Gündem ‘15 Temmuz’dan sonra hasta sayısı arttı’

‘15 Temmuz’dan sonra hasta sayısı arttı’

23.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uzmanlara göre Türkiye’nin stabil olmayan sosyoekonomik koşulları, terör olayları kaygı ve endişe düzeyinde artışa neden oluyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra aksiyete veya kaygı şikayetiyle başvuran hasta sayısında ciddi artış var. 60-65 yaş grubunda ise depresyon patlaması yaşanıyor...

‘15 Temmuz’dan sonra hasta sayısı arttı’

Türkiye’nin depresyon ve ruh sağlığı röntgenini çeken uzmanlara göre hastalıkları tetikleyen onlarca faktör mevcut. Toplumsal olayların da ruh sağlığını olumsuz etkilediğini dile getiren Psikiyatri uzmanı Prof. Kemal Arıkan’a göre depresyon ve anksiyete sorunlarında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra artış söz konusu. Prof. Dr. Arıkan, özellikle anksiyete bozukluklarının altında gelecek kaygısına dikkat çekiyor. Türkiye’deki sosyo-ekonomik koşulların etkisine de değinen Prof.Dr.Arıkan’ın tespitleri şöyle:

Haberin Devamı

Baba ilişkisi önemli

“Hastaların büyük kısmı ülkenin içinde olduğu durumdan etkilendiğini dile getiriyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra aksiyete sorunu nükseden veya kaygı şikayetiyle başvuran hasta sayısında ciddi artış var. Türkiye’nin stabil olmayan sosyo-ekonomik koşulları, terör olayları kaygı ve endişeme düzeyinde artışa neden oluyor. Depresyon ve anksiyete her yaşta görülüyor. İntihar oranları ise batılı göre dini nedenlerden ötürü daha düşük. Ölmek isteyen çok insan olsa da, sonsuz cehennem korkusu bu girişimleri engelliyor. Türkiye’de intihar riskini arttıran başlıca faktör çocukların babalarıyla olan bozuk ilişkileri. Babaya tepki birçok kişide intihar olarak dışa vuruyor. Hastaneye yatış oranları ise batıya göre daha düşük seviyede. Devlet hastanelerinin fiziksel şartları, fişlenme korkusu, özel hastanelerin pahalılığı yatarak tedavinin önündeki engeller. Depresyonun en önemli tedavisi milletçe birbirimize takdir etmek. Sürekli birbirini aşşağılayan bir toplumun ruh sağlığı düzlemez. Depresyon kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülüyor. Bunun nedeni fişlenme korkusuna bağlı doktor yardımından kaçınma. DSÖ rakamları 3 milyon hasta dese de bu oran çok daha fazla.”

Haberin Devamı

DEPRESYON 60 YAŞ ÜSTÜNDE PATLADI

Acıbadem Taksim Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Oluk ise ilaçla tedavinin ortalama 1 yıl sürebileceği bilgisini veriyor. Türkiye’de son yıllarda 60-65 yaş grubunda adeta depresyon patlaması yaşandığına dikkat çeken Oluk’un sorularımıza verdiği cevaplar şöyle;

DSÖ verileri ne diyor?

Öncelikle verileri mümkün olduğunca sağlıklı değerlendirme ve doğru okuma adına büyük resme isabetli bir şekilde bakabilmemiz gerekir. Depresyonun son yıllarda ciddi bir halk sağlığı problemi haline geldiği ve problemin büyüdüğü Dünya Sağlık Örgütü tarafından net bir şekilde ortaya koyulmakta. Depresyon açısından bazı risk faktörleri son yıllarda adeta hortladı. Bunların başında anarşi ve kargaşa gibi ülke huzurunu bozan istenmeyen durumlar geliyor. Tabi bu tek boyutlu bir durum değil. Örneğin; ülkemizde 60 yaş üstü birey sayısının artışı bile depresyon sıklığında artışa neden oldu. Aslına bakarsak rakamların artacağını DSÖ bir önceki verilerinde öngörmüştü. Depresyonun onlarca farklı nedeni bulunuyor. Kimi için güvenlik sorunları, göçe zorlanma; Kimisi için obezite ve beraberinde gelişen hastalıklar; Bir başkasında beslenme yetersizliklerine bağlı gelişebilen çeşitli vitamin eksiklikleri veya hormonal bozukluklar hastalığın nedeni olabilir.
Kaçırmamamız gereken teknolojik gelişim ve değişikliklerin yarattığı yeni dünya düzeninin ruhsal yapıya etkisi de var.
Depresyon sıklığı açısından bölgeler arasında ciddi farklılıklar olmadığını söyleyebiliriz. Ülkemizdeki depresyon sıklığı doğu Akdeniz ülkeleri ve dünya ortalamasına oldukça yakın Ancak en önemli durum hastalığın 60- 65 yaş grubunda pik yapmış olması.

Haberin Devamı

Bu oldukça sık duyduğumuz bir soru ve aslında cevabı çok uzun. Kısaca kişiye, eşlik eden başka bir bozukluk olup olmamasına, daha önceki ataklara, hastalığın şiddetine göre değişken söz konusu. Muhakkak bir rakam telaffuz etmek gerekirse 1 yıl süreyle ilaç kullanımı gerekebilir. Depresyon can yakan bir hastalık. Uykular bozulur, karamsarlık ve değersizlik hayatın birçok alanına kaplar. Mümkünse stres düzeyi azaltılmalı. Dinlenmek ve destek mekanizmaları devreye sokulmalı. Bu önlemlere rağmen yakınmalar düzelmiyor ve aradan yaklaşık iki hafta geçmiş ise doktora başvurmanın tam zamanı. İntihar düşüncesi varsa hiç zaman kaybetmeden hekime danışılmalı. Vatandaşlarımız doktor önerisi olmadan asla psikiyatrik bir ilaca başlamamalı. Depresyon profesyonel bir değerlendirmeyle tedavi edilmesi gereken ciddi bir duygu durum bozukluğudur.

Haberin Devamı

Her 5 kişiden 1’i hastalığa yakalanıyor

Us Psikiyatri Enstitüsü’nden Psikiyatrist Dr. Hakan Karaş Türkiye’de her 5 kişiden birinin psikiyatrik hastalığa yakalandığını ve bu kişilerin çok önemli bir kısmının tedavi görmediğini belirterek, şu bilgileri veriyor: “Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre tüm dünyada depresyon son 10 yılda yüzde 18’lik bir artış gösterdi. Türkiye’de yaklaşık olarak her yirmi kişiden biri şu an depresyon yaşıyor. Bir o kadar kişi de anksiyete (kaygı) bozukluğu yaşamakta. Psikiyatrik hastalıklarda sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörler birlikte rol oynar. Genel tıbbi hastalıkların görülme sıklığındaki artış, terör ve toplumsal travmalar, göç, işsizlik, alkol-madde kullanım oranlarının artması, yoksulluk, güvenli ve güvenceli yaşam ile ilgili kaygılar psikiyatrik hastalıklardaki artışın nedenleri arasında yer alıyor. Psikiyatrik hastalıklar her yaşta görülebiliyor. Hastalığın ortaya çıkış yaşı ile değişkenlik gösteriyor. Örneğin depresyon, bipolar bozukluk ve anksiyete bozuklukları daha çok 25 yaşından sonra başlıyor. 45 yaşından sonra tıbbi hastalıkların da eklenmesiyle depresyon görülme sıklığı artıyor. Şizofreni ve alkol madde kullanım bozuklukları ise daha çok 20’li yaşlarda ortaya çıkıyor.”

Haberin Devamı

Rakamlar ne diyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan araştırma depresyonun erkeklere kıyasla kadınlar arasında daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Depresyon mağdurlarının yüzde 80’inden fazlası düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde tespit edildi. Bunun yanı sıra 55 ile 74 yaş arasında depresyon daha sık görülüyor. Dünya nüfusunun yüzde 4.4’ü depresyon, 3.6’sı ise anksiyete bozukluğundan muzdarip. Rapora göre anksiyete kadınlarda, yüzde 4.6, erkeklerde ise yüzde yüzde 2.6 oranında Rapora göre, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde depresyon hastalığı yüzde 18.4, anksiyete hastalığı ise 14.9 artış göstermiş. Depresyon ve anksiyetinin en yaygın olduğu bölge ise Afrika kıtası. DSÖ, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde bu konuda bir kampanya başlatmayı planlıyor. “Depresyon- Hadi Konuşalım” sloganlı kampanya ile depresyonun nedenleri ve sonuçları konusunda toplumun aydınlatılması, depresyonda olanlara yardım edilmesi ve depresyon geçirenlerin yakınlarına destek sunulması hedefleniyor.

YARIN

Hastanelerin doluluk oranı yüzde 100’e ulaştı

Her 10 kişiden 1’i antidepresan kullanıyor

Yazarlar