En Bazı marketler duyarsız

Bazı marketler duyarsız

16.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yapanın yanına kâr kalıyor

Bazı marketler duyarsız





Gıda piyasasında toz dumandan göz gözü görmüyor. Devlet, sahtekârlık yaparak halkın cebinden para çalan, hilebazlık yaparak insanların sağlığını bozanlarla mücadele etmekten aciz kalıyor. Süt kullanmadan imal edilen peynirler, etsiz salamlar sosisler, karışık yağlar piyasada rahatça satılabiliyor. Devletin önleyemediği bu durumdan, tüketici kadar, kurallara uygun, dürüst çalışan firmalar da zarar görüyor.
Yağ piyasası, denetimler yapılmadığı için her türlü hilenin ve sahtekârlığın kol gezdiği sektörlerin başında geliyor. Eksik gramajlı yağların yanı sıra, ayçiçek yağı karıştırılmış zeytinyağları, palmiye yağı karıştırılmış hatta içinde hiç ayçiçek yağı olmayan ayçiçek yağları, bakkallarda marketlerde rahatça satılabiliyor.
Korsan çalışan merdivenaltı firmaların yaptığı sahtekârlık, tüketici vatandaş kadar, kurallara uygun çalışan firmalara da zarar veriyor. Dürüst çalışan firmalar, hile yaparak maliyeti düşürdükleri için daha ucuz fiyatla yağ satanlarla baş edemiyorlar.
Hileli yağ satanların neden olduğu haksız rekabetten bunalan Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD), devletten ümidini keserek, hileli yağ satışını önlemek amacıyla harekete geçti.

Garanti mührü
BYSD Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Sarı, konu hakkında şu açıklamayı yaptı:
"Derneğimiz üyesi 60 yağ imalatçısı firma var. Piyasada satılan karışık yağlardan tüketici vatandaş kadar derneğimiz üyeleri de zarar görüyor. Piyasada 'dolumcu' olarak tanımlanan firmaların yaptığı hileleri önlemek mümkün olmuyor. Bu nedenle BYSD olarak bir otokontrol sistemi geliştirerek hileli yağ satışlarını önlemek amacıyla harekete geçtik. Bitkisel Yağ Sanayicileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi ile Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirdiğimiz bir marka - logo hazırladık. Bundan böyle Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni kabul eden ve derneğimize üye olan firmalar, mamullerinin ambalajında bu logoyu kullanacaklar. Uygulama aybaşından itibaren başlayacak. Derneğimizin denetim ve gözetiminde kullanılabilecek olan bu logo, tüketici vatandaş açısından bir güvence belgesi olacak. Derneğimiz üyesi olmayan, Gıda Kodeksi'ne uymayan firmalar bu logoyu kullanamayacakları için, piyasada hileli yağ satışları önlenecek."

Hilebazlar baskın çıktı
Piyasadaki hilebazlarla uğraşabilmek amacıyla bir hukuk bürosu ile anlaştıklarını belirten Faruk Sarı, bu konuda da şöyle dedi:
"Piyasada herkes birbirini tanır, herkes kimin ne yaptığını bilir. Biz de bu çerçevede sorunu çözmek amacıyla bir hukuk bürosu ile anlaştık. Hukuk bürosu hileli yağ satanların faaliyetlerinin durdurulması için uğraş verdi ama sonuç alamadı. Bugüne kadar hukuk büromuzun elinde 132 dosya birikti. Hileli yağ imal eden 17 firma kapatıldı, fakat bir süre sonra bunlar yine faaliyete geçtiler. Sorun çözülemedi."

Yavuz hırsız
Sorun çözülememiştir. Çünkü, ayçiçek yağının içine pamuk yağı, ya da zeytinyağının içine ayçiçek yağı karıştıran hilebazlar yüzsüzlük yaparak "No'lmuş yani, pamuk yağı zararlı değil ki" diye kendilerini savunuyorlar. Yetkili kamu kuruluşları da, bu sorunu ciddiye alarak kesin tavır almaktan kaçınıyorlar. Hilebazlığı önlemesi gereken Sağlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı'nın en tepesinde bulunan politikacıların, sorunu çözecek önlemlerin sıkı bir şekilde uygulanmasında gönülsüz davrandığını hisseden bürokratlar da görmezlikten gelmeyi tercih ediyor.


Birbirinin müşterisini kapmak için şiddetli bir fiyat rekabetine giren bazı marketler de, hileli yağ satışlarının artmasına neden oluyorlar. Kaliteye değil sadece fiyata bakan bu marketlerde üretici firmaları yağda hile yaparak fiyat indirimi yapmaya zorluyorlar.
Bu durumda vatandaş, marketten ucuza aldığını zannettiği 5 kiloluk yağ tenekesinin içinde 4.5 kilo yağ bulunduğunu, ya da halis ayçiçek yağı diye aldığı yağın ayçiçek ile en ufak bir ilişkisinin bulunmadığını farketmiyor bile.
Bu konuda duyarlı davranıp başta yağ olmak üzere sattığı her türlü yiyecek maddesini hijyen ve kalite açısından denetleyen büyük market zincirleri ise diğer rakipleri kadar ucuz fiyatla yağ vb. gıda satamadıkları için müşteri kaybediyorlar.


Hukukta 'tağşiş' kelimesi, bir malın evsafını bozmak anlamında kullanılır. Örneğin zeytinyağının içine daha ucuz olan pamuk yağı karıştırıp satarsanız, tağşiş yapmış olursunuz. Pamuk yağı sağlığa zararlı değildir. Ama, bu iş yasalar kapsamında bir suçtur. Çünkü, pahalı bir malın içine daha ucuz bir başka mal karıştırarak müşteriyi, tüketiciyi aldatıyorsunuz. Ticarette Tağşişin Men'i Kanunu, taa 1930 yılında yürürlüğe girmişti. Şimdi bu işler, Türk Gıda Kodeksi kapsamında düzenleniyor. Yani gıdaların evsafını (özelliğini, saflığını) bozmayı önleyecek mevzuat, 73 yıldır yürürlükte. Ama 73 yıldır, maliyeti düşürmek için daha ucuz maddelerle karıştırılmış gıdaları yemekten kurtulamadık. Tavuk derisi, hindi gerisi, sığır işkembesi ile imal edilen sucuklar, salamlar piyasada rahatça satılıyor.

1965 yılında üniversiteye girdiğimde Türkiye, İzmir kaynaklı bir yağ skandalı ile çalkalanıyordu. İzmirli Gomel firmasının İtalya'ya ihraç ettiği dökme zeytinyağına 'makine yağı' karıştırıldığı ortaya çıkmıştı. Evet, yanlış okumadınız, makine yağı.
Dünya gıda piyasalarında rezil olan Türkiye, yıllarca bu rezaleti unutturmaya, ayıbını temizlemeye çalıştı. Aradan 38 yıl geçti. Şimdi de gazetelerde ABD'ye ihraç edilen zeytinyağına, fındık yağı karıştırıldığını okuyoruz. Yine İzmirli bir firma, ABD'ye sattığı zeytinyağının içine, daha ucuz olan fındık yağı karıştırmış.
Türkiye'den zeytinyağı ihraç eden öteki firmalar 'Dünyaya rezil olduk. Türkiye zeytinyağının itibarı zedelendi, fiyatımız düştü' diye saçlarını başlarını yoluyorlar.
Yani 40 yıldır ülkemizde değişen bir şey yok. Hilebazlar, madrabazlar 40 yıldır hem Türk halkını hem de Türkiye gıdalarının yurt dışındaki müşterilerini kazıklamaktan çekinmiyorlar. Çünkü yasaların yetersizliğinden, daha çok da yetkililerin duyarsızlığından cesaret alarak her türlü sahtekârlığı yapmaya cesaret ediyorlar.
Avrupa ülkeleri, Amerika ülkeleri vatandaşının kesesini ve sağlığını korumak için gözünü dört açıp bizim sahtekârları yakalıyor. Ama bizim devletimiz kulağının üstüne yatıp sahtekârları görmezden geliyor. Siyasi partilerimiz, oy kaygısı ile böyle sorunları kendine dert edinip sahtekârları cezalandırmak istemiyor.




BUSINESS


Akbank'ta zorlu bir kaptan, Türk filmi izlerken ağlayacak kadar da duygusal
Adem, Adam ve İslami gurular

Tayyör, ekimde nasıl zam şampiyonu oldu?
Sadece ihracat yapmıyorlar pazarları ele geçiriyorlar
İnternet toplumsal iletişim kalıplarında devrim başlattı
Üniversite gençliği 'iş etiği'ne nasıl bakıyor?
M. Ali Susam, rakı konuşulunca bir açılıyor, bir açılıyor...
ABD de islam ekonomisini kabul ederse tamam inşallah
Yağda hilenin bini bir para
Ucuz diye evlerde çalıştırılan yabancı uyrukluyu bildirmeyene ağır ceza var
Filo şirketleri taşısın siz işinize odaklanın...
Dağlardaki otelci
Ne zaman Kansas oluruz?
Sanal alemin kralı söylüyor: müşteri e - nimetimizdir
Taktığını bitirdi, bakalım Bush'u da bitirebilecek mi?
Avrupa Komisyonu İtalyan futbolunun parasına bakacak
Sanal alemin kralı söylüyor: müşteri e - nimetimizdir