Tarım ihracatı işte böyle rekora koştu

Tarımdaki büyüme, ihracat rakamlarına da yansıdı. Yaş meyve ve sebze, hububat, meyve - sebze mamulleri tarihlerinin en iyi 8 aylık performansını gösterdi.
İhracatçılar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle güvenli gıdaya olan talebin her gün artmaya devam ettiğini, Avrupa’dan Uzak Doğu’ya geniş bir coğrafyaya Türkiye’den tarım ürünü gönderildiğini anlattı. Bu süreçte Türkiye avantajlı konumu ile de öne çıkıyor.

Gayri Safi Yurt İçi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde 2020 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım yüzde 4 büyüme kaydetti.

Ağustos ihracatında ise hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, meyve sebze mamulleri ile yaş meyve ve sebze sektörleri tarihlerinin en yüksek rakamlarına ulaştı.

Önceki gün yayınlanan ihracat rakamlarına ilişkin detayları paylaşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “2019 yılının aynı dönemine göre yaş meyve sebze sektörü yüzde 23.8 artışla 1.5 milyar dolarlık, hububat sektörü yüzde 7.8 artışla 4.6 milyar dolarlık ve meyve sebze mamulleri sektörü ise yüzde 5.3 artışla 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi” dedi.

Katma değerli ihracat

Akdeniz İhracatçı Birlikleri Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Birliği Başkanı Hüseyin Arslan, tarım ürünleri ihracatının giderek yükselmesinin ardında öncelikle pandemi döneminin temel gıdaya olan talebi artırması olduğunu söyledi. Kriz dönemlerinde insanların temel gıdaya yönelerek acil olmayan alımlarını ötelediğini kaydeden Arslan, bir diğer etkenin ise Türkiye’nin istikrarlı çalışmaları olduğuna dikkat çekti.

Arslan, “Tarım ürünleri ihracatı denilince sadece hammadde ihracı gibi algılanıyor. Bunun içinde makarna, bisküvi gibi onlarca işlenmiş ürün var. Bu sayede katma değer sağlıyoruz” dedi.

Talep artışı sürer

Pandemi sürecinin tüm dünyaya tarımsal üretimin önemini gösterdiğini belirten Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkan Yardımcısı Senih Yazgan, insanların güvenilir gıda talebinin büyük artış kaydettiğini söyledi.

Meyve sebze ve mamulleri başta olmak üzere bağışıklık sistemi üzerindeki destekleyici özellikleriyle tarımsal üretimin dikkat çekici talebe ulaştığını anlatan Yazgan, “Bu tüketimdeki artışın gelecekte de aynı şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye, tarımsal üretime destek politikasına devam ederek, verimli topraklarından en iyi şekilde faydalanmalı” dedi.

Tedarik merkezi Türkiye oluyor

Türkiye’nin Avrupa’dan Uzak Doğu’ya çok geniş bir coğrafyadaki pazarlara tarımsal ürün ihracatı yaptığını vurgulayan Senih Yazgan, bunun avantajlarının bir tedarik merkezi olarak yaşanacağını ifade etti.

Yazgan, “Biz zaten Avrupa’da önemli bir noktaya geldik. Özellikle Orta Avrupa’da. Kuzey Avrupa için aynı şeyi söylemek zordu ama artık o bölgede de güçlü bir yer edindik. Yine Uzak Doğu pazarı da bizim için önemli bir noktaya geldi. Singapur, Malezya, Hindistan gibi hiç gitmediğimiz ülkelere taşımacılığın da desteğiyle önemli satışlar yaptık” diye konuştu.

BADEME, CEVİZE, ZEYTİNE YATIRIM DÜŞÜNEN BU REHBERİ OKUSUN!

Tarımsal üretimin önemi pandemi döneminde bir kez daha kendini gösterdi. Tarım ve Orman Bakanlığı da zeytin, ceviz ve badem bahçesi yatırımı yapmak isteyenler için birer rehber hazırladı. Rehberlerle, 3 ürüne yönelik üretimin artırılmasının teşvik edilmesi amaçlanıyor. Rehberde, bakanlığın bu ürünler için sağladığı fidan, hibe, faiz indirimli kredi desteklerine de yer verildi. 3 üründe de yüksek ihracat potansiyeli bulunuyor.

Rehberde, yatırımcılara yönelik 1000 dekarlık alan için arazi bedeli hariç örnek bir yatırım fizibilitesine de yer verildi.

Buna göre, zeytinde böyle bir projenin ekonomik olarak gelir getirmeye başlaması 6’ncı yılda gerçekleşirken, 10’uncu yılda yatırım ve işletme masrafları karşılanıp kâra geçiliyor.

Bademde, projenin ekonomik olarak gelir getirmeye başlaması 5’inci yılda gerçekleşirken, 7’nci yılda yatırım ve işletme masrafları karşılanarak kâr ediliyor.

Cevizde ise projenin ekonomik olarak gelir getirmesi 5’inci yılda gerçekleşiyor. Üründe 8’inci yılda yatırım ve işletme masraflarının karşılanmasıyla kârlı süreç başlıyor. Bu yatırımlar, yapılan masrafların 3 katından fazla fayda sağlıyor.

Bölge çok önemli

Badem, ceviz, zeytin yetiştiriciliğinde verimli, kaliteli, amaca uygun bir üretim yapmayı etkileyen unsurların başında iklim, arazi ve diğer ekolojik koşulları geliyor. Rehberde, yatırımcılar için şu mesaja yer verildi:

“Bahçe tesisinden önce bu unsurların konu uzmanları tarafından her yönüyle etüt edilmesi ve buna göre bahçe tesis edilmesi kârlı bir üretim için önemli katkı sağlamaktadır. Bahçelerin kurulacağı bölgede iklim ve diğer ekolojik koşulların uygunluğu, teknik bakım işlemlerinin usulüne uygun olarak yerine getirilmesi, yer ve çeşit seçiminin önemi, büyük pazarlara yakınlık, iç ve dış ticaret imkanları dikkate alındığında karlı bir tarımsal üretim alanına yatırım yapılacağı değerlendirilmektedir.”

Pakdemirli: Yeni üreticiler lazım

Rehberde görüşleri paylaşılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımsal üretim kapasitesinin önemine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Ülkemizin tarımsal üretimde kullanabileceği alanları tamamıyla değerlendirmek ve üretimde daha yetkin bir konuma gelmek için yeni üreticilere ihtiyaç duyulmaktadır. Zeytin, ceviz ve badem bahçe tesisi yatırımları sayesinde, işlemeli tarıma uygun olmayan, eğimli ve marjinal özellikteki arazilerin değerlendirilmesiyle söz konusu arazilerin kârlı bir yatırım alanına dönüştürülmesi mümkün olacaktır.”

Pakdemirli, daha önce yaptığı açıklamalarda da bu ürünlere dikkat çekerken, “İşadamlarını davet ediyorum, diyorum ki; ‘10 yılda, 15 yılda kendini ödeyen rüzgâr tribünlerinin peşinden koşuyor musun, koşuyorsun... Sanayi tesisi kuruyorsun 15 senede kendini ödeyecek, koşuyor musun, koşuyorsun... 5 - 6 senede kendini amorti eden bir ceviz - badem var, neden gelmiyorsun?’” ifadelerini kullanmıştı.