GündemAsker ve sivilin sıradışı buluşması

Asker ve sivilin sıradışı buluşması

04.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Üniversite, sendika ve sivili toplum örgütlerinin desteğiyle düzenlenen toplantıya TSKnın komuta kademesi tam kadro katıldı. Toplantının sonuç bildirisinde Bu sıradan biraraya geliş değildir ifadesi dikkat çekti

Asker ve sivilin sıradışı buluşması

Ön sıraya dikkat! Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) koordinatörlüğünde çok sayıda üniversite, sendika ve sivil toplum örgütünün desteğiyle düzenlenen "Hilafetin İlgası ve Tevhidi Tedrisat Kanununun 80. Yılı" paneli, Ankara Ticaret Odası sosyal tesislerinde yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi, Hilafetin kaldırılışının 80. yıldönümü nedeniyle düzenlenen ve AKPden hiçbir ismin davet edilmediği toplantıya tam kadro katıldı. Komutanlar, isim verilmeden AKP iktidarına ağır eleştiriler yönelterek ulusal birliktelik çağrısı yapan ve "Bu, sıradan biraraya geliş değildir" ifadesinin yer aldığı bildiriyi de eşleriyle birlikte alkışladılar. Panele Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek, Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Org. Remzi Tuncel, MGK Genel Sekreteri Org. Şükrü Sarıışık ile Genelkurmay Harekat Başkanı Korg. Metin Yavuz Yalçın katıldı. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, önceden planlanmış gezisi çerçevesinde İsveçte bulunurken; Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İbrahim Fırtına, iki F - 4 uçağının çarpıştığı kaza nedeniyle Konyaya gittiği için panele katılamadı.Komutanlar ilk kez bir sivil örgütün düzenlediği toplantıda büyük bir katılımla yer almış oldular. Salona peşpeşe giren komutanların izleyiciler tarafından hararetle alkışlanmaları dikkat çekti.Çok sayıda üniversite rektörünün katıldığı panelde; CHPden Grup Başkanvekili Haluk Koç, DSPden Zeki Sezer ve Tayfun İçli, MHPden eski TBMM Başkanı Ömer İzgi, DYPden de Kamer Genç ve Ufuk Söylemez hazır bulundu. Eski MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ile, Yargıtay Cumhuriyet eski Başsavcısı Vural Ateş ve emekli bazı generaller de katılanlar arasında yer aldı. Sivil toplantıda ilk kez Panel, ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancının hükümete sert eleştiriler yönelttiği konuşma ile başladı. Cumhuriyet değerlerinin tehdit altında bulunduğunu savunan Kazancı, "Teslimiyetçi dış siyaset anlayışını ver kurtulcu noktaya kadar getirenlere, kaynakları uzun yıllardır peşkeş çekenlere karşı ulusal bilinç artık saf tutmaktadır. Karşı devrim yol - yöntem buldu. Mevziler ele geçirdi. Şimdi yeniden toparlanma vaktidir" dedi.Toplantıya panelist olarak Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yurtkuran, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Nur Serter, Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Anıl Çeçen ve Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Çetin Yetkin katıldı. Zehir zemberek sözler Yurtkuran, bugün Türkiyenin 1920 yılından daha fazla bütünlüğe ihtiyacı bulunduğunu belirtti. İslamcı teorisyenlerin küreselleşmeyi kullanarak yerel federal devletleri oluşturma düşüncesini taşıdıklarını belirten Serter de, bu yerel yapılar arasında manevi - birleştirici rol oynayacak hilafet kurumunun geri getirilmesinin amaçlandığını kaydetti. Serter, "Ayak seslerini duyuyoruz. Kamu yönetimi tasarısı, Türkiyeyi İslam planı içinde düşündüğünü söyleyen bir Başbakanın yönetimindeki hükümet tarafından yapılmaktadır" dedi. "Ne kadar tartışırsak tartışalım, Türkiyede laikliğin güvencesi TSKdır" diyen Prof. Yetkin, "TSKyı devre dışı bırakmakla, yetkilerini azaltmakla; laikliği, demokrasiyi mi, yoksa teokrasiyi mi istiyorsunuz?" sorusunu yöneltti. "Ulusal Sol" adlı bir kitabı da bulunan Anıl Çeçen de, "Türkiyenin geleceği için ılımlı İslam modelleri çiziliyor. Bu modelde, çağdaş Cumhuriyetin tehlikeye girdiğini görüyoruzı" dedi.ADDnin paneline, 8 üniversite ve 7 sendika destek verdi. Hilafet amaçlanıyor İşte o bildiri Panelin sonunda, dört sayfalık "Ulusal Uyanış ve Birlikteliğe Çağrı Metni" okundu. ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı tarafından okunan ve panele katılan komutanların alkışlarıyla destek verdiği metinde, "Bu, sıradan, anlık bir biraraya geliş değil" vurgusu yapıldı."İvedi bir gereksinimden" doğduğu belirtilen ulusal mutabakat bildirisinde özetle şöyle denildi: Ulusal mutabakat; millet iradesinin sonucu olarak yüce Atatürkün ilke ve devrimlerini etkisizleştirmek, Anayasada tanımlanmış dünya görüşünü değiştirmek ve Türkiye Cumhuriyetini bölüp parçalamak, millet ve ulus devlet anlayışını ortadan kaldırarak milli hedef ve menfaatlerimize ulaşmamızı engellemek amacındaki güç odaklarının bertaraf edilmesine dair milletin her kesiminin katılımı ile oluşan ve kökenlerini millet olma bilincinde bulan bir toplumsal uyanış hareketidir. İhanet belgeleri açıklanacak Bu bir araya geliş ani ve anlık bir oluşum değildir. Şer odaklarının; Cumhuriyet, ülkenin bölünmez bütünlüğü ve ulusal menfaatleri ile ilgili olarak geçici kazanımları karşısında karamsarlığa düşenlerin çare olarak gördükleri ulusal birleşme, tüm toplumsal güçleri etrafında toplar. Bu anlamı ile ulusal birliktelik; atalet içindeki, gerçekleri ve ulus menfaatinin nerede olduğunu göremeyenleri ve görmek istemeyenleri, bu ortamdan menfaat gözeten tüm çıkar çevrelerini uyarma görevini üstlenmiştir. Biz bu hareketi "Ulusal Mutabakat" olarak tanımlıyoruz. Bir anlık değil Ulusal mutabakat, çağdışı fikri, toplumsal, siyasal geri dönüşleri, kabul ve kıymet görmeyen irticai hareketler olarak tanımlar. Bu noktada inanç ticareti, din bezirganlığı yaparak, yüce dinimizi kendi idealleri doğrultusunda yorumlayarak, siyasi, ekonomik ve sosyal çıkar peşinde koşanları, irticanın en tehlikeli biçimi olarak görür. Ulusal mutabakat, düşüncede, eylemde ve milli duruşta teslimiyetçi zihniyeti reddeder, gerici ve softa zihniyetin söndürmeye çalıştığı milli şuurun millet ruhunda uyanışıdır. Bu uyanışa yönelik tahrip edici etkileri, her ne pahasına olursa olsun engelleme kararlılığındadır. Din bezirganlığı tehlike Ulusal mutabakatın fikri evresinin oluşumunda, teslimiyetçi dış politikanın ve güdümlü iç politikanın, Türkiye Cumhuriyetini bölüp parçalamak ve millet bilincini yok etmek isteyen kişi, kurum ve kuruluşların tahrip edici girişimlerinin etkisi çok büyük olmuştur. Bu anlamda ulusal mutabakat sıradan bir biraraya geliş değildir. Ulusal mutabakat cephesinde, ellerinde bulunan "toplumu bilgilendirme araçlarını", "kamuoyunu etkileme metodlarını" millet aleyhine, sosyal ve siyasal menfaat odaklarına hizmet amacıyla kullanan ve kullandıranların yeri yoktur. Neden buluşma? Milli vasıfları ile 80 yıllık Cumhuriyetin gelişiminde varlıklarını sürdüren kurumların, bugün yürütülen politikalarla törpülenmeye çalışılması, milli özelliklerinin yok edilerek köktendinci bir anlayışla emperyalist politikaların bir aracı haline getirilmesi, ulusal mutabakatın müdahaleci ilgi alanındaki gelişmelerdir. Ulusal mutabakat, milletin güvenliği, eğitim politikası, kültürü ve sosyal politikalarına ilişkin kurumsal yapıların yıpratılmasına izin vermez. Bu yaklaşımları, milli dava ve milli kurumlar aleyhine çalışan iç ve dış güç odakları "işbirlikçilik" olarak milletin önüne koyabilecek güçte olan ulusal mutabakat, ihanet belgelerini milletin vicdanına sunma görevini de üstlenmiştir. Müdahale alanımız Ulusal mutabakat, millet iradesinin bir sonucu olarak, Türk Milletinin toplumsal uyanışına işaret eden ortak milli bir anttır.ADD Başkanı Kazancı, bildiriyi, "Ulusal mutabakat, kuşku doğuran, hedefi ve niteliği belli fikirlere kayıtsız kalamaz. Halkımızı, ulusal uyanışa davet ediyorum. 1919 ruhuyla milli mücadeleyi yeniden başlatacağız" sözleriyle noktaladı. Milli ant Notlar... • Kara ve Deniz kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanının, toplantıya eşleriyle birlikte katılmaları da, bir "ilk" olarak dikkat çekti. Eşli katılımın, "komutanların, çağdaş Türk kadını mesajını vermek istemelerine" bağlandı. • Prof. Çetin Yetkin, konuşmasında seçim sistemini de eleştirdi. Bir milletvekilliği için Doğu - Güneydoğuda 15 - 20 bin, İstanbulda ise 80 - 85 bin oy gerektiğini belirten Yetkin, "Bu Kürt kökenlilerin lehine, Türk kökenli vatandaşlarımızın aleyhine bir sistemdir" dedi. Yetkinin panelistler için platforma konulan masada otururken belinden ucu görünen silahı dikkati çekti. • Panelden sonra komutanların alkışlar arasında salondan çıkışları sırasında, 28 Şubat sürecinde sembol haline gelen 10. Yıl Marşı çalındı. Eşleriyle geldiler marşlarla gittiler

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler