Gündem Ahmet Şık'a beraat

Ahmet Şık'a beraat

13.05.2011 - 14:20 | Son Güncellenme:

'Ergenekon Klavuzu' kitabından yargılandığı davada Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu beraat etti

Ahmet Şıka beraat

Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu, kaleme aldıkları 2 cilt halindeki "Kırk Satır, Kırk Katır" adlı kitapta, "Ergenekon soruşturmasının gizliliğinin ihlal edildiği" iddiasıyla yargılandıkları dava karara bağlandı.

Haberin Devamı

Hakim Gülden Filiz Tüysüz, sanıklar Şık ve Mavioğlu'nun "gizliliği ihlal" suçunun unsularının oluşmaması nedeniyle beraatlerine karar verdi. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanığı gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve "Ergenekon" soruşturması kapmasında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık katıldı. 68 gündür Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Ahmet Şık duruşmada, Ergenekon soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle ifade verdi. Şık suçsuz olduğunu belirterek beraatine karar verilmesini istedi. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Gülden Filiz Tüysüz Şık ve Mavioğlu'nun gizliliği ihlal suçunun unsularının oluşmaması nedeniyle beraatlerine karar verdi. Duruşma salonu önünde bekleyen Ahmet Şık'ın gazeteci arkadaşları ve yakınları beraat kararını alkışlarla karşılayarak "Ahmet çıkacak yine yazacak" diyerek bağırdı.

Haberin Devamı

ŞIK VE MAVİOĞLU'NUN 3 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYORDU

Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında bazı şüpheliler hakkındaki evrakın ayrıldığı ve iddianame dışında kalan bilgilere ilişkin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce belge ve bilgilerin yayımlanmaması için kısıtlama kararı verildiği hatırlatıldı. Sanıklar Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun "Kırk Katır, Kırk Satır -1" (Ergenekon'da Kim Kimdir?) ve "Kırk Katır, Kırk Satır -2" (Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu) adlı kitapları yazarak, mahkemenin kararına rağmen "gizliliği ihlal" suçu işledikleri belirtildi. İddianamede, sanıkların bu suçtan TCK'nın 285/1. maddesi uyarınca 1 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu. Ahmet Şık 6 Mart 2011'de Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

AHMET ŞIK'A ARKADAŞLARINDAN DESTEK

Ahmet Şık'ın tutuklanmasını protesto eden arkadaşları ve meslektaşları "Yansak da dokunacağız" pankartı arkasında toplanarak Kadıköy Altıyol'daki Boğa Heykeli önünden Bahariye'deki Kadıköy Adliyesi'ne kadar yürüdüler. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in fotoğrafının yer aldığı tişörtleri giyen grup, "Ahmet, Nedim onurumuzdur" şeklinde slogan atarak, "Özgür basın susturulamaz şeklinde pankartları taşıdı.

Haberin Devamı

DAVADAN ÖNCE GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ

Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu hakkında, "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan açılan davanın Kadıköy Adliyesindeki duruşması öncesinde yürüyüş düzenlendi.

Kadıköy Altıyol’daki Boğa Heykeli önünde, "Yansak da Dokunacağız" pankartı arkasında toplanan gazeteciler, "Özgür basın susturulamaz", "Ahmet Çıkacak yine yazacak", "Ahmet, Nedim onurumuzdur" sloganlarıyla Bahariye’deki adliye binasına kadar yürüdü.

Yürüyüşe katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, davaya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Ahmet Şık’ın tutukluluğunun bitmesini umduklarını söyledi. Bunun tam bir hak gasbı olduğunu ifade eden Tekin, "Yazılmamış bir kitaptan dolayı bir insanın tutuklanması dünyada görülmemiş bir sistem" dedi.

Tutuklamaların neden yapıldığını merak ettiklerini belirten Tekin, şunları söyledi: "Kamuoyuna yansıyan, yazılmamış bir kitaptan dolayı bir insanın cezaevinde tutulması... Bu, Türkiye demokrasisinin en büyük ayıplarından bir tanesidir. Sayın Başbakanın kendisi de itiraf etmiştir. Sayın Başbakan itirafın ötesinde bir kitabı bombaya benzetmiştir. Bizim bildiğimiz, bombanın ham maddesi patlayıcıdır, kitabın ham maddesi de düşüncedir. Kitap ile patlayıcıyı eş değer gören bir başbakanın ülkesinde bu tür sorunlar yaşanır. 12 Haziran’dan sonra çürümüş sistemi ortadan kaldırmak için CHP olarak üzerimize düşeni yerine getireceğiz." Yürüyüşe, milletvekilleri Mustafa Özyürek ve Sabahat Tuncel, CHP İstanbul İl Başkanı Bahri Şahin, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Ferai Tınç, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, sanatçı Suavi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda politikacı, sanatçı ve gazeteci katıldı.

Aralarında Gürsel Tekin’in de bulunduğu bazı katılımcılar, üzerinde "Gazetecilere özgürlük" yazan beyaz bir tişört giyerken, tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın boydan çekilmiş bir resminin yer aldığı karton çıkartması yürüyüş boyunca taşındı.

-"YANSAK DA DOKUNACAĞIZ"-

Haberin Devamı

Kadıköy Adliyesi önünde de gazeteci Ruşen Çakır, yürüyüşü gerçekleştiren gazeteciler adına bir basın açıklaması okudu.

Gazeteci Ahmet Şık’ın 67 gündür "Ergenekon" terör örgütüne üye olmaktan tutuklu bulunduğunu belirten Çakır, bu iddiaya ilişkin hangi belge ve kanıtlar bulunduğunun hala belirsiz olduğunu söyledi. Ahmet Şık’ın, Ertuğrul Mavioğlu ile kaleme aldığı kitaplarda, Türkiye’deki derin devleti anlattığını ifade eden Ruşen Çakır, o kitapları yazdığı için yargılanan Şık’ın aynı yapıya, yani deşifre ettiği "Ergenekon"a üye olmakla suçlandığını kaydetti.

Bazı Emniyet görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki ihmallerine vurgu yapan Nedim Şener ile Emniyet içindeki yapılanmaları mercek altına aldığı "İmamın Ordusu" çalışması toplatılan Ahmet Şık’ın bugün birlikte cezaevinde olmalarının rastlantı olamayacağını dile getiren Çakır, bugün bu iki gazetecinin "Ergenekon"a üye olduğu iddiasının vicdana sığmadığı gibi insan aklına da ihanet olduğunu söyledi.

İleri demokrasinin hüküm sürdüğü söylenen Türkiye’de bugün 60’dan fazla gazetecinin tutuklu olduğunu, mahkemelerde 4 binden fazla gazeteci davasının sürdüğünü belirten Çakır, şöyle konuştu: "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uluslararası basına, ’Tutaklanan gazeteciler, Hükümeti devirmek istedi’ diyor. Bir kimsenin, Başbakan bile olsa, dava sürerken, bu tür bir yargıda bulunmaya hakkı olamaz. Ülkemizde zaten oto sansür gibi bir zorlukla uğraşan gazeteciler, buna ek olarak her an herhangi bir sebeple tutuklanma endişesi ile yaşıyor. Sonuçta ülkemiz yalnız gazeteciler için değil, özgür düşünceyi savunan herkes için her geçen gün güvenilir olmaktan daha fazla çıkıyor. Biz yalnız gazeteciler için değil herkes için adalet istiyoruz.

Taleplerimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve biliniz ki yansak da dokunacağız."