30.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
İslam inancına göre melekler, duyularla algılanamayan nurdan yaratılmış varlıklardır. Bu nedenle insanlar tarafından görülemezler. Ancak peygamberler, bazen onları asıl suretlerinde görebilmişlerdir. Kuran’da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır. Mesela bir ayette şöyle buyurulur: “Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler...” (el-Bakara 2/285).
Melekler, maddi varlıklar gibi cinsiyet sahibi değildir. Yeme içme gibi özellikleri yoktur. Melekler Allah’a tam teslimiyetin
Cebrail, Mikail, Azrail, İsrafil
“Şüphesiz Rabbin katındaki (melek)ler O’na ibadet hususunda kibirlenmezler. O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler.” (A’râf suresi 7/206). Allah Teala’nın peygamberlerine vahiy iletmekle görevlendirdiği Cebrail, rızık ve rahmet meleği olan Mikail, ölüm meleği olarak tanıtılan Azrail ve kıyametin kopmasının habercisi olarak sura üfleyecek olan İsrafil dört büyük melek olarak bilinmektedir. Bunların dışında Allah’a yakın olduğu kaydedilen melekler, arşı taşıyan melekler, kulların dünyadaki hallerini devamlı kaydeden melekler ve insanları korumakla görevli melekler vardır. Ayrıca insanları kabirde karşılayacak olan “münker” ve “nekir” isimli sorgu melekleri, cennet ve cehennemin bekçiliğini yapan melekler ve azap melekleri olan zebanilerden bahsedilmiştir.
İyilik için yaratılmışlardır
İsimleri ve sayıları bilinmeyen öyle melekler vardır ki sanki yalnızca müminlerin iyiliği için yaratılmışlardır. Bunlardan bazıları Allah’ın vaadini ve rahmetini müjdeleyerek müminlere manevi anlamda destek olurken, bazıları da onların bağışlanmaları için Allah’a niyaz ederler. Bazıları hasta ziyaretinde bulunanlar için bağışlanma dileyip, cuma namazına gelenlere şahitlik ederken bazıları da sahura kalkan ve sabırla oruç tutan müminler için rahmet dilerler.
Meleklerin bir kısmı namaz kılan insanlarla birlikte “amin” derken, bir kısmı ise her gün namazlarda müminlerle beraber olur. Ayrıca onlar Allah’ı zikreden ve Kuran okuyan Müslümanları ziyaret eder. İlim meclislerinde ilim öğrenmek isteyenlere kanatlarını geren melekler olduğu gibi bir de savaşlarda inananların yardımına koşan melek orduları vardır. Ve bütün bu melekler Allah Resulü için hayır dua ederler.
Melekler, koruyucu varlıklar
Meleklerin varlığına inanan kişi yalnızlıktan korkmaz; bilir ki kimsenin olmadığı yerde kendisine Allah’tan sonra bu koruyucu varlıklar arkadaştır. Herhangi bir haksız ithama maruz kaldığında ve kimsenin kendisine inanmadığı zamanlarda ümitsizliğe kapılmaz; bilir ki ona yazıcı melekler şahittir. En çaresiz kaldığı durumlarda dahi kendini bırakmaz; nurdan yaratılmış günahsız kulların Yüce Rabbe kendisi için yakarışta bulunduğunu düşünerek ferahlar.
Yaptığı her iyilikte meleklerin desteğini hissederek gönlü huzurla dolar ve ölüm onu ürkütemez. Dolayısıyla Yüce Allah’ın şerefli kulları olan meleklere inanmakla kişi, dünyada kendisiyle barışık, huzurlu bir hayat sürmenin de sırrına erer. (Diyanet İşl. Bşk. tarafından yayımlanan Hadislerle İslam isimli eserden yararlanılmıştır).
Mümin kardeşinize sevdiğinizi söyleyin
Bir gün Sevgili Peygamberimiz’in yanında oturan bir kişi, yoldan geçen birini Kâinâtın Efendisi’ne gösterir ve: “Ey Allah`ın Rasulü, şu geçen kişiyi ben Allah için çok seviyorum” der. Allah Rasulü tebessüm buyurur. Mübarek elini yanındaki sahabinin omzuna koyar ve: “Çok güzel. Peki bunu ona söyledin mi?” diye sorar. Sahabi şaşırır. Hayır manasında kafasını iki yana sallar. Allah Rasulü devam eder: ”Git ve bunu ona söyle!..”
Sahabi yerinden fırlar, çok sevdiği dostuna yetişir ve gözlerinin içine bakarak: “Seni Allah için çok seviyorum ey arkadaşım” der. Arkadaşı sevgiyle parlayan gözlerle bakar ve kardeşine şu cevabı verir: “Beni rızâsı için sevdiğin Allah da seni sevsin.” (Ebû Dâvûd, Edeb 112, 113).
Peygamberimizin uyku öncesi okunmasını tavsiye ettiği dua
Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Rızanı isteyerek, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım (Ebu Davud, Edeb, 98).
Hacı Bayram-ı Veli’den
Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın ve komşularınızın sırlarını yaymayınız. Çünkü gördüğünüz bu sırlar size emanettir. Emanete hainlik ise çirkin bir harekettir.
İki soru iki cevap
- İslam’a göre kısmetin kapanması söz konusu mudur?
Halk arasında kısmetin veya nasibin bağlı ya da kapalı olduğu şeklinde bazı söylentiler vardır. Bunların dinî ve ilmî bir temeli yoktur; tamamen uydurma düşünceler olup İslam inancına aykırıdır. Dolayısıyla kadın olsun erkek olsun evlilik çağına erişen her Müslüman sağlıklı bir yuva kurabilmek için elinden gelen gayreti göstererek sonucu Allah’a bırakmalı, bu tür yanlış düşünce ve kanaatlere kapılmamalıdır.
- Borç verilen paranın zekâtı ne zaman verilir?
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Geri alma ihtimali görülmeyen alacaklar için, alacaklının her yıl zekât vermesi gerekmez. Şayet ümit kesilmiş bir alacak daha sonra ödenirse, üzerinden bir yıl geçtikten sonra zekatı gerekir.
Bir hadis bir yorum
“Bir Müslüman’ın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul edilir. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin’ diye dua eder.” (Müslim, Zikir 87, 88).
Bir Müslüman’a onun duymayacağı şekilde dua etmek riyâ ve gösterişten tamamen uzak olacağı için Allah katında daha makbuldür. Başkalarını düşünecek kadar geniş bir gönüle sahip olan böyle kullarını Rabbimiz ödüllendirmektedir. Dua etmekten daha önemlisi, yapılan duaya âmin diyecek temiz ve günahsız bir ağız bulabilmektir. Yüce Rabbimiz böyle eşsiz bir imkânı her birimize lütfetmiştir. Ağzı dualı kulları başka yerde aramaya gerek yoktur. Başucumuzda duran melekler, din kardeşlerimiz için yapacağımız dualara âmin demeyi beklemektedirler.
?
İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin.”
?
Bir âyet
“Allah’ın has kulları o kimselerdir ki, yeryüzünde sükûnetle yürürler ve câhiller kendilerine laf attığı zaman, “Selâmetle” deyip geçerler.” (Furkân sûresi 25/63).
?
Üsküdar Mihrimah Sultan Camii
Üsküdar iskele meydanında Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan için Mimar Sinan’a yaptırdığı camidir. Yapı, Mimar Sinan’ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur. Nisan ve mayıs aylarında Beyazıt yangın kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan Mihrimah Sultan Camii’ne doğru bakıldığında; sabah gündoğumunda caminin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında ise (Hicrî takvime göre her ayın 14’ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir.
Aynı kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah Sultan Edirnekapı Külliyesi’nde de sabah ayın, akşam da güneşin batışı izlenebilmektedir. Onun için Mihr-î Mah, “güneş ve ay” manasına gelmektedir. Caminin kubbesi on metre çapındadır. Tek şerefeli iki minaresi, mukarnaslı mihrabı ve mermerden minberi klasik mimarinin en güçlü biçimlerini yansıtır. Cami, Anadolu yakasındaki mimarinin önde gelen ve geçmişin izlerini taşıyan sayılı eserden biridir. Son cemaat bölümünü dolanan revakla ayrı bir estetik görünüme kavuşan yapının denize bakan tarafında, yirmi köşeli mermer bir şadırvan bulunur. Caminin avlusu diğer tarihi camilere göre önden küçüktür. Sağ yanda ve kıble duvarı tarafında genişçe bir alan vardır. Cami iskele tarafından bakıldığında konmuş bir kartal silueti gibidir. Şadırvan tarafı avlunun bir kısmı, son cemaat yerine ilave edilerek denizden gelecek rüzgâra karşı korunmalı şekilde yapılmıştır.