23.05.2025 - 19:55 | Son Güncellenme:
AA
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya tutuklu sanık Özer getirildi. Duruşmaya, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bazı CHP milletvekilleri ve partililer de izleyici olarak katıldı.
Özer savunmasında, Van'ın Muradiye ilçesine bağlı 60-70 haneli Beydağı köyünde doğduğunu, eğitimini tamamladıktan sonra öğretmen olarak atandığını, içinde hep okuma isteği olduğu için yüksek lisans ve doktora yaptığını anlattı.
Doktora sonrası etnik sosyoloji ve çatışmaların çözümü üzerine çalışmalar yaparak uzmanlaştığını belirten Özer, "Tüm çabam Türkiye'nin barış içinde yaşaması için. Tüm ulusal kanallarda fikri sorulan bir bilim insanıyım. Bugüne kadar suç işlemiş, mahkeme yüzü görmüş değilim. 41 kitap yazdım. 'Yılın belediye başkanı' gibi ödüllerin sahibiyim. Böyle bir insan terör örgütü üyesi olabilir mi? Böyle iddialarla muhatap olmak, yıllarını barışa adamış beni derinden yaralamaktadır. Yaşamım boyunca insan haklarından, demokrasiden ayrılmadım. Hiçbir terör örgütü ile bağım olmadı. İrademi hiçbir terör örgütüne teslim etmem. Esenyurt Belediye Başkanı olmasaydım bugün karşınızda olmayacaktım. Ben, Esenyurt Belediyesine kayyum atayabilmeleri için buradayım." diye konuştu.
Özer, Esenyurt'ta iki kişiden birinin oyunu aldığını, yapılması yıllarca sürecek hizmetleri 7 ayda yaptığını, ilçe halkının yüzde 81'inin kendisine yapılanlara itiraz ettiğini kaydetti.
Ekrem İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı olduğu için burada bulunduğunu öne süren Özer, "İçeride olduğum için üzülüyorum çünkü dışarda olsaydım barış sürecine en büyük katkıları ben yapacaktım zira benim uzmanlık alanımdır. Ben içerdeyim ama benim barış üzerine yaptığım çalışmalarım dışarıda vücut buluyor." ifadelerini kullandı.
Özer, bir toplumun hukuk ve adalet olmadan ayakta duramayacağını belirterek, lehine olan hiçbir delilin dosyaya konulmadığını iddia etti. Gece yarısı evi basılarak gözaltına alındığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunan Özer, "Bana ne kollukta ne de savcılıkta sorulmayan gizli tanık icat edildi." dedi.
Özer, tek kişilik iddianamenin 4 ayda hazırlandığını, duruşma gününün de 3 ay sonrasına verildiğini, 7 aydır içeride olduğunu söyleyerek, davanın siyasi bir dava olduğunu ileri sürdü.
İddianamede yer alan HTS kayıtlarına ilişkin de Özer, "Görüştüğüm kişilere önce 'Bana GBT'ni ver, sonra seninle görüşeyim.' mi diyeyim? İnsanların adli işlem geçirip geçirmediğini nereden bilebilirim?" diye konuştu.
- "Akademik, siyasi faaliyet ve söylemlerim terör örgütünün reddi mahiyetindedir"
Hesap hareketlerine ilişkin iddialara yönelik de Özer, adı geçenlerden bir kısmının öz kardeşi, bir kişinin yeğeni, bir kişinin ise kiracısı olduğunu söyledi.
Özer, şahsi iradesini hiçbir örgüte teslim etmeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bir bilim insanıyım, bunu zül sayarım. Tüm akademik, siyasi faaliyet ve söylemlerim terör örgütünün reddi mahiyetindedir. 7 aydır tutukluyum. Adaletin bir an önce tecelli etmesini bekliyoruz. Geç gelen adalet adaletsizliktir. Ülkemizde bir barış süreci yürütülüyor öte yandan barışa her dönem katkı sunan bir bilim insanı, siyasetçi olarak ben içeride tutuluyorum. Bu durum yürütülen sürecin ruhuna aykırı değil mi? Önce tahliyemi, sonra beraatimi talep ediyorum."
Duruşmada tanık ve gizli tanık dinlendi
Duruşmada tanık olarak dinlenen Hicran Berna Ayverdi, Özer'i akademisyen olarak tanıdığını söyleyerek, "1998-2000 yılları arasında Erdemli'de faaliyet yürüttüğüm partinin ilçe başkanlığını yaptım. Ahmet Özer'i de o dönem akademisyen olarak tanıdım. Ahmet Özer, parti binasında ve mahalledeki evlerde terör örgütlerinde nasıl örgütlenme yapıldığı hakkında seminer benzeri şeyler yapıyordu. Akademisyen kimliğinden dolayı sürekli yurt dışına gidip geldiği konuşuluyordu. Örgütün üst düzey yetkilileriyle konuşmalar yaptığı konuşuluyordu." dedi.
Gizli Tanık "Hermes" ise Özer'i 1998-2000 yılları arasında tanıdığını kaydederek, "İstanbul'da faaliyet gösterdiği dönemde tanırım. İstanbul Esenler'de 1999'da Cemal Kavak'ın evinden tanırım. Ahmet Özer, yurt dışına gitmesi gereken bir akrabası olduğu zaman Cemal Kavak'a gelmişti. Gerilla cenazeleri olurdu, Ahmet Özer'i ararlardı. Bir şeyler lazım olduğunda Ahmet Özer üzerinden hallederlerdi." beyanında bulundu.
Ahmet Özer, tanıkların söylediklerinin yalan ve iftira olduğunu savunarak, bunları reddettiğini ifade etti.
Sanık avukatları, Özer hakkındaki tüm iddiaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Özer'in tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, terör örgütünün varlığını sürdürebilmesi ve temel amacı olan sözde "demokratik özerkliği" hayata geçirebilmesi için insan kaynağı ve finansal destek gibi iki temel devamlılığa ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
Örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesine yönelik askeri operasyonlar ve belediyelerin bütçelerinden örgüte maddi destek sağlanmasının kayyum uygulaması gibi diğer yöntemlerle akamete uğratıldığına dikkati çekilen iddianamede, örgütün yeni strateji geliştirmek zorunda kaldığı vurgulanıyor.
Şüpheli Özer'e yönelik iletişim dinlemesi neticesindeki HTS kayıtlarına değinilen iddianamede, 23 Kasım 2023 ve 23 Ocak 2024 arasındaki görüşmelerde 135 suç unsuruna rastlandığı bilgisi veriliyor.
İddianamede, "Hermes" isimli gizli tanığın ifadesinde, Özer'in örgütün Avrupa yapılanmasında görevli üst düzey örgüt mensubu Cemal Kavak ile Esenler'de bir evde görüşerek, terör örgütü faaliyetleri nedeniyle ceza alan bir akrabasının yurt dışına kaçırılması için yardım istediğini söylediği aktarılıyor.
Yine burada örgütün sözde güncel KCK yürütme konseyi üyeliğini yürüten Zübeyir Aydar ile görüntülü konuşması sırasında Kavak'ın, Özer'i "Değerli bir dostumdur, bizdendir. Aktif bir şekilde çalışmalarımızı yürütmektedir." şeklinde tanıttığını dile getirdiği bildiriliyor.
Kavak'ın, görüntülü görüşmeden sonra Özer'e kırsal faaliyetlere katılacak hücre evlerinde bulunan gençlerin maddi ihtiyaçları olduğunu söyleyip, para talep ettiği, şüpheli Özer'in de iş insanı tanıdıklarının olduğunu ve kendisinin de buna katkı sunacağını söylediği gizli tanığın ifadesinde yer alıyor.
Özer'in, birkaç gün sonra Kavak'ın evine gelerek, yüklü miktarda parayı kendisine teslim ettiğini belirten gizli tanık, ifadesinde kendisinin yaklaşık 5 yıllık asgari ücrete denk gelen parayı bizzat sayanlardan biri olduğunu anlattı.
Gizli tanığın ifadesinde, bu parayla Lice, Van ve Mardin Nusaybin üzerinden ayrı ayrı olmak üzere 10'a yakın örgüt mensubunun kırsal alana gönderildiği, paranın bir kısmının ulaşım ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için örgüt mensuplarına verildiği kaydedildi.
Ahmet Özer'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından açıklanan "kent uzlaşısı" stratejisi kapsamında mevcut siyasi konjonktürden de faydalanıp, gerçek siyasi görüş ve görüntüsünü gizlemek amacıyla Batı illerindeki belediyelerden Esenyurt Belediyesine gönderilip görevlendirildiğinin altı çizilen iddianamede, Özer'in siyasi tutum ve davranışlarının üst düzey örgüt yöneticilerinin talimatına göre şekillendiğine işaret edildi.
İddianamede yer alan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna göre, Özer'in haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan işlem gören kişilere çeşitli miktarlarda para gönderdiğinin belirlendiği de kaydediliyor.
Raporda, Özer'in hesabına 29 Mart 2024'te karşı tarafı bilinmeyen ancak "efektif yatan Muhammed Sertaç Özçoban talimatla yatıran" işlem açıklamasıyla o dönemki kurla 1 milyon 289 bin 480 liralık giriş olduğu da belirtiliyor.
İddianamede, Özer'in silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde organik bağ kurarak terör örgütü üyesi olduğu iddia edilerek, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.