'Özel banka patronu parasını kamu bankasına mı yatırıyor?'

Bankacılığın değişmez tartışma konularından olan devletin sektörden çekilmesine ilişkin düşüncelere ilk kez bunlardan birinin başında bulunan bir bankacı karşı çıkıyor.
'Özelleştiriliyor, özelleştirilecek, özelleştirilmesi düşünülüyor' şeklindeki ifadelerle sürekli gündemde olan Vakıflar Bankası'nın Genel Müdürü Ahmet Kaçar, devletin bankacılık yapmaması düşüncesine katılmadığını ve bunun yanlış olacağını söyledi.
"Devletin bankacılık yapmaması fikrine katılmıyorum. Özellikle gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu ülkelerde kamu bankalarının payı gittikçe arttıyor" diyen Kaçar, şöyle konuştu:
"Biz de gelişmekte olan bir ülkeyiz. Böyle bir ülkede kamu bankacılığının payını azaltmak demek bir yanlışa yol açar. Türkiye zaten bunun için iyi bir örnek. Özel bankaların portföylerine bakın, batan bakanlarda gördük, hepsi şirketlerine kredi vermişler. Peki her şirketin bir bankasının mı olması lazım? Her şirketin bir bankası olamayacağına göre herkese kredi verebilen, her türde sektörü destekleyebilen bankalara ihtiyaç var."
"Ama şu andaki bankacılık kültürü buna henüz alışık değil. Bunu yapabilen kolektif olan bankalar. Yani halkın olan bankalar, kamu bankaları. Ancak bunlar herkese kaynak aktarabiliyorlar" şeklinde konuşan Kaçar, "Bunu şu andaki bankalar için söylemiyorum" dedi.

Özel sektör banka temsilcilerinin devlet kuruluşlarının fonlarını kamu bankalarında tutmalarına yönelik eleştirilerini de değerlendiren Kaçar, "Özel sektör bankalarının patronlarına şunu sormak lazım, onlar kendi paralarını kendi bankalarında değil de başka bankalarda mı tutuyorlar' diye sordu. Mevduata tanınan yüzde 100 garantinin temmuzda kalkmasının özel sektör ve kamu bankaları açısından avantajlı bir durum yaratmayacağını belirten Kaçar, özel sektör bankalarına 'Gelin bir kamu görevi yüklenin' dendiği zaman 'Yok biz onu yapamayız' ya da 'Bedelini verin öyle yaparız' dediklerini ileri sürdü. "Ama biz bedeli var ya da yok düşünmeden kamu görevlerini yerine getirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz" diyen Kaçar, " Bunu bir ayrımcılık olarak görüyorlarsa o zaman gelsinler kamu hizmetlerine de soyunsunlar" dedi.

Vakıfbank'ın özelleştirilmesine karşı olmadığını ifade eden Kaçar, Türkiye'de şu anda konjonktörün bir banka özelleştirilmesine uygun olmadığını söyledi. Vakıfbank'ın da henüz özelleştirmeye hazır olmadığını bildiren Kaçar, bankanın başta aktif kalitesinin bozukluğu, sorunlu krediler ve finans sektörü dışındaki iştirakleri olmak üzere bir çok sorunu olduğunu kaydetti.
Bu sorunlar çözümlenmeden bankanın özelleştirilmesinin başarısız bir girişim olacağını belirten Kaçar, kendisinin bankanın halka arz yoluyla özelleştirilmesinden yana olduğunu söyledi.
Bu yöntem için piyasa koşullarının uygun olması gerektiğini kaydeden Kaçar, yasalara göre bankanın en az üç yıl üst üste kâr etmesi gerektiğini bildirdi. 'Geçmiş yıl zararlarını telafi etmek gerekiyor' diyen Kaçar, "Biz bu koşulları 2005'te gerçekleştirebiliyoruz" dedi.

Kamu bankaları üzerinde her dönem siyasi etki olduğunu belirten Kaçar, önemli olanın kendilerini atayan iktidarın bu etkilere karşı verdiği direnme gücü olduğunu söyledi. Kendisinin hükümetten bu desteği aldığını söyleyen Kaçar, en fazla etkinin personel tayinlerinde olduğunu belirtti.
"Bu istekleri iletenler her dönem bütün siyasi partileri kullanan kişiler" diyen Kaçar, "Bizde dosyaları var. Bakıyoruz aynı kişiler. 150 - 200 kişilik bir grup. Her dönem mutlaka bütün siyasi partileri kullanarak kendilerine kariyer ve ünvan sağlamaya çalışıyorlar. Bankanın kayıtlarında kim, ne zaman telefon etmiş, dosyalarında var. Kim referans olmuş, kim telefon etmiş belli. Ben bankanın içinden gelen bir insan olduğum için bu insanları biliyorum, tanıyorum" dedi.



EKONOMİ


270 milyon üzeri programı deler peki ya geçim şartları?
'Devletin bankacılıktan çekilmesi yanlış olur'
Babacan'dan memura bayram sürprizi
Enflasyon düştü, kredi talebi arttı
YATIRIM FONLARI VE BONO
Almanya İslami bono çıkartıyor
SSK primlerinde indirim olabilir
Dolar 2003'te kaybetti
İlaçta yerli yabancı kavgası
TCDD'de yeniden yapılanma
Başbakan'ın istifası büyümeye bağlı