08.09.2021 - 11:37 | Son Güncellenme:
Türkiye’de ne zaman savunma sanayiiyle ilgili bir konu geçse hepimizin aklına SİHA’lar, füzeler, tanklar gelir. Aslına bakarsanız son yıllarda kritik alt sistemler ve doğrudan kullanıcıya yönelik hayati çözümler üreten çok değerli projelere de imza atılıyor.
Tabii bu noktada özellikle Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) koordinasyonu dikkatlerden kaçmıyor. Kamu, özel sektör ve üniversiteler arasında ‘çalışan’ bir ekosistem kuran ve bunun meyvelerini toplamaya başlayan SSB’nin öncü olduğu projelerden biri de ‘Pasif Dış İskelet’ sistemi.
Bu projeyi ilk olarak IDEF 2021’de görmüş ve oldukça heyecanlanmıştık. Çünkü doğrudan son kullanıcıya yönelik kritik bir teknolojiydi ve sağladığı avantajlar gerçekten de sahadaki personel için değerliydi. Biz de tüm bu süreci daha yakından öğrenmek için fuar sonrasında Interact firmasının kapısını çaldık.
TRT Haber'in özel haberine göre Proje yöneticisi Alper Ergin ve ekibiyle Pendik’te Teknopark İstanbul’da bir araya gelindi. Alper Ergin önce bu yola nasıl çıktıklarını anlatmaya başlıyor ve oradan da gördüğümüz sistemlere geçiyor… Sabancı Üniversitesindeki profesörler ve öğrencilerin birlikte kurduğu bir şirket olduklarını öğreniyoruz. Temel amaçlarını, üniversitede geliştirdikleri teknolojileri ürüne dönüştürmek ve halka sunmak olarak belirlemişler.
İlk olarak sağlık teknolojileriyle başlamışlar ve omuz-kol rehabilitasyon robotu yapmışlar. Şimdilerde yürüme robotu geliştiriyorlar. Bu sayede hem felçli insanlara hem de gazilere rehabilitasyon sürecinde yardımcı olmak istiyorlar.
Aslında projenin fikri Savunma Sanayii Başkanlığından çıkmış. SSB, dünya ordularının bu tip çalışmalarının olduğunu teknoloji takip çalışmaları sırasında tespit ediyor ve buna yönelik çalışma fikrini Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile paylaşıyor. TSK ile yapılan koordinasyon ve fikir alışverişleri akabinde TSK’nın pozitif motivasyon ve desteğiyle, ülkedeki altyapı incelenerek en uygun üniversite ve KOBİ ile iş birliğine gidiyor. Bu proje de benzer şekilde doğmuş.
Pasif dış iskelet sistemi giyen bir askerimiz tüm bu yükleri kendi üzerinde neredeyse hiç hissetmiyor. Sistem yaklaşık 40 kilogramlık bir çantayı 8 kilogram gibi hissettiriyor. Çantanın dışında uyku tulumunu, tüfekleri, şarjörleri, balistik çelik yeleği de düşünün… Tüm bu yükleri yüzde 80’e kadar daha hafif hissedilmesini sağlıyoruz.”
İlk etapta askerlerin neredeyse çantayı hiç hissetmediklerini söylüyor. Bunun sebebi genelde 40 kilogramı kaldırmaya alışkın olmaları ve vücut dirençlerinin bu gerçeğe göre kendini ayarlamasıymış.
Askerler pasif dış iskelet sistemiyle yürüme, koşma, zıplama, kayalıklarda intikal etme, yüksekten atlama ve sürünme gibi hareketlerinin tamamını herhangi bir kısıtlama olmadan yapabilmiş.
Alper Ergin ile sohbet ederken, projede yer alan diğer genç mühendislerle de tanışma imkanımız oluyor. Ekip o kadar genç olunca sistemin yerli ve millilik oranını da merak ediyoruz. Bu konunun Savunma Sanayii Başkanlığının en çok üzerinde durduğu alanlardan biri olduğunu belirten Ergin, pasif dış iskelet sisteminde kullanılan tüm parçaların Türkiye’de üretildiğini söylüyor. “Parçalar yerli, mühendislik de tamamen bizlere ait” diyor ve sistemin tamamen yerli ve milli olduğunu kaydediyor.