GündemAnma günü değil anma festivali!

Anma günü değil anma festivali!

26.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sanki herhangi bir Avrupa müzik festivalindeyiz de az sonra Red Hot Chili Peppers sahneye çıkacak. Oysa çoğunluğu genç olan bu rengârenk kitle Anzak Koyu’ndaki geleneksel törende Çanakkale Savaşı’nda kaybettiklerini anıyor, üstelik bunu büyük bir saygıyla festival havasına dönüştürmeyi becererek

Anma günü değil anma festivali

Festival gibi burası. Anma günü değil adeta anma festivali. Herşey yolunda ve herkes ne yapacağını ne için burada olduğunu gayet iyi biliyor. Konser coşkusu yok elbette, yerine dingin ama pozitif bir atmosfer var.
1934’ten bu yana geliyor ve her yıl Çanakkale Savaşı’nın en kanlı muharebelerinde kaybettikleri insanları anıyorlar. İnsanları diyorum çünkü bu etkinlik Avustralyalı ve Yeni Zelandalıların ölen yakınlarını, dedelerini ya da dedelerinin dedelerini anmaya geldikleri bir etkinlik değil sadece. Bu bir milli görev olarak algılanıyor. Konuştuğum Avustralyalı ve Yeni Zelandalı yirmili yaşlardaki katılımıcıların neredeyse tamamı buraya gelmeyi planladıklarını, tarihlerinin önemi bir parçasını oluşturan Çanakkale Savaşları’nın geçtiği yerleri görmek istediklerini ve sonunda hayallerini gerçekleştirmekten mutlu olduklarını anlatıyor. İçlerinde illa akrabaları olması gerekmiyor.
26 yaşındaki Avustralyalı Louise 25 yaşındaki Yeni Zelandalı arkadaşı Michelle ile birlikte Londra’dan gelmiş. “Bir gün muhakkak gelmek istiyorduk. Sonunda fırsat bulduk. Okul boyunca bize tarihimizle ilgili anlatılan hikayelerin önemli bir bölümü burada geçiyor. Görmeden olmazdı” diyor.

İnsanlık ön planda
Neredeyse tamamı genç bir kitle. Ve tarihlerine sahip çıkıyor tamamen pozitif bir şekilde duygularla kayıplarını hatırlıyorlar. Bu ülkelerdeki eğitim sistemi kaç artı dört bilmiyorum ama fena değilmiş gibi geldi bana.
Şafak sökerken gerçekleşen törende insan sadece Anzakları değil bütün savaşlarda her milletten ölen insanları andığını hissediyor. Çünkü törenin temasında insanlık ön planda.
Düşmanın nasıl mahvedildiği ajite bir dille haykırarak anlatılmıyor, ya da temsili olarak ölen yaralanan falan yok. Özellikle bu bölüm kayıtlara geçmeli bence...
Burası anma olduğu kadar bir sosyalleşme yeri aynı zamanda. Sabah saat iki civarında toplanan insanlar şafak vaktine kadar olan süreyi dev ekranda belgeseller izleyerek, muhtelif sunucuların çeşitli konuklarla sohbetlerini izleyerek geçiriyorlar. Ve tabii evrensel kural burada da işliyor. 4500 kişiyi bir araya koyar giriş çıkışı kontrol edersen orada insanlar sosyalleşir.

Tuvalette kuyruk var
Anlatmaya çalışayım; Bir kere etraf envai çeşit insan kaynıyor. Jandarmalar, polisler, özel güvenlikler, yabancı özel güvenlikler, rehberler, Anzaklar ve Türk katılımcılar. Ellerinde dürümlerle sabah 04.00 sularında mutlu mutlu yürüyen tombul, ince, uzun, kısa, terlikli, eşofmanlı, şapkalı, çişi geldiği için koşarak tuvaletlere giden, çay kahve ya da sıcak çorba kuyruğunda bekleşen ve tabii sürekli muhabbet eden Anzaklar. Unutmadan, kadınlar tuvaletinde 100 metre kuyruk varken erkekler tuvaleti ıssızdı.
Yorumsuz aktarıyorum. Tören alanı sahilde, çıkartmanın yapıldığı ve Anzakların Türklerin üç yanndan ateşiyle telef olduğu yerde. Hemen arkadaki tepelik alana doğru baktığınızda tulumlar içinde, örtüler altında ayakta ya da oturarak bekleyen binlerce katılımcı görüyorsunuz. Adeta bir doğal tribün var burada. Koyun iki yanında ise yine izleyiciler buraya inşa edilen tribünlerde bekliyor. Sırayla başbakanlar, ordu mensupları ve Türkiye’den de subaylar konuşmalar yaptı. Hiçbiri gereksiz uzun olmayan, anlamlı laflar etti. Türk subayın Atatürk’in anzaklar için söylediklerini aktarmasıyla klasik olacak ama duygulu anlar yaşandı. Oradaki herkes bu anmalara izin veren Türkiye’ye büyük muhabbet besliyordu.

Fiyatlar turistik
Koyun bir yanı tamamen yeme içmeye ayrılmış. İşte burada bir tür Rock’n Coke ya da zayıf bir “Taksim meydandaki büfeler” atmosferi var. Cips, çorba, çay kahve, tavuk sote ve döner (etler anında bitmiş) gibi çeşitler var. İtiraf ediyorum biraz zayıf. Bardak çaya beş lira isteyince eleman “Hayrola dedim, fiyatları coşturmuşsunuz iyice turistik olmuş...”
“Ne yapalım abi sezon kısa” dedi sabahın dördünde. “Dün beşte kurduk yarın kaldırıyoruz bir sürü para verdik buraya tezgah açmak için.” Daha sonra “chicken kebap, hot soup” diye bağırarak uzaklaştı. Bir de Çeşme esnafına kızılırdı sezon kısa deyip fiyatlara abanıyorlar diye. Huzurlarınızda Türkiye’nin en kısa sezonu: Gelibolu, Anzak Koyu, süresi 12 saat.

45 dakika yürüyüş
Bu güzelim tepelerin, sahillerin, çiçeklerin, çamların dünyasında insanlığın en büyük trajedilerinden biri yaşandı. Şafakta saygı duruşundaki sessizlik sırasında denizde atlaşan balıkların şıpırtısı ve kuşların cıvıltısı duyuluyordu. O anda her şey ne kadar anlamsız geliyor. İnsan cenneti cehenneme çeviriyor yani.
Bu kadar büyük bir trajedi bir anma töreniyle öneminden kaybetmeden ancak bu kadar insancıl bir hale dönüştürülebilirdi.
Bu anma töreninde en takdire değer başarılarından birinin Türklerin de burada hayatını kaybettiğinin hiç unutulmaması ve anmada her zaman bunun hatırlatılmasıydı. Yani “bize ne, bizden olanları anarız, bizden olmayanları umursamayız” düşüncesi yoktu.
Anzaklar burada sarı, mavi, kırmızı ve benzeri renklerde sanki takımlar halinde sweatshirtleriyle dolaşıyorlar. Bunlar onların birlikte aynı organizasnla geldiğini gösteriyor. 12 saatlik bu maratonda önce şafak vakti toplu anma töreni yapılıyor. Burada hem Avustralya, Yeni Zelanda, Türkiye, Fransız kolonilerine kadar burada ölen bütün miletlerden temsilciler saygılarını sunuyor ve anılıyor. Ardından şafak vakti saygı durulunun ardundan ulusal marşlar dinleniyor. Ağıtlar yakılıyor.
Ardından Avustralya ve Yeni Zelandalıların kendi anma törenleri için Conk Bayırı tarafına geçiliyor. Topluca yürüyüş yapılıyor yani ve insanlar gıkları çıkmadan 45 dakika boyunca yürüyorlar.

Avustralyalılardan renkli tören
Avustralyalıların töreni adeta liselerarası fubol müsabakası öncesiymişcesine renkliydi. Sunucu devamlı insanlara memleket soruyor herkes coşkuyla el kaldırıyor, neredeyse tezahüratlar yapılıyor ve kahkahalar yükseliyordu. Ben bu surumdan hoşlandım. Katılımcılar hem tarihlerini öğrenip saygı duruşunda bulunuyor hem de eğleniyor ve iyi zaman geçiriyorlar.
Uzun lafın kısası; 100 yıl önce bu insanlar tam da burada birbirlerini öldürüyorlardı. Şimdi şapkasında “Çanakkale Geçilmez” yazan Türk, karşısında üzerinde “Anzac Day” yazılı tişörtüyle sabah dörtte midesi kazınan müşterisine tavuk dürüm satıyor.
Benim bütün bu olan bitenden anladığım şu: Savaşma seviş diyen haklı...

Haberin Devamı
Anma günü değil anma festivali

Anma günü değil anma festivali

Tam 97 yıl önce yaşanan bir savaşın kahramanlarının torunları dün dedelerini anmak için Çanakkala’deydi.

Anma günü değil anma festivali

Anma günü değil anma festivali

Anma günü değil anma festivali

Saygı duruşu sırasında Avusturalyalıların gözyaşlarına hâkim olamadıkları görüldü.

Anma günü değil anma festivali

Anma günü değil anma festivali

Anzakların torunları soğuk havaya rağmen anma etkinliklerinin tümüne katıldı.

Kuşaklardır aynı tören
Anzak Günü’nde önce Şafak Servisi adı verilen bir anma düzenleniyor. Askerlerin şafak vakti çatışmalara başlaması anısına düzenlenen bu törene ilk yıllarda sadece gaziler katılıyordu. Ancak şimdi gazilerin aileleri ile birlikte halktan her isteyen de katılıyor. Şafak Servisi’nde devlet görevlileri yer almıyor, din görevlileri katılıyor.
Avustralya’da Şafak Servisi’nde Sidney’deki anıt mezara yürünüyor, iki dakikalık saygı duruşundan sonra anıta çiçek atılıyor. Anzak Günü seramonisi ise saat 10.15’te başbakan ve genel valinin katılımı ile başlıyor. Kuşaklardır aynı şekilde gerçekleştirilen törende açılış konuşmaları yapılıyor, ilahi ve dua okunuyor, anıta çelenk konuluyor, şiir okunuyor, saygı duruşu yapılıyor ve milli marş okunuyor. Seramoninin ardından anıtın üzerindeki onur listesinde adı olan kişilerin aileleri bu isimlerin yanına kırmızı karanfil bırakıyor. Sidney’deki törenlerin yanı sıra Avustralya Savunma Kuvvetleri askerleri ve geçmişteki savaşlara katılan gaziler tüm kentlerde geçit törenine katılıyor. Anzak Günü yürüyüşleri tüm eyaletlerin başkentlerine kurulan ekranlarda canlı olarak yayınlanıyor.
Yeni Zelanda’da da benzer bir tören gerçekleşiyor. Şafak Servisi ve diğer törenlere Yeni Zelanda Savunma Kuvvetleri, Piyade Kuvvetleri, polis, itfaiye, genç ve yetişkin gönüllü sağlık görevlileri katılıyor.

Haberin Devamı

2.13 milyon dolarlık bütçe
Gelibolu’nu ziyaret etmek isteyenler özel tur şirketleri ile geliyor. Yeni Zelanda ve Avustralya hükümetleri Anzak Günü için kurdukları internet sitelerinde tur konusunda ayrıntılı bilgi veriyor. Ayrıca tur şirketleriyle birkaç ay öncesinden görüşme yapılıyor, yürüyüşe daynamayacak kadar yaşlı kişileri almamaları gibi, hangi kişileri seçmeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunuluyor. Törene turla veya bireysel olarak katılacak vatandaşların bu internet sitelerindeki kayıt formlarını doldurmaları isteniyor. Avustralya hükümeti 2011-2012 bütçesinde Anzak Günü törenleri için artırıma giderek 2.13 milyon Avusturya doları ayırdı. 1500 savaş anıtının onarılması için de 1 milyon Avusturya doları ayırıldı.
DIŞ HABERLER SERVİSİ

Haberin Devamı

Anma günü değil anma festivali

Avustralya’da her yıl 25 Nisan’da resmi tatil ilan edilerek kutlanan Anzak Günü törenlerinde Avustralya ve Türk bayrakları ile yürüyen Türkler, Avustralyalılardan bol bol alkış aldı.
MELBOURNE AA

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler