Bu yıl tespit ettikleri en önemli batığın 18. yüzyılda batmış Osmanlı savaş gemisi olduğunu belirten Doç. Dr. Öniz, şöyle devam etti: “Muhtemelen bir savaş gemisi. Antalya’nın batısında, denizin 40 ile 50 metre derinliğinde ulaştık bu batığa. Neredeyse geminin tüm aksamı duruyor. Sanki bir zaman kapsülü gibi batığın üzerinde her şey donmuş gibi.
Araştırmalarımızla neredeyse battığı güne ulaşmak mümkündü. Ahşap aksamı, topları, gülleleri dışında o dönemin teknolojisiyle yapılmış yelken donanımı, suyun içinde kumun altında saklı haldeydi. Gemi ortalama 10-20 santimlik kum örtüsüyle kaplıydı.
Kum örtüyü araladığımızda, geminin yelken donanımının tüm orijinal haline ulaşmak mümkün oldu. Bizi son derece heyecanlandıran bir batık oldu. Çünkü böyle bir yelken teknolojisine daha önce hiç rastlamamıştık. Kurşun helezonları, halatları, demir aksamı ve ahşap komponentleriyle bir 18. yüzyıl savaş gemisiydi. Gemide çeşitli boyutlarda toplar var. Geminin dengesi de bu toplarla ayarlanmış.
Büyük toplar eşit olarak geminin güvertesine dağıtılmış. Muhtemelen İstanbul ya da Çeşme’deki Osmanlı deniz üslerinden yola çıkmış ve Antalya'nın batısında fırtına sırasında bir adacığa çarparak batmış."
2020 yılı su altı araştırmalarında Osmanlı batığının yanı sıra yine o dönemde savaş filosunun yanaştığı emniyetli doğal liman da belgelediklerini vurgulayan Öniz, “Bu bölgede denizin 25-50 metre derinliklerinde gemi çapaları bulduk. Ayrıca bakır kazanlar belgeledik. Bu kazanların, gemilerin denizdeyken bakımlarının yapılmasında kullanılan ziftleme kazanları olduğunu düşünüyoruz.
Osmanlı döneminde gemiler denizdeyken sağa ya da sola yatırılıp kuruduktan sonra ziftleme yapılıyormuş. Yaptığımız bu çalışmalarda, Osmanlı savaş filolarının denizde her an mobil vaziyette beklediğini anladık. Günümüzden 250-300 yıl önce Osmanlının denizdeki filolarının gerekli durumlarda bakımlarının da denizde yapıldığını anlamış olduk" dedi. Osmanlı batığının su altı kazı çalışmalarına, Demre Müzesi ile birlikte 2021 yılında başlamayı planladıklarını sözlerine ekleyen Doç. Dr. Öniz, kazılar sayesinde bu döneme ait detaylı bilgilerin de ortaya çıkmış olacağını kaydetti.