Gündem‘30 yıl geçmiş, bir 30 daha istiyorum’

‘30 yıl geçmiş, bir 30 daha istiyorum’

20.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

30. yılını kutlayan Studio Oyuncuları’nın kurucusu Şahika Tekand, bu süreci Milliyet Sanat dergisinin mart sayısında anlattı. Tekand’ın dilinde ne bir yorgunluk ne bir bıkkınlık, hep yeni projeler, hayaller ve gelecek planları var.

‘30 yıl geçmiş, bir 30 daha istiyorum’

Başarılı olmanın sırrı, yapılan işe inanmaktan ve tutkuyla sarılmaktan geçiyor şüphesiz. Bunun en iyi, kanlı canlı örneği Şahika Tekand. 30 yıl oldu Studio Oyuncuları’nı kuralı. Kurucusu olmasının yanında yönetmenliği, oyun yazarlığı, eğitmenliği ve oyunculuğuyla belkemiği kurumun. Sağlam oyuncular yetiştiren, topluluğunun oyunları uluslararası festivallere davet edilen okulun hamurunda büyük emek, fedakârlık ve bitmeyen bir aşk olduğunu söylemek gerek. Tekand bu 30 yılı Milliyet Sanat dergisine anlattı.

Haberin Devamı

- 30 yıl dile olduğu kadar kolay olmasa gerek...

Hiç değildi. Çok eğlenceliydi, çok yaşama sevinci veren bir 30 yıldı fakat hiç kolay değildi. Buna cesaret ettiğimde çok gençtim, 28 yaşındaydım. O zaman Türkiye’de böyle bir oyunculuk stüdyosu yoktu. Küçük mekânlarda tiyatro yapma geleneği hiç yoktu. Seyirciyi bununla tanıştırmak bile başlı başına bir işti. Bir de ben başka türlü bir tiyatro yapmak istediğimi biliyordum ama tabii insan 28 yaşında “Ben ileride bir yöntem geliştireceğim” demiyor. Daha ilk günlerden çok ciddi bir yeniden öğrencilik sürecinin başladığını fark ettim. Tabii ki asıl zorluk ekonomikti. Sınıf atlama heveslerinin tavan yaptığı, lüks düşkünlüğünün adeta hayat biçimi haline geldiği ve insanların ceplerinde olmayan paraları kredi kartlarıyla harcama alışkanlıklarını yeni edindiği bir zaman... Sanat ortamlarında “Tiyatro öldü” söyleminin ciddi şekilde karşılık bulduğu bir dönemde biz inatla “Tiyatro yapacağız” dedik.

Haberin Devamı

- Yola çıkarken sizi destekleyenler olmuştur…

Eşim Esat, nurlar içinde yatsın sevgili Ömer Kavur ve Prof. Cevat Çapan. İlk başta bu isimlerin dışında çok özel bir destek aldığımı söyleyemem. Sadece; Esat o sırada sevgili Beral Madra’yla çalışıyordu ve Beral de ilk bir sene boyunca bizi destekledi. Hem seyircide bu alışkanlığı oluşturmak hem tiyatroda inat etmenin ne demek olduğunu anlatmak başlı başına bir zorluktu. Tiyatroda inat etmek benim için insana sahip çıkmanın karşılığı. Bugün sanatın inkâr edildiği bir dönem yaşıyoruz.

- Sizce neden?

Çünkü sanat varlığı itibarıyla hayattan memnun olmaz ve ona muhalif durur. Şimdi bütün muhalefetler tatlı paketlere sarılıp yumuşatılıyor. O yüzden her şey kullanılabilir hale geldi. Herkes her şeyin ‘user’ı artık. Oysa tiyatro insandan vazgeçemeyeceğiniz, insansız yapamayacağınız tek yer. Şu anda herkesin sosyal medyada oynadığı bir rol var. Kendilerine benzemiyor. Şimdiki zamanda gerçekleşmesi zorunlu olduğu için insanları bir araya getiren tek iş tiyatro. Bakın artık insanları bir araya getirmek ne kadar zorlaştı. Çok canımızı yakan meselelerde bile bir araya gelemiyoruz.

Haberin Devamı

- Sinema ve televizyonu bıraktığınız için hiç pişmanlık duydunuz mu?

1997’de bıraktım ikisini de. Tiyatro hayatımın merkezi haline gelmişti. Hem hayat izin vermiyordu hem de yapmak istemedim. Hiç pişmanlık duymadım. Sinemaya dönmeye hiç niyetim yok.

- Yönetmenlik, oyunculuk, oyun yazarlığı ve eğitimcilik... Ağır basan hangisi?

Yönetmenlik ve oyun yazarlığı pratikte öne geçti ama oyunculuk ilk göz ağrısı. Oyunculuk hep kenarda duruyor, hiçbir zaman uyumadı. Şimdilik sadece hayat izin vermiyor. Bu seneki festival oyununu da çıkardıktan sonra artık seneye kendime oyunculuk için bir alan açacağım.

‘Tutku önemli’

- Çok oyuncu yetişti Studio Oyuncuları’ndan. Onları izlemek ne hissettiriyor size?

Gurur. Bazen mecbur oldukları için dizi yapıyorlar. Diziler maddi desteğidir mesleğimizin. Onun içinde bile artistik dürüstlüklerinden ve mesleki ciddiyetlerinden vazgeçmediklerini gördüğüm zaman “Bunlar bizim çocuklar” diyorum.

- Sizce disiplin mi bu ortamda şart olan?

Haberin Devamı

Disiplin değil de istek demek daha doğru. Ben ikizler burcuyum, bende disiplin ne arar? Tutku önemli. Tabii bu işe çok saygım var orası kesin. Yaptığım işi düzgün yapmayı önemserim. Yalnız yaşamayı, konfor kullanmayı sevmiyorum. Hayat benim hizmetimde olsun istemiyorum. Hayatı insanlarla paylaşmayı seviyorum. O yüzden böyle tiyatro yapıyorum. Yaptığınız iş, hayata bakış açınızdan bağımsız olmuyor. Emek vermediğiniz her şey yarım kalır. Bugün, bize bir konfor sağlanmadıysa tutkularımızdan vazgeçiyoruz. Bu insan olarak kendimize yapabileceğimiz en büyük ihanet. 30 yıl geçmiş, şimdi ben bir 30 daha istiyorum.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler