12.05.2010 - 14:09 | Son Güncellenme:
Türkiye ile ekonomik ilişkileri giderek artan Rusya Federasyonu, IMF’nin 2009 yılına ilişkin, ülkeler arasında satın alma gücüne göre yaptığı sıralamada, 2,1 trilyon doları geçen gayrı safi yurtiçi hasılası (GSYH) ile 6’ıncı sırada, Türkiye ise aynı sıralamada 880,1 milyar dolar GSYH ile 16. sırada yer aldı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 144 milyon 978 bin 573 kişilik nüfusuyla Rusya Federasyonu, dünya nüfusu içerisinde 8’inci sırada yer alıyor. Rusya Federasyonu 17 milyon 75 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile de dünyanın en geniş ülkesi konumunda bulunuyor.
Türkiye ise 72 milyon 561 bin 312 nüfusu ile dünya nüfusu içerisinde 16’ıncı ve 814 bin 578 kilometrekarelik yüzölçümü ile 36’ıncı sırada yer alıyor.
Küresel ekonomik krizin etkisiyle durgunluk sürecine giren Rusya ekonomisinde, 2009’un ilk yarısında GSYH yüzde 10,9 oranında geriledi. Bankaların borçlarının kapatılmasını teşvik etmek ve ekonomide iyileşme başlatmak için 2,5 trilyon Ruble’lik bir destek paketinin uygulamaya konulması ve Nisan ayından bu yana faiz oranlarının 8 kez düşürülmesine rağmen alınan önlemler yeterli olmadı.
Bununla birlikte 2009’da alınan önlemlerin olumlu etkilerinin bu yıl ortaya çıkacağı, ayrıca düşük faiz oranları ve düzelen dış koşulların da büyümeyi destekleyeceği belirtiliyor. Rusya’nın GSYH’sinin bu yıl yüzde 2,5 ve 2011 yılında ise yüzde 4 büyümesi bekleniyor.
Rusya’nın toplam sınai üretiminin yaklaşık yüzde 35’i yakıt, enerji ve metalürji sektörlerinden oluşurken, elektrik üretimi ve gıda sektörü, toplam sınai üretimin yaklaşık yüzde 25’ini kapsıyor.
DIŞ TİCARET
Rusya’nın dış ticaretinde ham petrol, petrol ürünleri, doğal gaz, dizel yakıtı, fuel oil, makine ve ekipman, demirli metaller, işlenmiş nikel, işlenmemiş alüminyum, demirden yarı mamuller, taş kömürü, hadde ürünler, işlenmemiş kereste, buğday, oto benzini, işlenmiş kereste, diğer gübreler, azotlu mineral gübreler ve işlenmiş bakır öne çıkıyor.
Rusya’nın en çok ihracat yaptığı on ülke, sırasıyla Hollanda, İtalya, Almanya, Türkiye, Beyaz Rusya, Ukrayna, Çin, İsviçre, Polonya ve Kazakistan.
En çok ithalat yaptığı on ülke ise Almanya, Çin, Ukrayna, Japonya, ABD, Beyaz Rusya, Güney Kore, İtalya, Fransa, İngiltere olarak sıralanıyor. Türkiye, Rusya’nın ithalatında ancak 14’üncü sırada yer alıyor.
Halen Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret dengesi Türkiye aleyhine gelişiyor. Bunda, doğal gazda Rus bağımlılığı ilk sırayı alıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Ocak-Mart döneminde 16 milyar 11,5 milyon dolar olan dış ticaret açığının yüzde 37,7 oranındaki 6 milyar 42,1 milyon dolarlık bölümü Rusya ticaretinden oluştu.
Türkiye, üç ayda 1 milyar 553,4 milyon dolar ihracat yaptığı Rusya’dan 7 milyar 595,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ EKONOMİK İLİŞKİLERTürkiye ile Rusya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin temeli cumhuriyetin ilk yıllarında atıldı.
1937 tarihli Seyrüsefain Anlaşması sayesinde ivme kazanan Türk-Rus ticareti o dönemlerde yıllık 100 milyon ruble seviyelerindeyken, dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün 1937’de gerçekleştirdiği Moskova ziyareti, 1966 yılında ise yine dönemin Başbakanı Kosigin’in Türkiye ziyaretleri, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin kilometre taşlarını oluşturdu.
İki ülkenin 20. yüzyıldaki sanayileşmelerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu görülüyor. 1985 yılında SSCB’de başlayan açıklık ve yeniden yapılanma hareketinden en çok istifade eden ülkelerden biri de Türkiye oldu.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere ivme kazandıran hareket noktası 1984 yılında imzalanan ve 1987 yılında yürürlüğe giren doğal gaz anlaşması oldu. Bu anlaşma ile Sovyetler Birliği’nden alınan doğal gazın bedelinin yüzde 70’lik kısmının Türk mal ve hizmetleri ile ödenmesi öngörüldü. Söz konusu anlaşma sayesinde pek çok Türk sanayi ürünü Sovyetler Birliği’ne satıldı.
Ancak , anlaşmanın son yıllarında Rus tarafı bu hükmün gereğini yerine getirmediğinden mal ve hizmetle geri ödeme oranı yüzde 7’ye kadar düştü. Daha sonraki yıllarda imzalanan Mavi Akım ve Batı Doğalgaz Hattı’nın genişletilmesine ilişkin anlaşmalarda ise mal veya hizmetle ödemeye ilişkin bir hüküm yer almadı.
Özellikle 1990’lı yılların ilk yarısında bavul ticareti yoluyla Rusya’ya kalitesiz Türk mallarının girmesiyle Türk mallarına ilişkin olarak oluşan olumsuz imajın da uzun vadede Türk mallarının Rusya pazarındaki rekabet şansını azalttığı belirtiliyor.
Halen iki ülke arasında “Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması” yürürlükte bulunuyor.
RUSYA’DAKİ TÜRK YATIRIMLARI
1992 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Rusya Federasyonu’na yapılan Türk yatırımlarında da artış kaydedildi.
Rusya’da bugün Enka, Koç, Zorlu (Vestel, Taç, Zorlu Enerji), Efes, Şişecam gibi büyük firmaların yanı sıra küçük ve orta ölçekli firmaların da birçok üretim tesisi bulunuyor.
Türk müteahhitlerinin iş üstlendikleri tüm ülkeler arasında Rusya Federasyonu, değer itibariyle açık arayla ilk sıradaki ülke konumunda bulunuyor.
Buna göre 2003-2009 tarihleri arasında Türk müteahhitleri Rusya’da, yaklaşık 20 milyar dolar tutarında bine yakın proje tamamladı.
ENERJİ VE TARIM
Rusya Federasyonu, doğal kaynak bakımından dünyanın en önemli coğrafyasında bulunuyor. Zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarının yanı sıra kömür, alüminyum, bakır, demir, elmas, altın, gümüş, platin, demir dışı metaller ve orman kaynakları ile Rusya halen dünya ham madde ihracatında önde gelen ülkelerden biri konumunda.
Rus ekonomisinde tarım önemli bir yer tutmasına rağmen ülke topraklarının büyük bölümü tarıma elverişli bulunmuyor. Rusya yüzölçümünün sadece yüzde 32’lik bir bölümünde tarım yapılabiliyor.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR VE DIŞ TİCARET
Doğrudan yabancı yatırımların, 1990’lar süresince Rusya’nın büyüklüğü ve ekonomik potansiyeline rağmen yetersiz düzeyde kaldığı belirtiliyor.
Doğrudan yabancı yatırımlar, son yıllarda artış göstermeye başlamış olmakla birlikte küresel krizin olumsuz etkilerine bağlı olarak 2009 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 40 gerileme kaydetti.
Rusya’nın ihracatında en fazla payı olan ürünler, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere ham maddeler. Ülkenin ithalatında en önemli paya sahip olan ürün grupları ise makine ve ekipman, tüketim malları, ilaçlar, et, şeker ve yarı işlenmiş metal ürünler. Ülke ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını makine ve ekipman sektörü, yaklaşık yüzde 20’sini tarım ve gıda sanayi ürünleri oluşturuyor.
VİZE SORUNU
Rusya’da çalışan Türk vatandaşları, çalışma izinleri ve vize konusunda Rusya açısından “sorunlu ülke” statüsünde işleme tabi tutuluyor. Ülkede büyük yatırımları olan Türk şirketlerinde çalışanların çalışma izinlerinin bile 6 aydan önce çıkarılamadığı belirtiliyor.
Ticari vize işlemlerinin uzun sürmesi, turistik vizenin de zor verilmesi vize konusundaki diğer problemler arasında yer alıyor.
Gümrük kurallarının sık sık değişmesi ve standart bir yol kullanılmaması nedeniyle firmaların, yüksek lojistik fiyatları ile karşı karşıya kalmalarına sebep olduğu belirtiliyor.