Filiz Şahenk'in babası Ayhan Şahenk'ten aldığı ders: Gözünüzü kötüye alıştırmayın

Ekonomik krize rağmen, öz kaynaklardan finanse edilerek tamamlanan Bodrum D - Marin Turgutreis yatırımının içindeki Armani Cafe'deyim. İş Yemeği'nin ilk konuğu, Doğuş Turizm Gurubu Başkanı Filiz Şahenk. Babası ve Doğuş Grubu'nun kurucusu Ayhan Şahenk'in ölümünden sonraki grubun ilk açılışında, ev sahibi. Hiç alışık değil...
Basının önüne çıkmaya da çok alışık değil. Heyecanlı. Heyecanının bir başka nedeni daha var, bu yaz marina çok renkli geçecek. Karşı kıyıdaki Yunan adası Kos'tan misafirler bekliyor. Moda baronu Giorgio Armani'yi ağırlayacak. Armani ilk kez sahip olduğu bir tekne ile Bodrum'a gelecek; kendi mekanına!..
Doğuş İnşaat, Garanti Bankası, NTV, Sheraton Voyager, Tansaş, Wolsvagen, Armani - Gucci - Tod's markalarını yan yana getirdiğinizde hepsi Ayhan Şahenk'li yıllara denk düşüyor. 2003 Filiz Şahenk ile denize ilk adım.
Filiz Şahenk ile henüz resmi açılışı yapılmamış olan D - Marin'in içindeki Armani Cafe'deyiz.

Baştan aşağı Armani kadını
Emporio Armani imzalı masalar, sandalyeler, örtüler; siyah pantolon ve beyaz yumuşak kumaştan stil bir gömlek giymiş "Armani kadını" Şahenk.
Şahenk'e, Armani'nin altı çizilen özelliğini soruyorum, "Sadelik" diyor.
Armani'nin sadeliği nasıl olabilir? Bu sadelik Ulus Pazarı'ndan alınabilir mi? Armani sadeliği "farkındalık" istiyor ve bu durum tüm sıradanlıklara, "gösteriş görgüsüzlüğüne" karşı koruma duvarı oluşturuyor. Armani outlet'lere, hatta pazara inebilir ama, "Armani kadını" asla... Üç sezon öncesinin entarisi ile "diğer kadınları" gölgede bırakamayacağını bilir. O; fındık kadar küpe, modernize edilmiş enli yüzük, tespih taneleri gibi iki sıra dolanan kolyeden oluşan pırlanta takımı; şalvar modeli ketenlerle gündelik hale getirebilir.
Saçlarını taramakla yetinip, yüzünde tek gram makyaj olmadan "havalı" durabilir. Yüzüne dolanan tebessüm gözlerinden etrafa yayılırken, aynı anda karşısındakini, "Acaba haddimi aşıyor muyum" ikilemine sokabilir. Zor bir durumu tarif etmeye çalışıyorum. Aslında bu zor durumu en iyi Filiz Şahenk tarif ediyor:
"Gözünüzü kötüye alıştırmayın."
Şahenk'in babasından kulağında kalan bu söz, tüm güçlüklere rağmen D - Marin inşaatında gösterilen özeni anlatırken ortaya çıkıyor.

Bodrum filizlenecek!w
2000 yılı malum, kriz dalgasından etkilenmemek mümkün değildi... Önce Körfezbank ile Osmanlı Bankası birleşti, ardından Osmanlı ile Garanti Bankası... Filiz Gıda hisseleri İtalyan Barilla'ya devredildi. Doğuş Hava A.Ş aktivitelerine son verdi, uçaklar satıldı.
Bu zor günlerde yapılan D - Marin 30 milyon dolara mal oldu. Ne içindeki 100 bin çeşit bitkiden, ne alüminyum babalardan, ne Ekvator bölgesinde kullanılan kumaru ağacından yapılan yüzer iskelelerden ödün verildi; İtalyan mimar ne istiyorsa yapıldı. 1995 yılında Doğuş'un devletten aldığı 5 yat limanı imtiyazından biri olan D - Marin'e yenileri ne zaman eklenecek? Eklenmeyecek, çünkü Ulaştırma Bakanlığı denizde mera özelliklerini yeterince araştırmadı, bitirsin, o zaman olur!..
Şahenk, orman yangınları çıkararak rant elde etmek isteyenlerin oyununu bozmaya da kararlı.
Birbiri ardına yangınlar çıktı, bir-üç-beş ve 220 bin ağaç tek tek yandı kül oldu. Kızılçam, meşe, makilikler, ot, böcek; 126 hektar alanda ne kadar canlı yaşıyorsa, nefesi kesildi. Görüşmemizden sonra Milano'ya giden Filiz Şahenk aradı; biz o tepeleri ağaçlandırırız. Başkanı olduğu Ayhan Şahenk Vakfı bir buçuk yılda yakılan bitkilerin yerine yenilerini ekecek. Ne kadar sürede yitirilen orman yerine gelir? Bu soruyu soramadım; umutlar yeşillendi mi, ormanları yakıp rant peşinde koşan arsızların oyunu bozuldu mu, ona bakıyorum...

Kaptan ve piyano

Filiz Şahenk'in deniz ile ilişkisi Ankaralı gibi değil, yüzü dönük duruyor suya; hepsi bu.
Piyano veya tekne gibi...
Kanun ve saz çalan Ayhan Şahenk piyano çalmasını çok istemiş, olmamış; kaptan ehliyeti almış, dümene geçmemiş.
Babası "Kızım, Filiz Makarna fabrikasına özenip makarna pişirebilsin Yarabbi" diye çok dua etmiş olacak ki, Filiz Hanım'ın bildiği tek yemek "en sade" makarna.
En sevdiği tatil yerini öğreniyorum; 1974'ten beri Alanya'da faaliyet gösteren grubun otellerinden Alantur. Yorumlarında "en" gibi muhteşem tanımlamalar yapmaktan kaçınıyor; çok zorlanırsa, "Aklımın erdiği en iyisi" demekte buluyor çareyi.
İşlere uzak yetişmemiş, iş yerinede. Bİrlikte büyümüşler.
Ayhan Bey "İşleriniz nasıl" diye sorduğunda, karşısındaki kimi zaman çocukları, kimi zaman da herhangi bir çalışanı olmuş. Profesyonel yönetimi paylaşmışlar...
Filiz Hanım'ı en son medyamız "gözde bekarlar" listelerinde görmüş. "Kısmete hizmet etmek lazım" diyerek son sözümü sarf ettim...
Kuvvetlice başını salladı. Sanırım "kısmet"i vakıftan burs alan çocuklardan biri sandı.


BUSINESS