18.03.2017 - 10:29 | Son Güncellenme:
Bu öyle alelâde bir taarruz değil, herkesin başarılı olmak veya ölmek azmiyle harekete hazır olduğu taarruzdur. Hattâ ben komutanlara şifahen verdiğim emirlerde şunu ilâve etmişimdir:- "Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir."
"Henüz 13 yaşında bir küçük delikanlı... Fotoğrafın üzerinde bir not... "Gönüllü Bombacı" Başka bir bilgi düşülmemiş... Duruşuyla, kararlığıyla, gözlerinden okunan özgüveniyle "Gönüllü Bombacı"... Ne yapmıştı da ona bu sıfatı layık görmüşlerdi?"
"Sağ kolumu kaybettim. Zararı yok. Sol kolum var. Onunla da pekâlâ iş görebilirim. Beni üzen ve yeniden birliğime katılarak, düşmanla çarpışmama engel olan şey, yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. Hastahaneden çıkıp, harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz. Affediniz komutanım."Mehmet Çavuş'un hastaneden yazdığı mektuptan-
Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göğüsleri lanetli ihtiraslara karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir.Mustafa Kemal ATATÜRK
"Çanakkale Muharebeleri, bir hayat müdafaasıdır. Çanakkale Muharebelerinin sonunda ya kanlı bir ölüm yahut şanlı bir yaşamak vardır. Yaşamak, ancak bu muharebeleri kazanmakla mümkün olacaktı. Türkler, Çanakkale’yi yaşamak için müdafaa ettiler."
"O kahramanlar, başlarında fedakâr subayları olduğu halde, durdurulamayan saldırılarıyla ilk düşman hattını bire kadar boğdular. Bundan başka önlerine rastlayan, yardıma gelen bütün düşman birliklerini perişan ettiler.Mustafa Kemal ATATÜRK
"Sizin gibi şehitleri olan bir milletin evlâdıyız. İnanınız, tâ içimizden duyarak size söylüyoruz. Sizin muzaffer şehitliklerinizi, esir bir vatanın toprakları kuşatmayacaktır.”
"O gün sahil bataryalarımızda bulunan askerler, subaylar ve komutanlar cidden takdir edilecek bir fedakârlıkla, yani cesaretin sabrın sonuna kadar toplarını kullanmışlar, vazifelerini ifa etmişlerdir. Düşünün ki birçok çökmeler, infilâklar, yangınlar, kayıplar arasında, daimi ateş karşısında, tahrip edici ateşler altında, bunlar hiç titremeden vazifelerini yapmışlardır."Mustafa Kemal ATATÜRK
Müjde mert ve asil Türk! Müjde çok zulüm görmüş büyük ve sevgili vatan! Artık diriliyorsun.”
"27nci ve 57nci Alayların komutanlarının, subaylarının ve askerlerinin kahramanlıkları sayesinde o siperler içinde bulunan düşman kâmilen yok edildi. Bombalarla parça parça oldular. Siperler elimize geçtiği zaman içerileri düşman cesetleriyle doluydu. O, müthiş bir şeydi"
".............Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda haiz bulunduğu vasıfların başlangıçta lâyıkıyle takdir edilmemiş olması, İngilizler için felâket olmuştur........Türk askerinin ne yaman muharip olduğunu, İngilizler, ancak dövüştükten sonra anlamışlardır."
Kahraman, sabırlı askerlerimiz bütün bu yangınlara bomba infilaklarına göğüs geriyorlar, imrenilecek bir azimle yerlerini koruyorlar ve düşmana karşılık veriyorlardı.
Birçok milletlerin askerlerini bir araya getiriniz. Hangilerinin Türk olduklarını size hemen söyleyeyim. Renkleriyle, elbiseleriyle değil, hareketleri ve tavırlarıyla belli olurlar.
"Ey Türk oğlu! Bu öksüz, mazlum vatanı kurtarmak için şehit olan asker! Altın destanı tarihlere yeniden işledin."
"Milletimde bugünkü zaferi müjdeleyen hassayı görmüş olmak. Bütün bahtiyarlığım işte bundan ibarettir."Mustafa Kemal ATATÜRK
"Çanakkale Muharebeleri neleri gerçekleştirdi? Bugünü kurtardı. Maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade etti.Vatanımızı, bizim için sonsuz vatan yaptı"Mustafa Kemal ATATÜRK
Zira bu yer, en fedâkar bir milletinKahramanlık, şeref, namus kalesidir;Burada her ses, o ilâhi hürriyetinAsırlara bizi söyler gür nağmesidir!...
Aziz Şehitlerimiz,Ruhlarımızı, hatıralarınızın güzelliği, ulviliği içinde yıkadık, yükselttik. Biz de sizi işittik ve yemin ediyoruz. Sizden aldıklarımızı, memlekete karşı son vazifelerimizi yaparak ödeyeceğiz... Size minnettarız, size borçluyuz.
Çanakkale Muharebeleri tarihimiz için bir şereftir. Bunun sayesinde Balkan Muharebesinin lekesini silerek dünyanın gözünde askerlik haysiyeti kurtarılmıştır.
"Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki – bu ifademin altını çiziyorum – savunmada Türklerle karşılaştırılabilsin. Örnek olarak Çanakkale. Orada bizim gemilerimizin ateşleriyle büyük kayıplara uğrayan birlikler, Türk birliklerinin dışında birileri olsaydı, yerlerinde kalamazlardı. Halbuki Türkler, bütün muharebe süresince yerlerinden ayrılmadılar.""
Düşman, Türk’ün ezici, yıpratıcı, yok edici ateş ve darbeleri altında hayallerini denize gömerek, yenilmiş, yıpranmış, gururu kırılmış bir çöküntü içinde savaş alanından çekilmiştir.