Sofya’da bulunan hem en eski olan hem de en ünlü olan parktır. Sofya’ya gidildiği takdirde mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yerdir. Şehri gürültüsü, kargaşası, hava kirliliğinden kaçabilmek için en iyi lokasyonlardan biridir. Bu park 19. Yüzyılda inşa edilmiştir. İsmini Bulgaristan Çarı olan 3. Boris’ten almıştır.
Milattan önce 18. Yüzyıla kadar bu bölgede yaşayan tüm halkın ve bütün kültürlerin kalıntıları bulunmaktadır. Arkeoloji müzesinin binası 1496 senesinde bir cami olarak inşa edilmiştir ve daha sonra müzeye çevrilmiştir. Orta çağ, Roma ve Trakya eserleri zengin şekilde bu müzede sergilenmektedir.
Devlerin 15 milyon leva kadarlık bütçesi ile beş sene boyunca yapılan çalışmaların ardından 2016 yılında Sofya merkezinde ziyaretçilere kapılarını açmıştır. Çoğunlukla Roma dönemindeki Sofya’nın görünümünden esinlenilen arkeoloji kompleksinde 5. Yüzyıldan ve 6. Yüzyılda kalan Serdica ve bazika bulunmaktadır.
Osmanlı zamanından kalan bir miras ola Banyabaşı Camisi 15566 senesinde inşa edilmiştir. Merkezi Banyolar anlamına gelen ismi ile camideki en dikkat çekici özellik caminin doğal termal kaynakları üzerinde olacak şekilde inşa edilmiştir. Oldukça güzel bir mimarisi olan bu camii Mimar Sinan tarafından tasarlanmıştır.
Sofya’da bulunan alışveriş ve ticaretin ana caddesidir. Oldukça göz kamaştırıcı güzellikleri ile kafeler, restoranlar, mağazalar bu bulvarda bulunmaktadır. Sofya’da mutlaka ziyaret edebilmesi gereken yerlerden biridir.
10- Sosyalist Sanat Müzesi2011 senesinde açılan bu müze Sofya’daki 1944 ile 1989 seneleri arasında egemenlik kuran sosyalist egemenliğin en güzel şekli ile burada temsil edilmektedir.