Araçlar bomba değil uyuşturucu yüklüydü

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili davanın güvenlik gerekçesiyle nakledildiği Ankara’daki ilk duruşması dün görüldü. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 9’u tutuklu, 10’u tutuksuz sanıklar ve avukatları ile maktul aileleri ve avukatlarının katıldı. Duruşmayı, bazı CHP milletvekilleri de takip etti. Tutuklu sanıkların Adana Cezaevi’nden sesli ve görüntülü sistemle katıldığı duruşmada Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, hakkında yakalama kararı bulunan sanıkların yakalanamadığının bildirildiğini söyledi.
Maktullerden Yusuf İşgör’ün eşi Canan İşgör, “Çocuklarımdan biri 8 aylık, diğeri 7 yaşındaydı. 9 yaşına gelen çocuğum ‘benim babamın kefeni niye kanlı’ diye hesap soruyor. 2,5 yaşına gelen çocuğum babam nerede diye bana soruyor. Suçluların sonuna kadar cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Mehmet Koray Cünedioğlu’nun babası Saraç Cünedioğlu, “Oğlumu sınava göndermiştim. Sınava giderken ikinci patlamada hayatını kaybetti. 21 ay geçti. Ben hâlâ uyuyamıyorum” diye konuştu.
Oğulcan Tuna’nın babası Ahmet Tuna “Oğlum 17 yaşındaydı. Pilot olacaktı. İnsanca yaşamak varken bu neyin kini, bu neyin nefreti?” derken diğer maktullerin yakınları da, suçluların Reyhanlı’da dar ağacı kurulup idam edilmesini istedi. Maktul aileleri ifade verirken, heyetteki kadın üye Buket Demirel’in gözlerinin dolduğu görüldü, Hakim Şatır ailelere başsağlığı diledi.
Mağdur avukatlarından Hatice Can, Hatay’daki sınır güvenliğini eleştirerek, “Kendi insanının güvenliğini sağlamak varken, göstere göstere geldi bu saldırı. Reyhanlılılar radikal islamcıların evlerde bomba imal ettiğini biliyordu. Antakya barut fıçısı gibiydi. Asıl önemli olan saldırının arkasındaki güçler kim onun ortaya çıkarılması” dedi. Avukat Deniz Özbilgin de, “öncesinde ihbar edilmiş bir olayın katliama dönüştüğünü” öne sürerek, kamu görevlileri ile ilgili idari ve cezai bir soruşturma bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi. Avukat Özay Arıkan da, patlamadan 2 yıl öncesine kadarki MİT, emniyet ve jandarmadaki istihbarat dosyalarının incelenmesini istedi.

‘Kalı dosyası incelensin’
Katılan avukatlarının ardından söz alan sanık avukatları, saldırıdan 10 gün sonra dört adet “gizli” belgeyi açıkladığı iddiasıyla hakkında dava açılan er Utku Kalı’nın dosyasının Samsun’dan getirtilerek incelenmesini istedi. İddianamede sanıkların üyesi olduğu iddia edilen, “THKP-C Acilciler” örgütünün 30 yıl önce olduğunu belirten sanık avukatları, “Bu dava bu iddianameyle çökmüştür. Saldırıyı yapanlar, iddianamede yargılananlar değildir. Bu iddianameyi düzenleyen Adana savcıları Aziz Takçı ve Özcan Şişman HSYK tarafından açığa alınmışlardır. İddianame günah keçisi bulabilme adına düzenlenmiştir” dedi.

‘Kaçak içki taşıyorduk’
Davanın bir numaralı sanıklarından Nasır Eskiocak, sanık avukatlarının sorularını yanıtlarken, “Terör örgütünün adını bile bilmiyorum. Bizim araçlarda bomba değil, uyuşturucu yüklenmişti. Patlayan araçlar, bizim araçlar değil. Araştırılmasını istiyorum” dedi.
Tutuklu sanıklardan Doğan Özdemir, “Araçlarla kaçak viski, sigara taşınacağını biliyordum. Ben böyle bir olayın olacağını bilseydim, adli makamlara haber verirdim. Benim bu olayla ilgim yok. Varsa beni Reyhanlı’da idam etsinler” diye konuştu. Diğer tutuklu sanıklar da olayla bağlantılarının olmadığını belirterek, tahliyelerini istedi.

İhbarlar MİT, emniyet, jandarmadan sorulacak

Mahkeme heyeti, MİT, Emniyet İstihbarat ve Jandarma İstihbarat’a yazı yazılarak, bombalı saldırılardan önce olaya ilişkin ihbar yapılıp yapılmadığı, ihbar yapıldıysa ne tür işlem yapıldığının ayrıntılı olarak bildirilmesine karar verdi. Niğde’nin Ulukışla ilçesinde biri polis, biri astsubay üç vatandaşın IŞİD terör örgütü üyeleri tarafından öldürüldüğü iddiasıyla açılan dava dosyası ile terhisli er Utku Kalı’nın Samsun’da yargılandığı dava dosyalarını incelemek için isteyen mahkeme, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek, duruşmayı 8 Mayıs’a erteledi.