Altındal’ı kaybettik

Usta gazeteci, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal önceki gece saatlerinde vefat etti. Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören Altındal’ın cenazesi bugün öğle vakti İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Şakirin Camii’nde kılınacak namazın ardından Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecek.
Pek çok makale yazdı
1945 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Çerkes asıllı Altındal, tarih ve politika alanında faaliyet gösterdi. Din, felsefe ve gizli örgütler gibi konularda bugüne kadar birçok makale ve kitap yazan yazar, para ve Vatikan denildiğinde de akla gelen ilk isimlerden biriydi. 1983’te İsviçre’de Modus Vivendi Kültür Merkezi’ni kuran Altındal, burada 10 yıl boyunca yöneticilik yaptı. 1989 yılında ise Rusya’da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı.
Altındal, 1992’de İskoçya’nın başkenti Edinburgh’teki Akademik Proje İdari Heyeti üyeliğine seçildi. 1993 yılında Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu Bilimsel Kurulu’na üye olan Altındal, aynı yıl Avusturya’nın Graz şehrindeki Karl-Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen “Avrupa’nın Laik Vasiyeti’ adlı uluslararası konferansta oturum ve bölüm başkanlığına seçildi.
Ünlü İngiliz fizikçi ve matematikçi Isaac Newton’ın bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayımlayan Altındal, 24 Ocak 1993’te bir suikaste kurban giden usta gazeteci Uğur Mumcu’nun ‘Sakıncasız’ adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.
Altındal’ın 1992 yılında İngiltere’de yayımlanan ‘Three Faces of Jesus’ (Üç İsa) adlı kitabı ilgiyle karşılanmıştı.

Kızı Yonca Bayrak’tan zehirlendi iddiası

Hayata gözlerini yuman araştırmacı yazar Altındal’ın kızı Yonca Bayrak ise babasının ölümünün şüpheli olduğunu savunarak zehirlenme şüphesiyle resmi mercilere suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bayrak, “Babamın ölümü ile ilgili büyük kuşkularımız var. Yaklaşık 1 ay önce daha önce hiç belirtisi olmadığı halde aniden akciğer kanseri teşhisi konuldu. Hastalık 15 gün içinde 4’üncü evreye geçti ve vefat etti. Bunun tesadüf olduğuna inanmıyoruz ve zehirlenme şüphesi ile ölümünün araştırılması için suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.
‘Doktorlar da şüpheleniyor’
Babasının bir süredir İsviçre’de tedavi gördüğünü söyleyen Bayrak, “Biliyorsunuz bir böbreği yoktu ve ayrıca sinirlerindeki problem yüzünden ağız kaslarında rahatsızlığı vardı. Yapılan kontrol ve biyopsilerde bu zamana kadar hastalıkların dışında herhangi bir kanser şüphesi veya tanısı yoktu. Doktorları da aynı şekilde bu ani ölümü ve kanseri şüpheli buluyorlar.
İnsanlar nasıl yaşarlarsa o şekilde ölürler. Babam da araştırmaları, kitapları ve yazıları ile dünyanın tüm güç dengelerini elinde tutan gizli güçler hakkındaki bilgileri derleyip toparlayan, olaylar arasındaki bağları çabuk kavrayıp çözen bir kişiydi. Bu durumun söz konusu çevrelerde büyük rahatsızlık yaratmış olduğunu zaten biliyorduk. Dünyada benzer şekilde bu odakları rahatsız etmiş kimi yazar, araştırmacı veya siyasetçilerin akıbetinin aynı şekilde olmasının tesadüf olacağını zannetmiyoruz. O yüzden babamın bu ani ölümü ile ilgili zehirlenme şüphesi ile hukuki haklarımızı kullanacak girişimleri başlatıyoruz” dedi.