Bazı kullanıcıların kendi bakış açılarına göre bir "kara liste" oluşturduğunu ve bu listelerin başka kullanıcıların eklemeleriyle büyüyebildiğini ifade eden Saruhan, şunları kaydetti:"Bazen öyle bir durum oluyor ki birbirini hiç takip etmemiş, hiçbir tweet'ine denk gelmemiş, yani sosyal medya jargonuyla anlatmak gerekirse hiçbir bir şekilde 'etkileşime girmemiş' insanlar birbirlerini engelleyebiliyor. Sosyal ağların çalışma prensipleri tartışmalı ortamların yaşanmasına müsait. Çünkü sosyal ağlar, insanların bir şeyler paylaşması için zekice tasarlanmış yazılımlar."
"Türkiye’de milyonlarca sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Bu kullanıcıların hepsi ile aynı görüşte olamayız ve bu kullanıcıların yaptıkları paylaşımların hepsi bizim hayat görüşümüze uymayabilir ama bu, onları engellememiz gerektiği anlamına gelmez. Kendi fikrimizin dışındaki fikirleri görmezden gelerek fikirlerimizin gelişimini sağlayamayız."
Medicana International İstanbul Hastanesi Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu ise "toplu engellemelerin" yaygınlaşmasına ilişkin, "İnsan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Toplu engellemelerin etkileri, aynı düşünen toplumun genel olarak birlik ve beraberliğin devamlılığı gibi görülse de ön yargı ve yanlış anlaşılmaların sebep olacağı toplumsal dışlanma ve sosyal linçlere sebep olabilir." dedi. Sosyal medya kullanıcılarına ön yargıdan kaçınmaları önerisinde bulunan Güllüoğlu, "Edindiğiniz, duyduğunuz hatta gördüğünüz her bilgiden mutlaka daha emin nasıl olabilirsiniz? Öncelikle bunu sorgulayın. Bazen değil, bir kişinin sözüyle hareket etmenin verdiği eminlik duygusu, kendi hislerimiz bile bizi yanıltabiliyor." ifadelerini kullandı.