30.07.2020 - 16:49 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Doğu Avrupa ülkesi ve eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Belarus, koronavirüs salgınının yayılmasıyla Avrupa'da hiçbir önlem almayan, normal hayatın hiçbir şey olmamış gibi devam ettiği yerdi.
Rusya, Ukrayna ve Polonya arasında kalan ülkeyi çeyrek asırı aşkın süredir demir yumrukla yöneten Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, "Olur böyle şeyler. En önemlisi panik yapmamaktır!" sözleriyle dünya gündeminin zirvesini zorladı.
Koronavirüsün tedavisi için traktörü öneren Lukaşenko, zaman zaman gerginlik yaşasa da Rusya'nın bölgedeki en önemli müttefiklerinden biriydi.
Koronavirüsün gölgesinde kutlanan Rusya'nın ön enemli bayramı Zafer Günü'ne katılan birkaç yabancı lider vardı. Tahmin edileceği gibi, bunlardan biri Lukaşenko'ydu.
Lukaşenko ve Rusya lideri Vladimir Putin sık sık aynı karede yer aldı, hatta ikili tam bir ay öncesinde bir II. Dünya Savaşı anıtını birlikte açtı.
Ancak çarşamba günü uluslararası ajanslara düşen bir haber, kelimenin tam anlamıyla bomba etkisi yarattı. Belaurs, seçimlere günler kala ülkeye giriş yapan Rus paralı askerleri yakaladığını duyurdu.
Belarus haber ajansı BELTA, yanlarında üç büyük valiz taşıyan 33 Wagner Grubu üyesinin önce Minsk'te bir otele yerleştiğini duyurdu.
Belarus televizyonu ise, askerlerin güvenlik kamerası kayıtlarıyla özel kuvvetler polislerinin yaptığı baskının görüntülerini ekrana taşıdı.
32 paralı askerin gözaltına alınmasıyla dünyanın gözü bir anda Minsk'e çevrildi. Belarus, bir adım daha ileri giderek yakalanan askerlerin kimliklerini de yayınladı.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, aynı gün Güvenlik Konseyi'ni topladı. Lukaşenko, "Sizleri bu gece gerçekleşen olağanüstü olayın netleştirilmesi için buraya davet ettim. Bunu farklı bir şekilde adlandıramayız" dedi.
Rusya'dan tepkiler geldiğini hatırlatan Lukaşenko, "Ruslar, bu vatandaşları ülkeye kendimizin soktuğumuzu neredeyse söylüyorlar. Kirli niyetlerini bir şekilde haklı çıkarmaları gerekiyor" diye konuştu.
Acilen Moskova yönetiminden açıklama beklediğini söyleyen Belarus lideri, soruşturmanın hızlandırılması talimatını da verdi.
Bugün ise Belarus Rus paralı askerlerin 'terör eylemi' hazırlığında olduğunu açıkladı. Gözaltına alınan askerlerden 14'ünün daha önce Ukrayna'nın doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçılarla savaştığı belirtiliyor.
Belarus Güvenlik Konseyi sekreteri Andrei Ravkov, 200’e yakın paralı askerin halen Belarus’ta olduğunu tahmin ettiklerini söylüyor.
BELTA ajansı, Rus paralı askerlerin muhalif başkan adayı Svetlana Tikhanouskaya'nın kocasıyla bağlantılı olabileceğini belirten bir haber de servis etti.
BELTA, haberinde Syarhei Tsikhanouski hakkında soruşturma başlatıldığını da ekledi.
Belarus’un olayı ele alışı ise, tarihsel müttefiki Rusya ile olan ilişkilerini bozma riskini beraberinde getiriyor. Öyle ki, 1994'ten bu yana Belarus'u yöneten Lukaşenko, geçen süre zarfında yakın müttefiki Rusya ile birçok kez kriz yaşadı. En bilinen olay ise, 2010 yılına ait.
2010 yazında gerginliğin tırmanması üzerine iki ülkenin resmi yayın organları, Putin ve Lukaşenko'yu yolsuzluk ve baskı politikası ile suçlayan yayınlara yer vermeye başladı.
Belarus'ta hükümete ait Respublika gazetesi, Rusya'da Başbakan Vladimir Putin'e yönelik en sert eleştirileri ile tanınan Boris Nemtsov'un, Rus makamlarınca toplattırılan raporuna yer verdi.
Söz konusu raporda, Vladimir Putin, iktidarda bulunduğu on yıllık sürede, ülkede ağır baskı politikaları uygulamakla, kendi yakın çevresinin mal varlığını arttırmakla ve 'kendi zenginlerini yaratmakla' suçlanıyordu.
Rusya'da Gazprom'a ait olan televizyon kanalı ise, Lukaşenko'yu ülkedeki bütün yolsuzlukların ve faili meçhul cinayetlerin tek sorumlusu olarak gösteren bir programı yayınladı.
Lukaşenko'nun Batılı ülkelerle yakınlaşma çabasına girmesi ve Rusya'nın Abhazya politikasına destek vermemesi, iki ülke arasındaki gerginlikleri arttıran ilk önemli olaydı.
Belarus liderinin Kırgızistan'ın devrik devlet başkanı Kurmanbek Bakiyev'e evsahipliği yapması ve Kırgızistan'daki yönetim değişikliğini tanımadığını açıklaması ise, gerginliği had safhaya taşıdı.
2010 sonbaharına gelindiğinde ise, dönemin Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev Aleksandr Lukaşenko'yu 'histerik bir Rusya karşıtlığı içinde olmakla' suçladı.
Medvedev Lukaşenko'nun, Gürcistan'dan ayrılıp bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya ve Abhazya'yı önce tanıma sözü verip, sonra bunu yapmayarak onursuz davarandığını söyledi.
2014 yılında ise, Lukaşenko Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilişini desteklemeyince bir kez daha Moskova'nın şimşeklerini üzerine çekti.
Batılı ülkekeler Belarus liderini seçimlere hile karıştırmakla, siyasi muhaliflerini baskı altına almakla suçlarken Moskova bugüne kadar hep Lukaşenko'nun tarafını tuttu.
Bu nedenle, 9 Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce gerçekleşen gözaltılar, şimdiye kadar hiç açılmayan yeni bir sayfa.
24 saati aşan sessizliğin ardından bugün açıklama yapan Rusya, 33 paralı askerin protestolara karışacakları yönündeki açıklamaların 'kötü niyetli kurgu' olduğunu savundu.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, "Bildiğimiz tek şey, Belarus’ta 33 Rus vatandaşı gözaltına alındı. 200 kişi aranıyor. Rusların gözaltına alınmasına sebep olan yasadışı eylemleri hakkında bilgimiz yok" dedi.
Peskov'a, gözaltına alınanların arasında Ukrayna vatandaşlarının olduğu ve Ukrayna'nın doğusundaki çatışmalarda yer aldığı yönündeki haberler de soruldu. Kremlin sözcüsü, "Bunların, Ukrayna vatandaşı olduğunu kabul etmiyoruz. Hepsi Rus vatandaşıdır" ifadesini kullandı.