BİRÇOK ÜLKEDE GÖRÜLMEZ OLDU6 cins ve 19 türden oluşan leyleklerin doğal ortamda 20-25 yıl yaşam süresine sahip olduğunu belirten Fikret Can, uzun gagası, bacakları ve boynu ile beyazlığının en belirgin özelliği olduğunu kaydetti. Sanayileşme ve tarım yöntemlerinin değişmesi ile birlikte 19'uncu yüzyıldan itibaren leylek nüfusunun azalmaya başladığını kaydeden Can, eskiden yuva kurdukları ülkelerin birçoğunda artık görülmez olduğunu, ormanların hızla yok olmasının da yaşam alanlarını daralttığına işaret etti.
EN BÜYÜK FELAKET ELEKTRİK DİREKLERİLeyleklerin sulak alanlara ve tarım arazilerine yakın köylerde yuva kurduğunu anlatan Can, Bir zamanlar, yalnız bir ağaç, insan yaşayan evin çatısı, üreme mevsimi duman tütmeyen bir baca, cami ve kilise kubbesi, çan kulesi, taş duvar, sur, kemer, kaya gibi yüksekçe yerlerde yuvalandılar. Köyler hızla kentleşti, mimari değişti, yuva yapacak çatı, baca kalmadı. Ağaçlar kesildi, beslenme alanları kurudu, çember daraldı. Yeni çözüm yolları arayan leylek, şimdilerde çareyi dünyanın her yerinde ot gibi biten elektrik direklerinde buldu. Yaşadığı en büyük felaket de bu oldu" dedi.
DÜNYANIN İLK HAYVAN HASTANESİ LEYLEKLER ADINAÇıplak hatları yer altına alan Almanya ve Avusturya hariç, yaşadığı diğer ülkelerde de elektrik yüzünden ölümlerin çok olduğunu anlatan Can, Bizim farkımız bütün sürülerin ülkemizden geçiyor olması ve bu yüzden leylek ölümlerinin kabul edilemez boyutlara ulaşması. Doğa, çevre, hayvanları koruma gibi kavramların henüz sözünün dahi edilmediği çağlarda, muhtaç leylekler için Osmanlı döneminde Garip Leylekler Vakfı'nı (Vakf-ı Gureba-i Laklakan) kurmuş, bu tavrıyla dünyaya örnek ve öncü olmuş, gurur duyulacak bir ecdadın torunları olarak bu soruna bir an önce çözüm bulmalıyız" diye konuştu.
HİÇ KIŞ GÖRMÜYORLARAvrupa, Asya ve Afrika kıtalarında toplamda 6 milyon 320 bin kilometrekare alanda dağılım gösterdiklerini söyleyen Can, leyleklerin iki yarımküre arasındaki normal göç döngüsünde, aslında hiç kış görmeden, sürekli ilkbahar ve yaz mevsiminde yaşayan bir kuş türü olduğunu kaydetti. Çok fazla yaklaşılmadığı sürece insandan kaçmadığını ve ürkek olmadıklarını dile getiren Can, solucan, yılan, akrep, fare, kurbağa, kertenkele, balık gibi hayvanlarla beslendiğini belirterek, Erişkin bir leylek günde 500-700 gram, çok hızlı büyümesi gereken bir yavru her gün 1600 gram et tüketir. Dört yavrusu olan bir aile her gün 7-8 kg kadar canlı yem avlamak zorundadır" dedi. (DHA)
GÖKYÜZÜNDE BİNLERCE LEYLEK15 yıldır kuş gözlemi ve leylek sürülerini inceleyen İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu üyesi Ümit Yardım, tüm yırtıcılar, ötücüler ve leyleklerin ilkbahar göçünün başladığı ve en büyük kolun İstanbul üzerinden geçiş yaptığını söyledi. Kuzey ormanlarından yapılan geçişin en güzel Sarıyer tepelerinden izlenebildiğini anlatan Yardım, aynı zamanda sayım yaptıklarını açıkladı. Gökyüzünde binlerce leylek görmenin mümkün olduğunu aktaran Yardım, Bir günde 267 bin leylek sayımıyla rekora ulaşmıştık. Ayrıca Afrika'dan göç sırasında bilhassa Lübnan ve Suriye'den geçerken büyük kuş olmaları nedeniyle leylekler büyük engellerle karşılaşıyor. Her şeye ateş eden avcılar var ve leylekleri öldürmek maalesef gelenek olmuş" diye konuştu.