Av turizmi durdurulsun!

Tüm canlıların yaşam hakkı için 7 yıldır kutlanan Dünya Yaban Hayatı Günü vesilesiyle 234 sivil toplum kuruluşu av turizminin sona erdirilmesi çağrısında bulundu; “Hiçbir yaban hayvanının yaşama hakkı ihaleyle para karşılığında satılmamalı.”

Yerküredeki canlı türlerinin insansal etkilerle yok olduğuna dikkat çekmek ve yaşam haklarına saygı duyularak korunmaları için gerekli önlemlerin alınmasını amaçlayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2014 yılında 3 Mart’ı Dünya Yaban Hayatı Günü ilan etmişti. 3 Mart 1973 tarihinde imzalanan ‘Nesli Tehlike Altındaki Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’ne (CITES) atıfla ilan edilen gün Birleşmiş Milletler’e bağlı 193 ülkede eş zamanlı olarak kutlanıyor. 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü nedeniyle Türkiye’deki 234 sivil toplum kuruluşu bir açıklama yaparak, 2 yıldır yaşanan olumlu gelişmelerin umut verici olmasına rağmen yaban hayatının korunması için yapılması gerekenleri sıraladı. Türkiye’nin 7 bölgesinde av turizmi kapsamında canlı türlerinin öldürülmesi için açılan ihalelerin durdurulmasının en acil önlem olacağını vurgulayan STK’lar, doğaseverleri change.org/vurmabeni üzerinden imza atmaya davet etti.

İhaleler durduruldu

STK’ların çağrısında, av turizmi için öldürülmesine izin verilen Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, yaban keçisi, kızıl geyik gibi memeli türlerinin önemine değinilirken 798 tanesinin öldürülmesi için ihale açıldığı ama bir çoğunun durdurulduğu belirtildi.

Koronavirüs pandemisinin avcılığı durduramadığını belirten kuruluşlar, Merkez Av Komisyonu’nun avına izin verdiği türler arasında nesli tehlike altındaki yaban hayvanlarının bulunduğunu vurguladı. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) kırmızı listesinde dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türlerinin olduğu belirtildi. ‘Hassas’ kategorisindeki üveyiklerin 40 senede yüzde 78, elmabaş patkaların ise 20 yılda yüzde 50 oranında azaldığı belirtildi.

Geleceğin sigortası

234 sivil toplum kuruluşu adına konuşan Türkiye’nin ilk yaban hayatı uzmanlarından Tansu Gürpınar, “Hiçbir yaban hayvanının yaşama hakkı ihaleyle para karşılığında satılmamalı. Doğaseverler doğal döngülerin sağlıklı devam etmesini sağlayan yaban hayvanlarının korunmaları için çabalıyor. Bugüne kadar doğa koruma çalışmalarıyla toplumda değerli bir farkındalık sağlandı. Yaban hayvanları sağlıklı çevrenin sigortasıdır. Bu nedenle onları gözümüz gibi korumalı, yaşama şartlarını iyileştirmek için gayret etmeliyiz” dedi.