En Politikacılar da etik değerlere sahip çıkmalı

Politikacılar da etik değerlere sahip çıkmalı

04.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hemen her ülkede politikacılar için geçerli bir uygulama var. Politikaya girenler ticari faaliyetlerini devrediyor, hisse senedi portföyünün yönetimini 'kayyum'a bırakıyorlar. Bu tabloda, Başbakan'ın yeniden oluşturulan bir şirkete ortak olarak katıldığının kamuoyuna yansıması, 2003 yılının 'olumsuz' haberlerinden birini teşkil ediyor

Politikacılar da etik değerlere sahip çıkmalı



Politikacılar da etik değerlere sahip çıkmalı


Memduh Hoca (Prof. Dr. Memduh Yaşa), Başbakan Adnan Menderes'in başbakanlıkta danışmanlığını yapmıştı. O döneme ait bir hikaye anlatır. Menderes'in oğlu yurtdışındaki eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye döndüğünde, babası, "- Oğlum ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sormuş. Oğlu, "- Baba, ticaret yapacağım" demiş. Menderes, "- Hangi para ile, ne işi yapacaksın ki?" deyince de, "- Baba çok kişi iş teklifi getirdi. Sermayeyi de onlar koyacak. Bu işlerden birini seçeceğim" cevabını vermiş. Menderes oğluna nasihatta bulunmuş. "- Bak oğlum..." demiş. "- Sana iş getirenler, sermaye teklif edenler, aslında iş teklif ediyor... Dolaylı olarak bana para vermeye kalkıyor... Bir başbakanın oğlu olarak sen ticaret yapamazsın... Madem ki yurtdışında okudun... İmtihana gir... Dışişleri Bakanlığı'nda memur ol..."
Bu hikayeyi neden naklettim?
Çünkü bu hikayeden ders almak gerekir. Ülkede eğer etik değerlerin öne çıkmasını istiyorsak, öncelikle politikacılarımızın etik değerlere sahip çıkması gerekir.
Politikada lider olan kişiler, halkın önünden koşacak, halka örnek olacak kişilerdir. Günümüzde hemen her ülkede politikacılar için geçerli bir uygulama var. Politikaya girenler ve ülke yönetiminde sorumluluk üstlenenler "parasal ve ticari" faaliyetlerini dondurmakta, para ve ticaret ile doğrudan ilişkilerini kesmektedir. İlişki kesme, ticaretin içinde olanların ticari faaliyetlerini devretmeleri, hisse senedi portföyüne sahip olanların portföy yönetimini "kayyum"a devretmeleri şeklinde olmaktadır.
Türkiye'de de politikacıların parasal ve ticari faaliyetlerinin sınırlandırılması önce bir etik kural olarak benimsenmiş, daha sonra bazı alanlarda yasal sınırlamalar getirilmiştir. Örneğin 2001 yılında yürürlüğe giren Avukatlık Yasası ile milletvekillerinin avukatlık yapmaları yasaklanmıştır.
Bu tabloda, Başbakan'ın politikaya girmeden önce ortak olduğu şirketteki ilişkisinin devam ettiğinin ve de bu şirketin uzantısı olarak yeniden oluşturulan bir başka şirkete ortak olarak katıldığının kamuoyuna yansıması 2003 yılının "olumsuz haberlerinden birini teşkil etmiştir."
Başbakan'ın, oturduğu koltuğun imkânlarını kullanarak ortak olduğu şirkete ayrıcalık sağlayacak bir davranış içinde olması beklenemez. Başbakan'ın bugüne kadar kamuoyuna yansıyan imajı böyle bir davranış beklentisine yol açmamaktadır.
Ancak, hem bir partinin başı olarak çok sayıda politikacının lideridir, hem de Başbakan olarak TBMM'deki tüm milletvekillerine örnek olma durumundadır. Eskiden kurulmuş şirket ile ortaklık ilişkisini sürdürmesi, yenisine ortak olarak katılması, diğer politikacılara ve milletvekillerine, bakanlara örnek olacaktır. Daha da ilerisi, bürokraside önde gelen isimler ve memurlar Başbakan'ı örnek alır ise ne olacaktır?
Başbakan'a olan sempati, güven ve saygı nedeniyle Başbakan'ın şirket üyeliği konusu kamuoyunda fazla tartışılmadı. Ama bu konunun etik bakımdan önemi çok büyüktür. Bu konu unutulamaz. Unutturulamaz. Çünkü bu sadece Başbakan ile sınırlı kalmayacak bir uygulamadır.
Bu Başbakan, namusu, inancı ve davranışları ile bu ilişkiyi "formalite" çizgisinin ötesine taşımayacak kişiliğe sahiptir. Fakat onu örnek alacak başka politikacılar, milletvekilleri ve başbakanlar aynı kişiliğe sahip olmaz ve ticari ilişkileri istismar eder ise ne olacaktır.
Bu Başbakan'ın bir özelliği var. Politikayı hayat çizgisi olarak seçen bir başbakan. Üç yıl politika yaptıktan sonra ticarete dönmeye niyeti yok. Görüldüğü kadarı ile hayat boyu politika mesleğinde kalacak. Seçimlerde partisinin aldığı oy, TBMM'de sahip olduğu çoğunluk, politikada uzun soluklu olacağının göstergeleri.
Bu çerçevede Başbakan'dan beklenen politikaya girmeden önceki ticari faaliyetleriyle bağını tamamen kesmesidir. Başbakan'ın bunu yapması bir zayıflık işareti değil, bir kararlılık göstergesidir.
Başbakan etik değerlere özen gösterir ise, başkalarına da örnek olur. Başkalarından da aynı özeni bekleme, özen göstermeyenleri cezalandırma hakkı olur.





BUSINESS