İstanbul'un doğusunda yeni bir kent doğuyor

50 yıllık imar planları geçtiğimiz yıl onaylanan ve Ömerli Barajı'nın uzak koruma havzası içinde bulunan bölgede, iki kattan fazla yapılaşmaya izin verilmiyor. Yapılaşmaya uygun arsaların yüzde 80'inin boş olduğu bölgede çoğu tamamlanmak üzere olan yaklaşık 2 bin villa inşaatı devam ediyorAdını İstanbul Park projesinin ardından sıkça duymaya başladığımız Akfırat ve Tepeören, İstanbul'un en bakir kalmış yerleşim birimleri arasında yer alıyor. Şehirden uzak, doğa ile iç içe bir villa kent hayatı vaat eden belde, bu gün hala köy hayatının izlerini taşıyor. Bununla birlikte daha 8 yıl öncesine kadar Tuzla'ya bağlı iki köy olan Akfırat ve Tepeören, bu gün İstanbul'un en planlı gelişen ve ve en hızlı prim yapan yerleşim bölgelerinin başında geliyor.Geçen yıl onaylanan ve gelecekteki 50 yılını planlayan bir imar planına göre sağlıklı gelişimi sürdüren Tepeören ve Akfırat'ta, Ömerli Barajı'nın uzak koruma havzası içinde bulunduğu gerekçesi ile iki kattan fazla ve yoğun yapılaşmaya izin verilmiyor. Buna karşın son yıllarda oldukça talep gören bölgede inşa edilen villa sitelerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor.Şu an bölgede, bir çoğu tamamlanmak üzere olan 2 binin üzerinde villa inşaatı devam ediyor. Bu sitelerde oturumun başlaması ile oldukça hareketlenmesi ve prim yapması beklenen bölgede daha bir çok sayıda villa projesinin yapılacağı tahmin ediliyor. Çünkü henüz ikinci el konut piyasasının gerçekleşmediği Tepeören ve Akfırat'ta yapılaşmaya uygun arazilerin yüzde 80'i boş duruyor. Bu yüzden arsa piyasasının oldukça hızlı günler geçirdiği bölgede gayrimenkul fiyatları genellikle döviz bazında telaffuz ediliyor.Genellikle üst gelir grubuna dahil İstanbulluların doğal ve karmaşasından uzak atmosferi nedeniyle tercih ettiği Tepeören ve Akfırat, yeni ve hızlı yapılaşıyor olmanın sancılarını da yaşıyor. 50 yıllık alt yapı donanımı ve yolları tamamlanmış olsa da bölgede eğitim ve sağlık birimleri, sportif aktivite alanları, sosyal ve kültürel tesisler ile alışveriş merkezlerinin eksikliği hemen göze çarpıyor. İmar planı içinde yerleri belirlenen ve yapımına başlanan bu eksikliklerin giderilmesi uzun yıllar alacak gibi görünüyor. Bölgenin en büyük alt yapı avantajı ise sorunsuz trafiği olarak gösteriliyor. Bölgede yeni yapılan ve genişlikleri 30-40 metreyi bulan ana yollar ile İstanbul Park'ı çevre yollarına bağlayan bağlantı yolunun, yıllarca bölgenin nüfus artışına göğüs gerecek kapasitede olduğu belirtiliyor.