26.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
İstanbulda, Lütfi Kırdar Kongre Sarayında 50 ülkeden bin 600 Türk işadamının katılımı ile dün başlayan kurultayda ilk konuşmayı Sabancı yaptı. Hükümete "Gündeminizde devleti küçülteceğiz diye bir laf var mı?" sorusunu yönelten Sabancı, şöyle konuştu:"Güven var mı? Neden yabancı sermaye gelmiyor? Ahmet Mehmet yurtdışına giderken, Corç gelir mi? Yıllardır AB konuşuluyor. Bu ne inanılmaz şeydir. Borsa ağlıyor. Enflasyon indirilmeye çalışılıyor. Bir elimizde 200 milyar dolar borç var, öbüründe ne var? Üçün biri var be..." Sabancının konuşması alkışla karşılandı. Bazı işadamları "Sağ ol ağam" diye bağırdılar.Devlet Bakanı Karakoyunlu, Sabancıya sert bir yanıt verdi. Karakoyunlu, "Sakıp Bey, matematik diyor ki diyor. Matematik 200 milyar dolar borcun sonunda ne var diye bakar da sadece üçün biri var diyorsa, o zaman o üçün birinde ne vardır diye sormak lazım. Ben hepinizin biraz müstehzi alkışının içinde ne vardır diye düşündüm. Mesela Sabancı Holding var. Mesela TOBB var. Mesela devletin kuruluşları var. Hatta çok muhtemel sizin başarılı olduğunuz kuruluşlar da var" dedi. Dünya Türk İşadamları 4. Kurultayına, işadamı Sakıp Sabancının sözleri damgasını vurdu. Sabancı hükümeti eleştirirken, "Bir elimizde 200 milyar dolar borç, öbüründe üçün biri var" dedi. Sabancının bu sözlerine 1984 - 85 yıllarında Sabancının basın danışmanlığını yapan Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, sözün iadesi anlamına gelen bir cevap verdi. Karakoyunlu, "O üçün biri Sabancı Holdingtir, TOBBdur" dedi. DEVLET BAHÇELİ: Popülizmi aşalım Türkiyenin ekonomik akıl üreten bir ülke olmak zorunda olduğunu, dünyayı etkisine alan genel eğilimlerin oluşmasında seyirci değil, tam tersine belirleyici ve yönlendirici bir aktör olmasının yolunun buradan geçtiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:"Özgün bir model oluşturmayı, dünyada hakettiğimiz yeri almayı bir tür hayalcilik gerçekleşmesi imkânsız bir rüya gibi gördüğümüz müddetçe hiçbir somut ve ileri adım atma şansımız olmaz. Ekonomik büyüme ve gelişme konusunda neden hala küresel trendlerle Türkiyenin ihtiyaç ve hedeflerinin sentezini ifade eden dinamik bir Türk modeline sahip değiliz? Türkiye neden sürekli dışa bağımlılık sendromundan kurtulup kendi ayakları üzerinde duran tarihi mirasına ve misyonuna uygun bir performans sergileyen bir ülke olmak konusunda zorluklar yaşamaktadır? Belki de bunun temel nedeni bizim kendi iç dinamiklerimiz üzerinde yeterince kafa yormuyor, gereken özeni göstermiyor oluşumuzdur."Devlet Bakanı Tunca Toskay da Türkiyenin AB ile üyelikte çetin pazarlık yapacağını söyledi. Toskay, "Onurlu bir şekilde gireceğiz. Ne pahasına olursa olsun gireceğiz. Ver, kurtul politikası 57. Cumhuriyet hükümetinin politikası değil" dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, "Ne ekonominin ne de siyasetin yüzeyselliğe, popülizme tahammülü olabilir. Bunları aşmayı başardığımız gün Türk modeli üzerinde tartışan, dünya ticaretindeki etkin konumunu daha da artırmanın yollarını arayan girişim gücü ve potansiyeli ile örnek oluşturan bir ülke olacağımız açıktır" dedi. Kayırma yanlıştı Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ise, geçmişte yapılan en büyük yanlışlıklardan birinin kurumsal ilişkiler yoluyla devletin özel sektöre destek vermek yerine, seçerek, kayırarak özel ilişkilerle bireylere, firmalara, belirli gruplara destek vermesi olduğunu söyledi. Gürel, "Bunun ne kadar yanlış olduğunu çeşitli örneklerle gördük" dedi. Türk imajı dezavantaj Dünya Türk İşadamları Vakfı Başkanı Ertuğrul Önen de "40 yıldır peşinden koştuğumuz AB yolunda artık ışığı görmek istiyoruz. Türk işadamları, Türkiye dışında başka bir Türkiye yarattılar" dedi. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği Başkanı Eşref Ünsal, Avrupada Türk işletme sayısının 125 bine, cirolorının da 140 milyar euroya çıktığını, Türk girişimcilerinin en büyük dezavantajının Türk imajı olduğunu söyledi. Ünsal, "Ankarada oturup bunu gözardı etmekle bu işler olmuyor. Yaşlı Avrupa dinamik Türkiyeye muhtaçtır" diye konuştu. Avrupalıyı değiştirdiler Türk dönercilerin Almanyada dünya devi Mc Donaldsı geçtiklerini ve tüketim kalıplarını değiştirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, "Çağımızın misyonerleri, artık ticari misyonerlerdir. İşte sizler, Türkiyenin dünyanın dörtbir yanındaki misyonerlerisiniz" diye konuştu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da yalnızca Avrupada faaliyet gösteren yaklaşık 55 bin Türk girişimcinin 2010da 120 milyar dolar ciro yapmasının öngörüldüğünü belirterek, "Sadece Avrupada, 8-10 yıl içinde ikinci bir Türkiye doğması ihtimali var" dedi. Şahinoğlu kurultay salonunu terk etti Toplantıda gerek Sakıp Sabancı, gerekse ATİAD Başkanı Ünsal Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer hükümet yetkililerinin toplantıya katılmamasını eleştirdi. Ünsalın bu konudaki eleştirileri uzun uzun alkışlandı. Kurultaya katılım önceki yıllara göre düşük kaldı. Katılım ücretinin yüksekliği ve kurultaylardan somut bir sonuç çıkmaması nedeniyle ilginin azalmış olabileceği dile getirildi. Kurultaya katılım için 400 milyon lira veya 300 dolar / 350 euro ücret alınıyor. Kurultaya katılan işadamları akşam da Hülya Avşarın konserine katılarak eğlendiler. Toplantıda bir de protokol krizi yaşandı. İTO Meclis Başkanı Atalay Şahinoğlu, TOBB Başkan Vekili Halim Metenin kaldırılarak yerine işadamı Kemal Şahinin oturtulmasına tepki göstererek salonu terk etti. Şahinoğlu, "Beni kaldırmadılar. Ben İTO Meclis Başkanıyım. Yerime otururum. Ama koltuklara isim konulmadığı için de herkes geliyor bir yerlere oturuyor kendine göre. Ondan sonra, Sen kalk, bu oturacak. O kalksın bu oturacak deniyor. TOBB Başkan Vekilini kaldırıyorlar, herhangi bir işadamını oturtuyorlar. Kural yok, sistem yok, kongre yapıyoruz. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, netice yok zaten memlekette. Tepkimi bu kadar anormal organizasyona iştirak etmemek üzere gösteriyorum" dedi.