Yine itiraf vakti... Evet, 50 yaşıma uzun yıllar kalmamasına rağmen halen çizgi film izlediğim doğrudur... “Sünger Bob”un çocuklar için değil, daha çok büyükler için yapılmış olduğu yönünde hararetli tartışmalara girmiş olduğumu da inkar edecek değilim. Ama, çocuk şarkıları konusunda pek de iyi bir dinleyici olduğum söylenemez. Çocukluğumdan aklımda kalan, 50 yıldır değişime uğramamış parçaların birkaç lafını hatırlarım sadece... İyi de, “Kırmızı Balık” şarkısının dilime dolanmış olmasını nasıl açıklayabilirim, onu bilemedim! Üstelik bir küçük arkadaşımın dediği gibi “Kırmızı Baaaalık” (uzatılması gerekiyormuş), çocukluğumdan hatırladığım bir şey de değil!
Tasarımda balık etkisi
Sınırım bunda, “kıpkırmızı” rengiyle bana sırıtıp duran Opel Corsa’nın etkisi büyük. Nedense, onunla ilk karşılaşmamdan bu yana bir “kırmızı baaaalık” lafı dönüp duruyor. Ön tasarımının, bir miktar balığı andırmasının, geçmiş nesil Corsa’nın tasarımcılarından birinin köpekbalığı hayranı olması ve otomobilin iç mekanındaki plastik aksamda balık figürü bulunmasının da bunda etkisi vardır diye düşünmekteyim. Olabilir mi?
İddiasını artırmış
5. nesil olarak anılan yeni Corsa, aslına bakarsanız yeni far tasarımıyla bir miktar balığı andırmıyor değil hani. Ayrıca profilden baktığınızda da, bir balinanın burun kısmını görür gibi olduğumu söyleyeyim. Tabii bunlar, yine dönüp dolaşıp “kırmızı baaaalık” olayına bağlanıyor, bunun da farkındayım...
Bu yenilenen tasarım, “gülen yüzlü” radyatör ızgarası filan derken,
otomobil, aslında özellikle gençlerin yeniden seveceği bir hale gelmiş. Yani iddiasını bu yönüyle biraz daha artırmış. Bununla birlikte sade iç mekanı, bana göre “şirin” sayılabilecek koltuk döşemeleri de bunu destekliyor. Kullandığım araçtaki “ekose” döşemeler ve sportif görünen koltuklar ilgimi çekmedi diyemem. Ayrıca dış rengiyle uyumlu kırmızı kaplamaların da olması, gösterge panelini daha zevkli kılmış. Parlak kapmalar ise, “baharat misali” biraz lüks serpiştirmiş. Dijital hararet ve benzin göstergesi de, havalı olmuş.
Dijital ekran kolay
Bununla birlikte yol bilgisayarının sinyal kolundan ayarlanıyor olması biraz alışkanlık kazanmayı gerektiriyor. Orta konsoldaki dijital ekranın kullanımıysa çok problem değil. Basit sayılır. Eşya koyma gözlerinin yeterli olduğunu söyleyebilirim.
Plastik aksamdan belirgin bir “tıkırtı” gelmemesi, ses izolasyonunun iyi oluşu da hoşa giden unsurlar arasında yerini alabilir. Sakınca yok. İç mekan genişliği, sınıf ölçülerine göre yeterli. Ayrıca cam tavan seçeneği, sanki aracın içini olduğundan daha geniş gösteriyor. En önemlisi de ferah görünüyor. Corsa’nın teknolojik donanımları da gayet yerli yerinde. Hatta bu sınıfta en zengin donanım sunan araçlardan biri olduğunu da söyleyebilirim. Zaten “zamane” minikleri, artık çok değişti canımmm!
Yakıtta tutumlu
Elbette beni en çok mutlu eden konulardan biri de, 1.3 lt dizel motorun yakıt tüketimi oldu. Her ne kadar, bunda biraz “tembellik” eden Start&Stop sistemi ve 5 ileri manuel şanzımanın katkısı olmasa da, “utanmasa” düzgün bir kullanımda tek depoyla 1000 km gidebilecek kadar tutumlu olabileceğini gösterdi. Sonuçta genç görünümlü, “kırmızı baaaaalık” gibi “kaçabilen” bir otomobil. Kullandığım 1.3 lt dizel ve manuel vitesli versiyon, 53 bin 500 liradan 59 bin TL’ye kadar uzanan fiyatlara sahip. Herkese iyi pazarlar olsun...
Direksiyon ısıtması isteyen?
Neyin nesi?
Bu soruyu her soruşumda kendimle barışık olmadığımı ve ne gereksiz bir soru olduğunu düşünüyorum. Ama sormadan da edemiyorum işte! Bildiğiniz Corsa. Opel’in uzun soluklu modellerinden. Hatta bi hayli uzunlarından. 5. nesliyle üretiliyor ve satılıyor. Daha nasıl uzatabilirim, bilemedim!
Motor durumu nasıl?
İyi vallahi. Ön tarafa koymuşlar! (Böyle soruya, böyle cevap işte!) Kullandığım, 1.3 lt dizel 75 HP’lik alışılmış bir motor. 95 HP’liği de Easytronic vites kutusuyla satılıyor. Performansı ve yakıt tüketimi daha iyileştirilmiş gibi geldi bana,. Zaten sözünü ettiğim gibi... Yakıt tüketimi, 5 ileri manuel vitese rağmen başarılı. 6 ileri olsa daha iyiymiş tabii...
Neleri var?
Bu defa Opel,
teknoloji ne verdiyse, hemen buna da koymuş. Nitekim kullandığım araçta standart ve isteğe bağlı bir dolu donanım mevcuttu. Şerit Takip Sistemi, Yokuş Kalkış Desteği, Start&Stop, dokunmatik bilgi ve eğlence ekranı, ön ve arka park sensörü, geri görüş kamerası, açılabilir cam tavan... Bir de ısıtmalı direksiyon simidi. Var mı isteyen? Kışın neden olmasın mesela? Aç ısıtmasını, kartopu oynadıktan sonra ellerin ısınsın...
EDİTÖRÜN BİR NOTU VAR MI?
Yazıyı hızla bitirip, internetten şu balıklı şarkıyı yeniden izleyeceğim. Ben hatırlıyorum galiba yaaa... “Balıkçı Haaasaaan geliyooorrr... Kırmızı baaalıkk kaç, kaç...” Yok, yok, fabrika ayarlarıma dönmeliyim artık!
