Oynaklık sürebilir

ABD seçimlerini Donald Trump’ın kazanmasının ardından piyasalar türbülansa girdi. Dolar kuru 3.30’lara kadar çıkıp sonrasında 3.27’lere inerken BIST 100 Endeksi ise en düşük 74.509’u gördü. Bu süre içinde Borsa İstanbul en yüksek 77.108 seviyesine çıktı. Trump’ın seçimi kazanma olasılığını düşük gören yatırımcılar, seçim sonrası sert tepki verdi. Şimdilerdeyse Trump’ın başkanlığında oluşabilecek yeni küresel dengeler fiyatlanıyor.

Seyir ne olacak?

FED’in faizleri beklenenden daha hızlı artırabileceği endişesi ve ABD tahvil faizlerindeki yükseliş, yurtiçi tahvil faizlerinde ve dolar/TL kurunda yukarı harekete neden oldu. ABD 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 2.15’leri test ederek Ocak 2016’dan bu yana en yüksek seviyeye tırmandı. Türkiye’de ise 10 yıl vadeli devlet tahvili faizi 23 baz puan yükselerek yüzde 10.84’e yükseldi ve 24 Şubat’tan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. BİST 100 haftayı 75.174 seviyesinden tamamlarken 76.000’in üzerine yaptığı ataklar zayıf kaldı. Borsa İstanbul’da haftanın son günü işlem hacmi 3.7 milyar TL oldu.
Dolar kurunda talebin yüksekliğinin alımları güçlü tuttuğunu görmekteyiz. TL’de teknik olarak hedef 3.40 seviyesi. Kurun geldiği seviye 3.2515. Risk almak istemeyip bu seviyeden dolar/TL’yi satarak yıllık faize yatıranlar olabileceği gibi borsaya da para girişi yaşanabilir. Dolar kuru henüz dönüş sinyali vermiyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerde kurda yükseliş yönünde ivmenin korunduğunu görebiliriz. Aşağı doğru hareketlerde 3.25-3.23-3.20 öne çıkarken yukarı hareketlerde 3.27 ve 3.30 seviyeleri dikkat çekiyor.
Küresel piyasalardaki dalgalı hareketler BIST hisselerinde de alıcı ve satıcıların kararsız hareket etmelerine neden oluyor. Olası bir düşüşte hissede yakalanmama kaygısı ile borsadaki yukarı çıkışları kaçırmak istemeyenler arasındaki mücadele endeksin sıkışmasına neden oluyor. BIST 100 Endeksinde güçlü dirençler 76.500 ve 77.000 seviyelerinde bulunurken geri çekilmelerde 74.300-73.000 ve 72.000 seviyeleri yakından izlenecek.

Borsada 74.000 sınavı

Borsa İstanbul, geçtiğimiz yıldan bu yana gelişmekte olan diğer ülke borsalarına göre daha düşük bir performans sergiledi. 2016’nın ilk dört ayında gerçekleşen çıkış aradaki açığın kapatılması yönünde imkân sağlasa da bu yeterli olamadı. Yılın ikinci yarısında, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında özellikle de son dönemde düşük performans daha fazla öne çıktı. Ancak piyasalardaki sert dalgalanmaya rağmen Borsa İstanbul, 74.000 puanın üzerinde tutunuyor. Olumsuz gelişmeler peş peşe gelmesine rağmen direniyor. Endeks için temmuz ayındaki darbe girişimi en önemli sarsıntıydı. Peşinden kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin ve Moody’s’in not indirimi geldi. Söz konusu gelişmelere rağmen Endeks 74.000’in altında kalıcı bir düşüş yaşamazken destek seviyesinde tutundu. Diğer taraftan dolar kuru 3.30’ları test etmesine rağmen BIST 100 hâlâ 74.000’in üzerinde. FED’in aralıkta faiz artırma ihtimalini yüzde 80 ile fiyatlayan piyasalar, Endeksteki 74.000 desteğinin korunması halinde kayıplarını bu seviyelerde dengeleyebilecek. Böylesi bir durumda yukarı çıkış için taban formasyonlarının zemini de korunmuş olacak.
Türkiye’nin kredi riskini gösteren CDS oranı 289,23 seviyesinde. Kredi risk primi son üç ayın zirve seviyesine tırmandı. 15 Temmuz öncesinde düşüş trendinde olan ve 219 seviyesine kadar gerileyen CDS primi bu tarihten sonra trend değiştirerek yükselişe geçti. CDS’lerde yaşanan çıkış, Borsa İstanbul’un diğer gelişmekte olan ülkelerle negatif yönde ayrışmasına neden oluyor.
Bankalardan % 55’lik ‘kâr’ artışı
Yılın ilk dokuz aylık verilerine göre bankaların kârı yüzde 54.7 oranında artış gösterdi. 2015 yılının 9 aylık döneminde 12.7 milyar TL ana ortaklık kârı açıklayan bankaların 2016 yılının 9 aylık dönemdeki kârı 19.7 milyar TL oldu. En yüksek kârı açıklayan banka Garanti Bankası olurken onu Akbank, İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası takip etti. Kâr artışında yüzde 92 oranındaki artışla Yapı ve Kredi ilk sırada geliyor. Yapı ve Kredi Bankası’nın 2015 yılının 9 aylık döneminde 1.2 milyar TL olan net kârı bu yılın aynı döneminde 2.3 milyar TL’ye çıktı.

Borsa İstanbul’da banka/sanayi rasyosu dip seviyelerde. 1.67 seviyesinde olan banka/sanayi rasyosu 2003 yılındaki seviyelere geriledi. Banka hisseleri gerek küresel konjonktür gerekse Türkiye’nin kendine özgü gelişmeleri nedeniyle birkaç ay daha bu seviyelerde yüzde 5-10’luk marjlar içerisinde dalgalanabilir. Ancak en az altı ay gibi bir bekleme süresini göze alanlar için fiyatlar fırsat olarak görülebilir. Banka/sanayi rasyosunun diplerde olması ise olası bir çıkış hareketinde banka hisselerinin sanayi hisselerine göre öncü konumunda olacak. Yükselişlerde endeks performansını yakalamak isteyenler portföylerinde banka hisselerinin ağırlığını artırabilir.

Yurtdışı ağır basıyor

Yurtdışı gelişmeler piyasa üzerinde olukça etkili. ABD’den gelen veri akışı ve FED yetkililerinin konuşmaları piyasalardaki gerilimi tırmandırıyor. FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, FED’in faiz oranlarını yeniden artırmaya gittikçe yaklaşmakta olduğunu ifade ediyor. Ancak Fischer, bir sonraki adımın ne zaman geleceği konusunda bilgi vermedi.
Gelişmelere bakılırsa Trump’ın piyasalarda yarattığı dalgalanma sonrası gözler FED’de olacak. Aksi bir gelişme olmadığı sürece de FED’in aralık ayında faiz artırma ihtimalinin masada kalmaya devam edeceği anlaşılıyor. Bu noktada piyasalar, FED’in önümüzdeki günlerde vereceği sinyalleri daha dikkatle takip edecek.