Yıllar önce, Umut'u, yani oğlumu elinde ne zaman Monopoly kutusu ile görsem kaçacak delik arardım. Babası bir kez 'hayır' dedi mi, 'oyunun kurbanı' ben olurdum. Bu kez elimde Takva Yarışı setiyle ben Umut'un peşinden koşturdum. "Anne ya! Öff ya" diye söylense de bir zamanların Monopoly'sinin hatırına oturdu karşıma...
Oyunun kurallarını anlamakta zorlanmadık... 75 yıllık Monopoly'ye çok benziyordu.
Birincisinde ana - oğul "dünyada mekân" peşinde koşuyorduk. Şimdi bu oyunla sıra "ahirette iman" yarışına gelmişti. İmanla "zar" biraraya gelmeyeceğinden, Takva Yarışı'nın mimarı Hakan Sarıhan'ın topaç diye isimlendirdiği çocukluğumun "fırıldağını" önce ben çevirdim, 2 geldi. Şimdi seyreyleyin bu oyunu...
İki ilerledim ve "Ev işlerinde Anne ve Babanıza Yardım Ettiniz" kutusunun üstüne gelerek 20 takva, yani "sorumluluk bilinci" puanını kaptım. Bizim oğlan "Anne, sen bırak anneannemle dedeme yardım etmeyi, kendi evini bile temizlemiyorsun. Güler Abla'nın emeklerine yazık, ver o puanları" diye söylendi...
Mescid - i Aksa sorusu Anne'ye bu laflar edilir mi? Allah affetmedi! Fırıldağı bir döndürdü, 6 sayısıyla, "sigara içtiniz" bölümüne gelerek, 80 takva puanı içeri giriverdi. Korkumdan elimdeki sigarayı söndürdüm...
Sıra bana gelince, 'Hapşırdıktan sonra elhamdulillah' dediniz, maddesinden de puanı bir güzel kaptım. Bu fırıldak beni pek sevdi. Umut'un şansına Y harfi gelince, soru cevaplaması gerekti...
İşte sorusu:
"Hz Süleyman tarafından yaptırılan Peygamber Efendimiz'in, Miraç'a oradan çıktığı,
Kur'an'da çevresinde kutsal kılındığı belirtilen ve şu anda Yahudiler'in yıkmak için her türlü oyunu oynadığı mescidin adı nedir?
İşte cevabı: Mescid - i Aksa
Yaşasın ! Bilemedi... Kesin, en yakın arkadaşı Alen yüzündedir. Çocuk o kadar iyi ve düzgün ki...(Bir tanısanız, çocuğunuzun da böyle bir arkadaşa sahip olması için dua edersiniz.)
Bir soruya da ben takılıverdim. Bakalım, siz bilebilecek misiniz?
"Namaz kılınan, dini, sosyal ve siyaset toplantılarının da içinde yapıldığı yere ne denir?
Cevabı Mescid'miş, bilemedim. Yani sorunun içinde 'siyaset toplantıları' mevzuu olmasaydı, bilirdim de... Öyle olunca kafam karıştı biraz.
"Allah'ı andınız", "Namaz kıldınız", "Çevreyi korudunuz" gibi olumlu kutuların çoğu bana gelince, oyun daha bitmeden bizim oğlan, yani "oyun bozan" masadan kalktı. Bizim oyun
yarım kaldı. Ama topladığım 2000'e yakın takva puanı ile "galip" bendim...
"Galibiyetime neden sinirlendin, Monopoly'de kazandığımda kızmazdın" dedim. Cevabımı bir güzel aldım:
"Mal mülkte miras diye bir şey var... Cennet hakkını da bana bırakamazsın ya!" Kabahat benim. Oyunun kurallarının anlatıldığı kağıtta "Tavsiye edilen yaş 8 - 15 arasıdır" deniliyor. Benim oğlan 18'i için, şunun şurasında birkaç ayı bekliyor.
Cennet'e gönderiyor Takva Yarışı oyununu Adım Prodüksiyon'un sahibi Hakan Sarıhan üretmiş. Hakan Sarıhan, bu oyunun düzenlemesi için bir yılı aşkın bir zaman ve çok büyük emek harcamış. Kendi ifadesiyle "İlim adamlarına, psikologlara ve pedogoglara" danışmış. Hangilerine diye sorduğumuzda, "Onların iznini almadan vermek istemiyorum" diyor. Oyunun amacını da şöyle açıklıyor:
"Takva Yarışı, oyunculara dinimizin öngördüğü ibadetleri ve iyi davranışları sevdirmek, öğretmek ve aynı zamanda kötü davranışlardan da uzak durmalarını sağlayacak bir grup oyunudur. Oyuncu cennete gitmeye vesile olacak bazı davranışları oyun sayesinde öğrenmiş olacaktır. Ayrıca oyuncu ibadet yanında ders çalışmak, yalan söylememek, arkadaşlarıyla iyi geçinmek, emanete riayet etmek, israf etmemek gibi iyi davranışlar konusunda da bilinçlenmiş olacaktır."
Sarıhan, İslami kurallara aykırı gelebilecek şeylerden kaçındıklarını da belirtiyor. Yaptığım görüşmede en büyük endişesi, bu oyunun "sadece İslami amaçlar" taşıdığı yolunda bir izlenim yaratmamdı. Oyun gerçekten de "diş fırçalama", "çevreyi koruma", "güleryüzlü olma", "dostluğun önemi" gibi sosyal, çevresel ve de ahlâki konularda da oynayanlara olumlu puanlar kazandırıyor. Bu konulardaki duyarlılığı da göz ardı etmemek gerek. Ancak adından da belli olduğu gibi takva puanları ile en büyük ödül olarak "cennet" vaad ediliyor.
Bu haliyle de Kapitalizmin en büyük oyunu Monopoly'ye çok benziyor. Monopoly ABD'de sistemin dibe vurduğu 1929 yılında ortaya çıktı. Pensilvanyalı Charles Darrow, Wall Street krizinden sonra işini kaybetmişti. Kimi kaynaklara göre pazarlamacı, kimilerine göre ise mühendisti. 1929'da hem ailesi ve arkadaşlarıyla oynayabileceği, hem de ticari açıdan para kazanabileceği bir aile oyunu yaratmak için çalışmalara başladı ve Monopoly ortaya çıktı. Charles Darrow'un en büyük düşü Jersey'de zengin bir yaşam sürmekti. Bu nedenle de Monopoly'de emlakların bulundukları sokaklar Atlantik City'ye aitti.
Darrow, oyununun yaygın satışını bir türlü gerçekleştiremiyordu. Sonunda Milton Bradley ve Parker gibi ünlü oyuncakçılarına patentini sattı. Para kazanmıştı ama "oyunu kaybetmişti."
Darrow, bugün 75 yaşına ulaşan oyunun orijinalinin 100 milyondan fazla satacağını, daha da önemlisi Kapitalizmin simgesi haline dönüşeceğini tabii ki düşünmemişti. Oyundaki "para ve mal kazanma" hırsının teşvik edilmesi kapitalizmle pek uyuşuyordu. İflas etmek ve hapse girmekle çok zengin olma arasındaki o ince çizgi hesaplamalara göre, 500 milyon insanı peşinden koşturmuştu. Dikkat edin, bu hesaplamalar orjinaline ilişkin. Türkiye'de olduğu gibi "Hepsi Benim", "
Borsa" gibi dünyadaki benzer ve kopyaları da hesaba katarsanız, akıl almaz bir sayı ortaya çıkar.
Savaş Bürosu'nun oyunuydu Takva Yarışı'nın üreticisi Hakan Sarıhan da Monopoly'den esinlendiğini saklamıyor. Küçüklüğünde o da benzer oyunlar oynarmış. Büyümüş, elektronik mühendisi olmuş. Darrow'la yolları burada da kesişiyor. O da para kazanmak istiyor. Ama para kazanırken kapitalizmi teşvik etmek yerine, inancı gereği İslam'ı teşvik etmek istiyor. Hakan Sarıhan anlatıyor: "Özellikle yurtdışına gittiğimde ailelerin, çocuklarının İslam'ı öğrenecekleri oyun eksikliği çektiklerini gördüm. Çocuklar Hıristiyan motifleri ile büyüyorlar. Az sayıdaki camilere gidemiyorlar. Ailelerin bu yöndeki şikâyetlerine de tanık olunca Takva yarışı ortaya çıktı."
Aslında kendi görüşleri doğrultusuda Monopoly'yi 'devşirmenin' tek örneği Hakan Sarıhan değil. Bu oyunun sihirli etkisinden Churchill bile yararlanmış. İkinci Dünya Savaşı'nda Waddington Şirketi İngiliz Savaş Bürosu tarafından, özel bir Monopoly üretmekle görevlendirilmiş. Çeşitli ülkelerdeki savaş tutsaklarını kurtarma amaçlı Monopolyler üretilmiş. Yani Monopoly "nabza göre şerbet" türünden bir oyun.
'Monopoly Hıristiyandır' Hakan Sarıhan da oyunun babası Darrow gibi oyununu satamamaktan şikayetçi. Pazarlamada sıkıntısı var. Bir yılda 3 bin adet satış rakamı yeterli değil. O da Toys'R'us gibi büyük oyuncakçıların kapısını çalıyor. Oyunun lisansını satmak niyetinde değil. Takva Yarışı raflara girsin istiyor. Ancak olumlu yanıt alamıyor. 25 milyon satış fiyatı olan ve "diğer oyunlar kadar kaliteli" diye tanımladığı oyununu kabul etmeyen firmaların tavrını anlayamadığını söylüyor. 'Din ağırlıklı' bir oyun olmasından olabilir mi?' sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
"Burası Türkiye... Ama TV dizilerine bir bakın. Yerli dizilerde imamlar, kültürsüz ve cahildir. Yabancı dizilerin papazları ise tam tersi. Çocukken, en sevdiğim dizi 'Küçük Ev'di... Bu evin tüm üyeleri kiliseye giderdi. Kilise dertlerini çözerdi. Yani bu propaganda olmuyor da bizimki mi oluyor? Ayrıca Monopoly satan, neden benim oyunumu satmaz ki?.. Monopoly'nin temsil ettiği kapitalizm de Hıristiyandır."
Oyunu oynayan biri olarak, Hakan Sarıhan'a Takva Yarışı birincilerinin kazandıkları puanla 'mahsuscuktan' da olsa 'cennet' kapısını aralamasıyla, Monopoly oyununda yine 'mahsuscuktan' para, pul kazanmanın farkını da sordum. Yani biri niye iyi, diğeri niye kötü? Diyor ki, "Bizim oyunumuzda cehennem yok. Yani kazanamayan cehenneme gitmiyor. Diğerinde iflas var."
Ne diyelim, 8 - 15 yaş arası çocukların cehenneme yollanmaması da bir şey.
BUSINESS