07.12.2015 - 14:03 | Son Güncellenme:
Kariyerini Londra’da devam ettiren Türk oyuncu Natalie Arıkan, televizyon ekranlarına bir Amerikan dizisiyle geri dönüyor.SELÇUK BULUT / GAZETEVATAN.COM
Sır gibi saklanan diziyi 2 Akademi ödüllü yapımcı, yönetmenliğini ise ödüllü bir İtalyan yönetmen yapıyor. Dizinin çekimleri Sicilya adasındaki Etna Yanardağı’nın yakınlarında gerçekleştiriliyor.
2 yıldır kamera karşısından uzak kalan Arıkan, bu dönemde kendini daha da geliştirebilmek için çalışmalarda bulundu.
Yeni diziyi bir basamak olarak gören Natalie Arıkan, hedefinin Hollywood olduğunu söyledi.
Güzel oyuncu, önümüzdeki aylarda Türkiye’de çekilecek önemli bir dönem dizisinde de yer almayı planlıyor.
İsveç doğumlu olan Natalie Arıkan, geçtiğimiz yıllarda İngiltere’de vizyona giren ve büyük beğeni toplayan “Rose” filmi ile dikkatleri üzerine çekti. 2015 yılında, Bollywood yapımı olan “Jaanisaar”da da rol aldı.
Oyunculuğun yanı sıra yapımcılık da yapan güzel yıldız, ünlü yapımlardan da teklif alıyor. En son popüler American dizilerinden Marco Polo’dan teklif geldi ancak duruşuna ve yaşam stiline uymadığı için reddetti. Bu olay üzerine Londra’daki ajansıyla yollarını ayırmak zorunda kaldı.
ABD'de ve İngiltere'de vizyona giren "Rose" filmiyle büyük beğeni toplayan Türk oyuncu Natalie Arıkan, Bollywood'da da adından söz ettirmeyi bildi.Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Natalie Arıkan kimdir?Öncelikle sunu belirtmek isterim Natalie benim yurtdışındaki sahne adimdir. Benim adim Nazlı’dır. Ben burada oyunculuk yapıyorum ve Natalie burada bilinir bir isim olduğu için, tınısından ve telaffuzundan dolayı sahne adim olarak kaldı ama ben Türkiye’de bir projede yer alacak olursam, şans verilirse eğer, Nazlı ismini kullanacağım çünkü ben ismimle de Türklüğümle de gurur duyan bir insanım.SELÇUK BULUT / GAZETEVATAN.COM
Bir kaç ay önce İngiltere’de ve Hindistan’da gösterime giren Hintli yönetmen Muzaffer Ali'nin yönetmenliğini üstlendiği Bollywood yapımı olan, "JAANISAR" adli sinema filminde, İngiliz kastinin başrol kadın oyuncusu olarak yer aldım. Jaanisar "devlete bağlı olan" ya da "canını devlet yolunda feda eden" şahıslara verilen bir isimdir Hint dili olan Urduca da. Film, Kraliçe Victoria dönemindeki İngiliz emperyalizminin bağımsızlık öncesi Hindistan’ında geçen tarihi devreyi konu alıyor.
Türkiye’de hiç yasamadım lakin Türkiye benim vatanimdir. Türkiye’de yasamak tabii ki arzumdur ama sevgili atalarımızın da söylediği gibi "doğduğun yer değil, doyduğun yerdir" Ben su an yapmış olduğum meslek gereği, hayatimi Londra’da daim ettirebildiğim için İngiltere’de yaşıyorum. Eğer bir Türk kızı olarak vatanımda hayatimi daim ettirebileceğim projelerde ve islerde yer alırsam tabii ki vatanımda çalışmak benim için bir mutluluk kaynağı olacaktır. Bülbülü altın kafese koymuşlar illede vatanim demiş. İngiltere’den ve Amerika’dan geldiği gibi, Türkiye’den de gelen teklifler oldu ve oluyor ancak ben kendime göre doğru projelerde oynamak istiyorum, su anda değerlendirme aşamasındayım, bakacağız inşallah, kısmet.
Benim belli değer yargılarım ve hedeflerim var. Bunları zorlamayacak projelerdir benim için doğru proje.
Her oyuncunun her karakteri canlandırabilme gibi bir kült düşünce olsa da, ben çıplaklığın on planda olduğu veya Türklüğün veya dinimizin yıpratıldığı projelerde yer almıyorum.
Harika oyuncularımız var gerçekten... Hepsini saysam liste uzun olur ama Timuçin Esen ve Engin Akyürek benim beğendiğim oyuncuların arasındadır.
Benim tüm hayatim oyunculuktan ve hobilerimden ibaret değil. Benim sorumluluklarım var. Birey olarak sorumluluklarım var. Aileme karşı sorumluluklarım var. Toplumsal sorumluluklarım var.
Oyunculuk ve öğretmenlik mesleğimin yanı sıra denk geldiğinde kast düzenleme alanında yer alıyorum ve zaman zaman bana gelen film projelerini film yatırımcılarına yönlendiriyorum.
Benim çok farklı hobilerim vardır bir kaç tanesini paylaşayım: Teoloji, felsefe ve tarih çok ilgi duyduğum konulardır fırsat doğdukça kitap okurum ve çeşitli workshoplara katılarak kendimi oyunculuk alanında geliştirmeye çalışırım.
Mümkün oldukça film festivalline katılırım, düzenli olarak arkadaşlarımla sinema, tiyatro ve müzikallere gideriz, zaman zaman da seyahate çıkarım çünkü dünyanın her yerini görmek istiyorum.
İngilizce, İsveççe, Almanca, Türkçe ve İtalyanca konuşabiliyorum ama son zamanlarda Arapça öğrenme kararı aldım ve bunun üzerinde çalışıyorum. Dilimin sınırları dünyamın da sınırlarıdır demiş ya Sayın Wittgenstein...