25.05.2014 - 14:25 | Son Güncellenme:
RÖPORTAJ: MELİS GÜVENÇFOTOĞRAF: SAMET CELEPOĞLU
"Mihrap Yerinde" nasıl ortaya çıktı?Eylül, ekim ayından itibaren projenin tasarım aşamasını eşim İlyas İlbey'le çalışmaya başladık.Tabii bunu işlemek, şekillendirmek ve kişileri seçmek çok vaktimizi aldı. Yazarımız Meriç Acemi'nin senaryoya kattığı çok şey oldu. Onunla da projenin son aşamalarını yaptık ve hayata geçirdik. Ortaya iyi bir şey çıksın diye çok çalıştık. Hatta çöpe attığımız çok senaryomuz oldu.Ekranlara uzun süre ara verdiniz. Bu süre zarfında neler yaptınız?Seyircilerimi çok özledim. Biz tiyatrocular seyircilerimiz olmadan yapamayız zaten. Allah hiçbir oyuncuyu seyircisiz bırakmasın. Ortalıkta olmadığım dönemde her gün neredeyse iki tane senaryo okudum. Ama hepsi yaptığım işlerin bir ucuydu. O yüzden hiçbirini kabul etmedim. Çünkü "Yasemince"nin devamı niteliğinde işlerdi. Ben yapmak istesem zaten kendim yapardım. Ekrandan uzak kaldığım zamanda ailem ve çocuklarımla zaman geçirmeyi tercih ettim. Bu sırada her zaman proje çalıştık ve her zaman aklımız işimizdeydi. Sizi "Mihrap Yerinde" için ikna eden sebep neydi?Farklı bir şey olsun istedik. Olgunluk dönemini daha iyi ifade eden ve mizahı dramayla yoğuran bir şeyin içinde olmak istedim. Ama elime geçen hiç bir drama da bunu yakalayamadım. Birde şu an canlandırdığım karakter bana çok yakın. Ayakları yere basan, gerçek bir kadın, gerçek bir hayatı anlatan bir dizi.
Hangi yönlerinizle "Mihrap"a benziyorsunuz?Her yönüyle "Mihrap" bana çok yakın. Hem çocuk, hem anne, hem çok dişi hem de maskülen biri. Bu saydıklarımın hepside bende var olan şeyler. O yüzden çok fazla kimliği üzerinde bulunduran bir karakter olduğu için çok sevdim ve kendime yakın buldum. "Mihrap" en hüzünlü olduğu anlarında bile çocuklarını eğlendirmeyi bilen bir kadın. Bende o konuda çok kuvvetli biriyimdir. Her anlamda ayakta kalmaya çalışmışımdır.
Biraz "Mihrap"ı anlatır mısınız, nasıl biri?Aynı mahallede büyüdüğü gençlik aşkı yaşadığı "Sado"yla değil babası tarafından zengin bir adamla evlendirilen biri. Çocukları olduktan sonra gençlik aşkı külleniyor. Fakat başına gelen felaketlerden sonra mahalleye geri dönüyor. Ve tam bir hayat mücadelesinin içinde buluyor kendisini. Varlık içinde büyüttüğü çocuklarına yokluğu hissettirmemek için çabalayacak. Bu sırada "Mihrap" evli, "Sado"da nişanlı. Ama yinede köşe başlarında gizli bir aşk alevlenecek. Ama sonu ne olur bilemiyorum. Bizim işimiz çoğunlukla mizah üzerine kuruludur. Aşk her zaman bir renk olarak kalacak, hiçbir zaman öne geçmeyecek.
"Mihrap" ve "Sado"nun aşkında mutlu son olmalı mı sizce?Bu aşk nereye gider bilemiyorum. Türk ailesinde genelde evlatlar her zaman önceliklidir. Benim içinde her zaman çocuklarım daha önceliklidir. Ne kadar büyük bir aşk olursa olsun hiç bir şey çocuklarımdan önce gelmez. Genelliklede öyledir. Bu çizgide devam etmeyi düşünürüm.
"Mihrap'la dönüşüm muhteşem oldu" diyor musunuz?Dünyada hiçbir oyuncu bu lafı söylememeli. Çünkü her iş bir sıfır başlangıcıdır. O yüzden bu tür iddiaları ve bu tür konuşanları yadırgıyorum. Yumuşak bir insanım sertliği sevmiyorum. O yüzden bu iş zordur.
MİZAH ÇOCUKLAŞTIRILDI"Peki günümüzde yapılan mizah anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?Bu işi bilen biri olarak mizahın çocuklaştırıldığını düşünüyorum. Kültür düzeyi farklı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bundan ödün vermeyi sevmiyorum. Mesela güncel espriler yapmamışım. Çünkü o espri 10 sene sonra gösterilecek ve seyirciye bir anlam ifade etmeyecek. O yüzden güncel esprileri sevmiyorum.
Piyasaya çıkmayı bekleyen bir albümünüz var. Ondan biraz bahseder misiniz?Şu anda ambalaj aşamasında, klasik arabesk türünde 70ler'in şarkılarının olduğu, bizim jenerasyonun dinleyeceği bir albüm çıkarma hazırlığındayım. Boşluk anında böyle bir albüm hazırlama fırsatım oldu. Mazlum Çimen'le güzel bir şey ortaya çıkarmak için uğraştık. Şu an çıkış tarihi için net bir şey söyleyemiyorum ama kısa bir süre sonra raflarda yerini alır diye düşünüyorum.ZAFER ALGÖZ"SEYİCİNİN BIYIKLARIMI SEVMESİ BENİ ŞAŞIRTTI""Mihrap Yerinde" nasıl bir dizi?Dizimiz daha çok komedinin öne çıktığı klasik bir mahalle hikayesi. Türkiye genelinde rastladığımız standartların hem içinde hem dışında karakterler var. Komedinin kendi içinde ve dozunda eklemeler yapılarak renklendirildiği bir dizi. Bende bu dizide Ankaralı bir balıkçı olan "Sadullah"ı oynuyorum. "Sadullah", "Mihrap"ın çocukluk hatta gençlik aşkı. "Sadullah" askere gitmeden elini çabuk tutamadığı için "Mihrap" galerici zengin biriyle evlendirilince aşkları yarım kalmış. Ama "Mihrap" yıllar sonra mahalleye geri döndüğünde aşkları tekrar depreşiyor.
Yasemin Yalçın'la yıllar sonra tekrar birlikte çalışıyorsunuz...Yasemin benim için çok farklı bir oyuncu. Çünkü kendisini en başarılı kadın komedi oyuncusu olarak görüyorum. Komedyenlik kavramı çok zordur. Bu sebepten özellikle komedyen kadın zor yetişir. O anlamda birlikte çalışmaktan çok mutlu olduğum bir arkadaşım. Umarım izleyenlerde bu diziyi izlerken bizim çalışırken aldığımız zevki alır.
Peki bu dizi "İntikam" final yapmadan önce kesinleşmiş miydi?"İntikam" bitmeden önce bu diziyle ilgili bir teklif gelmişti. Ama o zaman dizinin final yapacağı belli olmadığı için bir cevap verememiştim. Ama daha sonrasında şartlar öyle bir gelişti ki "İntikam" bitti. O arada bu projede hep beklemede kalmış. Böylece bir engel olmadığını düşünerek ikinci teklifi aldım. O zamanda Cem Yılmaz'la yapacağımız film çıktı. Çünkü biz o film için çok önceden hazırlanmıştık, tarihi ve zamanlaması belliydi. Bu seferde filmle birlikte koordineli bir şekilde diziyi de götürebiliriz diye konuştuk. Bir de hem dizi, hem de film platosunun Beykoz Kundura Fabrikası'nda yan yana olması benim için büyük şans oldu. Böylece zamandan tasarruf etmiş oldum.
Böyle bir platonun dizi ve film setleri açısından yararı hakkında neler söyleyebilirsiniz?Film ve dizi çekmek birbirinde farklı tempoda yapılan işler. Ama İstanbul'da bu işi yapmak çok zor bir şey. Çünkü ulaşım açısından çok zaman kaybediyorsunuz. Ama Beykoz Kundura Fabrikası'nın bu şekilde bir plato olarak düzenlenmiş olması sadece bizim değil birçok televizyon dizisinin, sinema filminin ve kliplerin çekildiği bir alan olmuş. İstanbul'un böyle bir yere ihtiyacı var. Çünkü sokaktan bağımsız, huzur içinde çekim yapabileceğiniz bir alan. O anlamda hepimiz için büyük bir avantaj diyebilirim."İntikam"da canlandırdığınız karakterden sonra seyirci "Sado"ya nasıl tepki verdi? Sizi şaşırtan bir geri dönüş aldınız mı?"Bıyık sana çok yakışmış" demelerine şaşırdım. Halbuki ben genelde bıyık bırakan bir oyuncu değilim. Ama buradaki rol için gerekiyordu. "Ankaralı Sado'yu çok iyi kıvırmışsın" diyenler oldu. Tabii bu konservatuarı Ankara'da okuduğum ve Ankara'yı çok iyi bildiğimden kaynaklanan bir durum oldu.Mizah'ın günümüzdeki şeklini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?Mizah denen olgunun yaş seviyesinin aşağılara çekildiğini düşünüyorum. İnsanlar kafalarını çalıştırarak bir şeyleri anlamaktan ziyade çok daha basit bir şekilde olayı kapıp bilmek istiyor. Ama bu komedinin standardını düşürüyor. Mesela komedi olarak standardı yüksek işler benim hoşuma gider. Bu konuda da yabancıları bizden daha başarılı. Onlarda senaryo yazmak bir matematik işi. Bu işe çok emek veriyorlar."CEM YILMAZ BENİM İÇİN BİR NUMARA"Cem Yılmaz ve Yasemin Yalçın'la çalışmak nasıl?İkisiyle de çalışmak çok keyifli. Cem Yılmaz zaten benim için uzun yıllardır Türkiye'nin bir numarası. Herkesle mukayese etmek çok farklı. Çünkü çok dâhi bir zeka. İnsani anlamda da çok sevdiğim bir arkadaşım ve kardeşim. Yaptığı işler zaten ortada yaptığı reklamlar bile onun bir tarzının ve kalitesinin olduğunu gösteriyor. Yasemin Yalçın'ı da çok seviyorum. İşinde son derece disiplinli ve profesyonel biri. Komedi yapan oyuncuların kendini deforme etmesinden yanayım. Yani gerekirse yüzünü, gözünü ya da fiziğinin her hangi bir bölümünü deforme etmesi ve kılıktan kılığa girdiğinde oyunculuk kıymetli ve değerli oluyor. O anlamda da Yasemin'le çok rahat çalışıyorum. Onunla çalışmaktan çok mutluyum.