26.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
SERPİL YILMAZ
Laf ortada, "Niyetim skandal yaratarak reklam yapmak olsaydı, karşımda anadan üryan duruyordu. Naomi'ye bir hareket yapsam, dünya basınına çıkardım" diyor Sunset mayolarını üreten Gürkan Tekstil'in, 9 kardeş ortağından birisi, Kenan Güneş.
Baştan söyleyeyim, dünyaca ünlü topmodel Naomi Campbell'ın, 2004 yılı Sunset mayoları katalog çekimleri için girdiği stüdyodan kaçmasına neden olan olayların, "bir Gürkan senaryosu" olmadığına inandım.
Olay net. Yerli mayo markası Sunset'i, İngiltere'nin önde gelen mağazası Allders'e sokabilmek için, varılan anlaşmaya göre, Naomi'yle çekim yapmaları gerekiyor. Yılda 20 bin adet...
Son durum, Naomi'den fotoğraf stüdyosundan kaçıp gittiği için 180 bin euro tazminat talep ediyorlar ve yeni bir topmodel ile anlaşıyorlar.
Toz duman arasında Gürkan Tekstil'i tanımak istedim. Büyükçekmece'deki 20 bin metrekarelik fabrikalarında geçirdiğim 3 saat çok da alışık olduğum bir üslup ve tavırda geçmedi.
Neden diyeceksiniz. Anlatayım...
Kendileri ile sabah 10.00'da kahvaltı için sözleştik, 10.10'da firmadaydım. Kapıda sekreter karşıladı, sorgu sual etti, elime telefonu tutuşturdu. Randevu aldığım Kenan Güneş rahatsız olduğu için gelemeyeceğini, benimle ağabeyi ve Günkar Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş'in ilgileneceği söyledi. Sekreter önünde durduğumuz kapıyı açtı, içeride üç kardeş oturmuşlar kahvaltılarını ediyorlar. Hani beraber kahvaltı edecektik, şaşırıyorum...
Ercüment, Kemal ve Uğur Güneş... Kahvaltı için davet ettiklerine göre, misafir gelmeden başlanmaz. Misafir ayakta karşılanır. Zar zor oturdukları yerden bir miktar yükselip elime uzanıyorlar. Halil İbrahim Sofrası muhabbeti yapılıyor; Halil İbrahim kim onu arıyorum...
Sohbete gelmişten geçmişten başlıyorum. 1979'da İstanbul Bahçelievler'de başladıkları üretimin, 2 bin çalışanla, 200 bin adete geldiğini; yılda 20 milyon dolar cironun yüzde 80'nin ihracat olduğunu, memleketleri Adıyaman'a 1999'da ikinci fabrikaların kurduklarını dinliyorum.
Türkiye mayo pazarının yüzde 30'unu alan Sunset'in 1999 'da piyasaya çıktığını, iç piyasada Lei ve Deep Blue markaları ile ürün çeşitlemesine gittiklerin anlatıyorlar.
Altınyıldız, Kom ve Zeki Triko'ya girmeden mayo konuşulmaz diye düşünüyorum, Ercüment Güneş ,"Zeki, bizim ancak numune atölyemiz olur" diyor. Boynuz kulağı geçer misali!
Bir zamanların Penyelüks markasına tişort, iç giyim ve gecelik üreten Gürkan Tekstil öyküsünü dinlemeye fırsat kalmıyor. Manken Şenay Akay'ın sunduğu Sunset ve Naomi Campbell kapışmasını değerlendiren programı izlemek üzere üst kata çıkıyoruz. Maç seyreder gibiyiz.
Naomi'nin "Pis Türkler" cümlesi kimsenin görmezden gelemeyeceği kadar onur kırıcı bulunuyor. Ercüment Bey'e soruyorum "Evet" diyor.
Naomi'yi , ünlü modacı Danotella Versace çekimler sırasında kovmuş, İngiltere'de 16 civarında davası varmış, belli ki biraz asabi!
Televizyon programlarında Naomi olayı diziye bağlanmış devam ediyor, odada kalan kardeşlerle izlemeyi sürdürüyoruz. Kemal Bey, "TV'de programa yetişeceğim, başka sorunuz var mı" diye bir yandan da söyleşimizi ötelemeye çalışıyor. "Gidebilirsiniz, kardeşlerinizle görüşürüm" yanıtını verip devam ediyorum.
Kenan Bey'den randevu aldık, Kemal Bey'i uğurladık, Ercüment Bey ile devam ediyoruz...
Kalite testleri, otomotatik kesimler, renkli renkli kumaşlar... Kardeşlerden Levent, Ayşegül ve ablaları "Fikoş da" yanımıza geliyor, konuşmayı sürdürüyoruz. En çok mayo satılan il Ankara... Kırmızı iç çamaşırının Anadolu'da rağbet görüyor... Konya, Gaziantep iyi pazar...
Bu sohbet de, TV'deki Sunset röportajı ve Kenan Bey'in şirkete gelmesi ile kesintiye uğruyor, yeniden yukarı çıkıyoruz.
Kenan Bey, basından sorumlu; tecrübeli davnarıyor! Kemal Bey'in, Adıyaman'dan dünya standlarına uzanan öykülerini anlatmasını pek yerinde buluyor. Naomi olayında siniri geçmemiş; çünkü olayın birinci elden şahidi olan kendisi.
Havalimanında Naomi'yi karşılayıp arkadaşı Ali Karacan'ın evine götüren Kenan Bey. Gece 03.00'e kadar Naomi bu evde kalıyor, Kenan Bey bahçede oturup kendisini bekliyor. Neden? Şöförleri mi eksik, koruması mı yok? 14 koruma, şöför hepsi var.
Naomi'yi Swissotel'e yerleştiren de Kenan Bey, ertesi gün stüdyoda.
Naomi kuoförü, makyözü ile didişirken Kenan Bey de odada. İşte bu sahneler sırasında yukarıda sözü edilen "mahramiyete" karışıyor.
Çekimler sırasında kaç kişiydiniz diye soruyorum "Ben patronum, çekimlerin nasıl geçtiğini görmeyecek miyim? Ben ve kız kardeşim vardı" diyor ve sözün gerisini bir başka basın toplantısına saklıyor.
Naomi'nin basında yer alan "Beni hayvan yerine koydular. Üstümü başımı değiştirirken, basın, menajerimi iteklemiş içeri girmiş, çırıpçıplak fotoğrafımı çektiler" sözleri aklımdan çıkmıyor. "Anadan üryan" ayrıntısı karşısında irkiliyorum. Büyük bir kaza!
Naomi sicili bozuk bir manken, orası belli. Çekim gecesi sabahın 03.00'üne kadar arkadaşının evinde oturarak, geç yatması. Sabah 10.00'da ayrıldığı otele 600 milyon liralık ekstra bırakacak kadar yemesi içmesi. Çekime elinde sargı ile çıkması, iki kare fotoğraftan sonra basıp gitmesi...
Güneş Kardeşler; Naomi'nin arkadaşı Ali Karacan'dan destek alsalar da, İngilitere'deki ajans ile anlaşmış olsalar da, işin püf noktasında bir kırılma yaşanmışlar. Şirketlerini nasıl "kardeş kardeş" yönetiyorlarsa, profesyonel dünyaya da aynı biçimde yaklaşmışlar.
Naomi ise hepten zıvanadan çıkmış durumda. Bakanların, devlet başkanlarının geçtiği VIP salonundan geçmeye kalkıyor, pasaport kontrol memurunun ucakta vize işlemlerin yapmasını istiyor, daha baştan maraza çıkartmaya niyetli.
Bütün bunlar fazla gelmiyor mu?
Bir yanda hem özel şöför, hem koruma, hem patron olmaya çalışan birileri; öbür yanda hem star, hem de özel uçaktan saçak saçak inen bir hırçın kadın. Dünyanın hiçbir podyumunda giyinik görünmeyen Naomi'nin Türkiye'de verdiği poza bakın, kafasına kadar kürk; içi gözüküyordu.
BUSINESS