Gündem AYM: Tehlike ve risk öngörülemez

AYM: Tehlike ve risk öngörülemez

21.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde 21 kişinin hayatını kaybettiği iki ayrı patlamayla ilgili olarak verilen ‘takipsizlik’ kararına karşı başvurular, Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilemez bulundu

AYM: Tehlike ve risk öngörülemez

Anayasa Mahkemesi, 3 Kasım 2011’de Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde aynı günde iki ayrı patlama sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği olayda, üç bakanlık ve enerji bürokratlarına, “takipsizlik” kararı verilmesine karşı yapılan başvuruları kabul edilemez buldu. Kabul edilmezlik kararına, denetim görevini ihmal ettikleri iddia edilen yetkililerin, “tehlike ve riski öngöremeyecekleri” gerekçe gösterildi.

Haberin Devamı

3 Şubat 2011’de Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde aynı gün içinde meydana gelen iki ayrı patlama sonucu 21 kişi hayatını kaybetti. İlk olayın meydana geldiği Ö. Hidrolik İmalat San. Tic. Ltd. Şti.’deki patlamanın, optik kesme makinası operatörü tarafından kullanılan oksijen tüplerinin vanasının açılması üzerine meydana geldiği belirlendi. Bilirkişi raporunda, söz konusu şirketin E. Gaz ve A. firmalarından satın aldığı oksijen tüplerinin içine daha önceden doğalgaz dolumu yapıldığı, tüplerin boşaltılarak aynı tüplere oksijen doldurulduğu açığa çıktı.

‘Direkt bağlantı yok’

Bilirkişi raporunda ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince yapılması gereken iş güvenliği denetimlerinin yapılmadığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın da piyasa denetim ve gözetimi konularında yapması gerekenleri tam olarak yerine getirmediğinin anlaşıldığı belirtildi. Raporda, bu tespitlere rağmen kamu idarelerinin anılan eksikliklerinin patlamayla direkt bir bağlantısı olmadığı, olayda E. Gaz. ve Tic. A.Ş. yetkilileri ile personelinin sorumlu olduğu kanaatine ulaşıldığı kaydedildi.

Haberin Devamı

Savcılık, E. Gaz yetkilileri hakkında dava açarken, E. Gaz firmasının doğalgaz lisansı bulunmamasına rağmen sıkıştırılmış doğal gaz tüpü dolumu ve satışı yaptırdığının anlaşılması nedeniyle lisans ve denetim görevlerini ihmal eden EPDK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni istedi. İlgili bakanlıklar soruşturma izni vermedi. Bu kararlara yapılan itirazlar da Danıştay ve hakimliklerce reddedildi. Bunun üzerine mağdurlar ve yakınları AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM 2. Bölümü, başvuruculardan Öztürk Avcı’nın ölenin kız kardeşinin eşi, Ahmet Burak Avcı, Mertcan Kaçan ve Dilara Kaçan’ın ölenin kız kardeşinin çocukları (yeğenleri) ve Meryem Doğan’ın ölenin eski eşi olduğu, bu başvurucuların ölen ile yakın kişisel ilişki durumlarına ilişkin özel bir durum ortaya koyamadıklarını, bu başvurucuların ihlalden etkilenen ya da ihlalin tespitinde menfaati olan kişiler olarak kabul edilmelerinde hukuki bir yarar görülmediğine karar vererek, başvuruları yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez buldu.

Haberin Devamı

Patlamanın nedeni

Patlamaya sebep olan tüplere şirketin lisansı olmamasına rağmen doğal gaz doldurduğu, tüpleri daha sonra boşaltarak içlerine oksijen doldurduğu, patlamanın da bu nedenle gerçekleştiği belirtilen kararda, şöyle denildi:

“Lisansız şekilde böyle bir doğal gaz dolumu gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan tehlikeden EPDK yetkililerinin haberdar olduğu ya da tehlikenin öngörülebilir olduğuna ilişkin bir veri bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda EPDK yetkilileri hakkında ceza yargılamasının yürütülmesi gerektiği sonucuna ulaşılamayacaktır.”

‘Denetim eksiği’ başvurusuna ret

Mahkeme Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri hakkındaki şikâyeti de kabul etmedi. Kararda, ‘Sanayi tüplerinde meydana gelen patlamanın tüplerdeki bir kusurdan meydana gelmediği, firma yetkilileri tarafından tüplerin kullanım alanına ve kurallara aykırı olarak içlerine doğal gaz doldurulmuş olmasından kaynaklandığı dikkate alındığında bakanlığın Ankara il müdürlüğü yetkililerince bu yöndeki bir riskin öngörülebilir olduğu ve buna karşın gerekli önlemlerin alınmadığı sonucuna ulaşılamamaktadır” denildi. Mahkeme, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerinin denetim eksikliğinden kaynaklı başvuruyu da kabul edilemez buldu.