12.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
METİN UYAR - DOĞANIN GÜCÜYLE SAĞLIK 5
‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği’ndeki yöntemlerden biri de yıllardır az çok bilinen akupunktur ve hipnoz tedavileri. Akupunktur hakkındaki bilgileri, Akupunktur ve Alternatif Tıp Derneği Başkanı, Gazi Üniversitesi Akupunktur Kurs Koordinatörü Prof. Dr. Cemal Çevik’den öğrendik. Çevik, “Ülkemizde akupunktur ile ilgili mevzuat 1992 yılında çıkarıldı. Akupunkturla ilgili tedavi yönetmeliği de çıkarılmıştı ve Sağlık Bakanlığı akupunkturu resmi bir tedavi metodu olarak zaten görüyordu. Bazı üniversite hastanelerinde de hali hazırda akupunktur tedavileri uygulanıyor” diyor. Hipnoz hakkındaki bilgileri öğrendiğimiz Dr. Ali Özden Öztürk ise Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı ve Avrupa Hipnoz Birliği Yönetim Kurulu Eski Üyesi. Öztürk, “Her anne çocuğu için hipnotizördür. Her doktor hastasına reçetesini tarif ediyorken hipnozu yani telkini kullanır” diyerek hipnozun hayatımızın her alanında olduğunu söylüyor.
Nerelerde uygulanıyor?
Akupunktur tedavisi şu anda Gazi Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakülteleri’nde ve bazı devlet hastanelerinde uygulanıyor. Akupunkturun uygulandığı çok sayıda özel muayenehane de mevcut.
Akupunktur tedavisinden sonuç almak için en az on seans uygulama gerekiyor. Uygulama hastalar yatar vaziyetteyken yapılıyor ve her seans ortalama 20-25 dakika sürüyor. Seans ücretleri kurumdan kuruma farklılaşıyor. Ama genellikle hastanelerde tek tedavi ücreti yaklaşık 75 TL civarında. Özel muayenehanelerde ise 100-350 TL arasında değişiyor.
Depresyonda en etkili tedavi
Prof. Dr. Cemal Çevik, “Sağlıkla ilgili önemli bir otorite olan Dünya Sağlık Örgütü, akupunkturun kanser ağrılarından kısırlığa, depresyondan felce 300 hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini açıkladı” diyerek tedavi yöntemiyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Akupunktur Latincede ‘iğnelemek’ anlamına geliyor. Genel kabul gören anlamı ise ‘vücuttaki bazı noktaları iğneleyerek tedavi etmek.’ İğneleme esnasında vücut içerisine herhangi bir ilaç gönderilmiyor. Bu nedenle ‘kuru iğne tedavisi’ olarak da biliniyor.
Migren ağrıları, bel ve sırt ağrıları, fibromiyaljiye bağlı ağrılar, menapoz sonrası kemik ağrıları ve adet esnasındaki ağrılar olmak üzere hemen hemen bütün ağrılarda akupunktur oldukça etkili bir yöntem olarak kullanılıyor.
Günümüzde depresyonda en etkili tedaviyi akupunktur sağlıyor. Depresyon durumunda, beyinde sinir yenilenmesini sağlayan bazı faktörler azalırken, akupunkturla bunların arttığını görüyoruz.
Uyku bozuklukları, stres ve yorgunlukta yüksek bir etkisi var. İleri yaşlarda daha çok görülen, gece idrara çıkma sorunu olan hastalar da akupunkturdan çok fayda görüyor. Gecede üç dört kez idrara kalkanlar, akupunkturdan sonra hiç kalkmayabiliyor.
Başarı oranı yüzde 70
Felçlerde ise felç olduktan kısa bir süre sonra akupunktur tedavisi alan kişilerde kaybolan el ve ayak fonksiyonları gelişebiliyor, bazen konuşma bozuklukları bile düzeltilebiliyor. Ancak, hastanın geç kalmadan tedaviye başvurması ciddi bir önem taşıyor.
Ayrıca âdet bozuklukları, akıntılar ve miyomlar gibi kadın hastalıklarında, kısırlıkta, çeşitli görme bozukluklarında, bağımlılıklarda ve MS hastalığında da etkili bir şekilde kullanılıyor.
Akupunktur tedavilerinin başarı oranı ise ortalama yüzde 70. Bu oran migrende ve depresyonda yüzde 80’lerin üzerine çıkabilirken, kulak çınlaması tedavisinde yüzde 30’a düşebiliyor. Yani hastalıktan hastalığa değişiyor.
Kanserle savaşan hücreleri destekliyor
Akupunktur diğer ağrıları olduğu gibi kanser ağrılarını da azaltıyor. Avrupa ülkelerinde akupunktur, kanser tedavisindeki klasik yöntemlerle eş zamanlı olarak kullanılıyor. Kemoterapinin neden olduğu bulantı, halsizlik gibi yan etkilerde akupunkturla azaltılıyor.
Akupunktur tedavisinin tek başına kanseri iyileştirici etkisi de bulunuyor. Çünkü akupunktur vücudumuzdaki kanser savaşçısı hücrelerin sayısını ve etkinliğini artırıyor. Bu nedenle kemoterapi alanlara akupunktur ile tamamlayıcı tedavi almalarını öneriyoruz.
Akupunktur tedavisi ile kullanılan ilaç miktarı ve dozu azaltılabiliyor. Örneğin, diyabetliler ve hipertansiyon hastaları üç, dört farklı ilaç kullanabiliyor. Ancak bu hastalar ilaç tedavilerinin yanında akupunktur tedavisine başladıklarında kullandıkları ilaçların sayısı ve dozu azalabiliyor. Çünkü akupunktur bu ilaçların etkinliklerini artırıyor.
Akupunktur nasıl etki ediyor?
Vücudumuzda 700-750 akupunktur noktası ve 26 ana enerji kanalı var. Bu kanalların içinden “çiğ” denilen bir enerji sıvısı akıyor. Zamanla bu kanallarda tıkanmalar oluyor ve tıkanmanın seviyesine göre hastalıklar ortaya çıkıyor. Örneğin sinirlerde tıkanma varsa felç veya kas dokusunda bir tıkanma varsa ağrı oluşabiliyor.
Akupunktur tedavisinde hastalığın olduğu bölgeye göre hastadaki akupunktur noktaları ve enerji kanalları iğnelerle uyarılarak tıkanmalar açılıyor. Böylece ağrı gibi semptomlar veya doğrudan hastalığın kendisi tedavi ediliyor.
Bazen de akupunktur iğnesi ile vücutta bazı kimyasalların sentezi tetiklenebiliyor. Örneğin nitrik oksit salınımı tetikleniyor ve hipertansiyon hastasının tansiyonu düşürüyor veya mutluluk hormonu diye bilinen serotonin arttırılıyor ve depresyon tedavi ediliyor.
Sigaradan kurtulmak için hipnoz
Dr. Ali Özden Öztürk, “Hipnoz ile kimseye arzu ve isteği dışında bir şey yaptırılamaz. Yani kişi sigarayı bırakmayı istemiyorsa ona hipnozla sigarayı bıraktıramayız. Dolayısıyla, ‘Bana hipnoz yaptılar, altınlarımı çaldılar’ gibi hipnozdan korkutan iddiaların doğru olması mümkün değil” diyerek şu bilgileri paylaştı:
“Hipnoz telkinle, tedaviyi talep eden kişilerde; dikkatte, algıda, bellekte, beş duyuda ve duygulanım durumlarında değişiklikler meydana getiren bir tedavi tekniği; aslında bir farkındalık hali. Hipnozun tedavi amaçlı kullanımı çok eski zamanlara kadar dayanır. Milattan önce dördüncü yüzyılda Bergama’da bulunan Asklepion Tapınakları hipnozun yurdumuzda ilk kullanıldığı yer. Sağlık tanrısı Asklepius’un oğullarından biri Uyku tanrısı ‘Hypnos’ ise hipnoz ile tedavinin adının geldiği kaynak.
Mısır hiyografilerinde hipnozun ameliyat ve tedavilerde kullanıldığı ile ilgili kayıtlara rastlamış. Ayrıca Şaman ve Kızılderililerin tedavi seanslarında hipnoz ritüelleri kullanılmakta. Ülkemizde ise hipnozun tedavide kullanımı 1950’li yılların başlarına dayanıyor.
Dr. Hüsnü İsmet Öztürk, 1979 yılında vefat ettiği tarihe kadar binlerce ameliyatta hipnozu anestezi metodu olarak kullandı ve benimde içinde bulunduğum birçok hekimi hipnozu bir tedavi metodu olarak kullanmaları için yetiştirdi. Gelişen araştırma ve görüntüleme metotları, hipnozun tıp alanında tedaviye yardımcı olan, bilimsel verilere dayanan bir yöntem olduğunu ortaya koydu. Günümüzde ulusal ve uluslararası birçok kongrede hipnozdan hangi hastalıklarda ne şekilde yararlanılabileceği bilimsel araştırmalara göre tartışılıyor.
Psikolojik sorunlarda yararlanılıyor
Hipnoz kas ve iskelet sisteminin farklı sorunlarına bağlı ortaya çıkan ağrıyla başa çıkmada, kanser ağrılarının ve hastalığın getirdiği moral durumunun yarattığı bozukluklarla baş etmede etkili bir yöntem. Migren gibi periyodik baş ağrılarında da hipnozun tedaviye eklenmesi yarar sağlıyor.
Değişik ruhsal sıkıntılarda psikologlar hipnozdan yararlanıyor. Travma sonrası ortaya çıkan stres bozukluklarında, panik atakta, fobilerde, kaygı bozukluklarında ve depresyonda; doktorun klasik tedaviye yardımcı olarak hipnozu eklemesi tedavinin hızlanması açısından yarar sağlıyor.
Tırnak yemek, saç kopartmak, yatak ıslatmak gibi her yaşta olan ama çocukluk çağlarında sık rastlanan sorunlarda da hipnozun faydası var. Yeme bozuklukları ve sigara gibi alışkanlıklardan kurtulmak için de hipnotik telkinlerin kullanılması sorunla baş edilmesinde önemli bir katkı sağlıyor.”
Yetkili hekimlere yaptırın
Hipnoz için herhangi bir özel ekipman veya alan gerekmez. Ameliyathanede de, diş hekiminin koltuğunda da uygulanabilir. Ancak, hipnozu sadece bu alanda eğitim almış, Sağlık Bakanlığı tarafından tedavi yetkisi verilmiş doktorlar, diş hekimleri ve psikologlar yapabilir.
Hipnozda bir seans süresi 40 dakika ile bir saat arasında değişiyor. Sağlık sorunlarında ve hastalıklarda genellikle dört seansın sonunda etkiyi görmeye başlıyoruz. Ama ilk seanstan sonra etki gördüğümüz de olabiliyor. Hastanın durumuna göre iki haftada bir uygulanacak şekilde on seansa kadar çıkılabiliyor.
Doktora göre farklılık göstermekle birlikte seans ücretleri de 150-300 TL arasında değişiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hipnoz tedavilerini karşılamasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Şizofreni, paranoya teşhisi konmuş ve psikozlu hastalarda ise hipnozun uygulanmaması gerekiyor.
YARIN: Ozon tedavisi ve kayropraktik tedavi hangi hastalıklarda faydalı? uzmanlar, OzOn ve KayropraKtik tedAviyi anlattı