.”
Bugünkü sonuçlar, mücadeleyi kazandığını gösteriyor. Şu anda Jiber markası 65 ilde 300 noktada satılıyor. Doğu’dan doğan marka, Batı’dan büyük ilgi görmüş. İstanbul’da 30,?Antalya’da 10, İzmir’de üç satış noktasındalar. Satışta başı çeken de Batı illeri. Bu arada Yunanistan ile başladığı ihracat, yıllık 3 milyon 600 bin adetlik üretimin yüzde 10’unun yurtdışına satışını beraberinde getirmiş.

Haberin Devamı

BURDUR

Batı'nın Barok Dönemine verdiği sesi dünya dinliyor
Erkan Küçükkaya, Burdur’un sesini dünyaya duyuran isimlerden. Çünkü, kemandan violaya pek çok aleti üretiyor. Daha da özeli, Klasik Batı Müziği’nin özel dönemlerinden ‘barok’la özdeşleşmiş klavseni de üretmesi. İç piyasada fazla tanınmıyor, ancak ürettiği müzik aletleri dünya çapındaki konserlerde kullanılıyor.
Küçükkaya’nın Almanya’daki çocukluğu sırasında müziğe duyduğu ilgi, her şeyin başlangıcı olmuş. Bu işin üstatlarından Rudiger Wolf’un çırağı olarak çalışmaya başlar. 12 yıllık çıraklık sonrası 1992’de ustalaşınca bu işi, memleketi Burdur’da yapma karar alır. Bugün, her yıl 600 müzik aleti üreterek, yüzde 99’unu Almanya’ya gönderiyor. Küçükkaya’nın sesi, buradan da Fransa ve ABD başta olmak üzere Batı ülkelerine dağıtılıyor.
Onun bu alanda yakaladığı başarının altını çizen isimlerden biri de ustası Rudiger Wolf. Her yıl Burdur’da ziyarete geldiği Küçükkaya’yı, “Bizim ürettiğimiz sazlar çok pahalıdır. Erkan, ürettiği çok kaliteli sazlarla müzisyenlerin imdadına yetişti. Sazları, dünyanın dört bir yanına Almanya’daki firmalar aracılığıyla dağıtılıyor. Ustası olarak ben de çok gurur duyuyorum.”