Kredi kartıyla yaşadıAz maaşla çok iş başardıYıllarca zor koşullar altında bilim adına çalışan Prof. Aykut Barka verdiği emeğin karşılığını bir gün olsun alamadan aramızdan ayrıldıSemra KARDEŞOĞLU, İstanbulHenüz küçük bir çocukken bile hep yerin altını merak ediyordu. 50 yaşında aramızdan ayrılışına kadar, hep "yerin sesi"ni dinledi. Biz daha depremin ne acıtıcı bir şey olduğunu öğrenemezken, o yerden gelen sese kulak vermiş, incelemiş ve bu sesi bize duyurmak için çırpınmıştı. Bizse bu sesi ancak 17 Ağustos’tan sonra duyabildik.
Tatil nedir bilmedi İTÜ’de "Koşan Profesör" olarak tanınan Aykut Barka; bütün ömrünü bilime adadı. Ancak bizim gibi ülkelerde olduğu gibi, bilimadamı olmanın ağır yükümlülüğünü, güçlüğünü yaşadı. İki çocuğuyla, ay sonlarını zor getirdi. Yıllarca 60 metrekarelik bir dairede yaşadı, ancak 3 yıl önce ailesinden aldığı yardımlarla bir kooperatif dairesine sahip olabildi. Hemen hiç tatil yapmadı. Taksitle aldığı yazlık kooperatifinde oturmaksa kısmet olmadı. Özlemi yeni bir laptop’tu. O da olmadı.
Yıllarca kirada oturdu İnşaat mühendisi Günkut Barka, Türkiye’nin sayılı profesörleri arasına giren kardeşinin maddi açıdan rahat bir yaşam sürmediğini belirterek şunları anlatıyor: "Mütavazı bir yaşam sürdü ama bundan hiç yakınmadı. Kirada oturdu. İTÜ lojmanlarında iki çocuğu ve eşiyle 60 metrekarelik bir dairede yaşadı. Ev almak istiyordu. 3 yıl kadar önce aileden aldığı destekle ve büyük güçlüklerle Sarıyer’deki kooperatif dairesine girdi. 2 yıl önce bu daireye taşındı. Benim bildiğim doğru dürüst tek bir tatil yapmadı. Sempozyum ya da seminer için gittiği ülkelerde günün büyük bölümünü ya sempozyumda ya da bilgisayar başında geçirdi."
Yazlığını göremediYoğun çalışması nedeniyle kardeşinin sevdiklerine çok az zaman ayırabildiğini söyleyen Barka, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu sorunu halledebilmek hiç değilse yaz tatillerinde görüşebilmek için, Altınoluk’taki yazlığımın bulunduğu kooperatife girdi. Hayalimiz birbirine yakın evlerde, 15 günlüğüne de olsa bir arada olmaktı. Ancak inşası henüz tamamlanmayan bu yazlığa geçip oturmak kısmet olmadı. Aykut’un bunlar dışındaki mal varlığı, 73 model Peugeot otomobiliydi."
Babam olur musun? Kardeşinin sıkıntı çekmemesi için destek olduklarını söyleyen Günkut Barka, bilinmeyen yönlerini de şöyle anlatıyor: "Öğrencileri için kısıtlı bütçesine rağmen yapmayacağı yoktu. Bir yüksek lisans öğrencisine kendi cebinden bilgisayar almıştı. Çocuklarını özel okula göndermek istiyordu. Ancak iki çocuğu nasıl göndereceğini düşünürken, özel bir okul ona bir jestle
yüzde 50
indirim yaptı. Ancak böylece çocuklarını özel okula gönderebildi." 11 yaşındaki oğlu Dağcan’ın kendisini telefonla aradığını belirten Günkut Barka; "‘Amca, artık benim babam sen olur musun’ dedi. Evet, ben bundan sonra Aykut’un çocuklarının da babası olacağım" dedi.
Son arzusu bir laptoptuGürkut Barka, kardeşinin aralıkta aktardığı özlemini de, "ABD dönüşü bana, ‘Yeni bir laptop almak istiyorum. İşlerimi daha da kolaylaştıracak bir şey’ demişti. Sanırım maddi son arzusu bu olmuştu" şeklinde açıklıyor.
Günkut Barka, kardeşinin son olarak "Bakü Ceyhan Boru Hattı’nın Depremselliği" konulu bir çalışma yaptığını ve bu çalışmanın onu çok yorduğunu belirtti.
Cenazesi bugünKendi deyimiyle "Yaşamını kredi kartlarıyla sürdüren" Barka, gazetemizde yer alan bir röportajında, "Artık evime koşmak istiyorum. Bir kadeh şarap içmeyi, televizyon seyretmeyi özledim" demişti. Barka için bugün ilk tören İTÜ’de düzenlenecek. Törenin ardından cenazesi, Teşvikiye camiinde öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilecek.
Aklı hep borcundaydı Hayatını bilime adayan Aykut Barka’nın ölümüyle sarsılan meslektaşları maaşlarının yoksulluk sınırına dayandığını belirterek aynı sıkıntıları paylaşıyorPINAR AKTAŞ İstanbulBir çok bilim adamı, arkadaşı da Aykut Barka ile aynı sıkıntıları paylaştı. Mali durumunu bilen arkadaşları, "koşan profesör" lakaplı Barka’nın, bilime zaman ayırırken, borçlarını da aklından çıkaramadığını anlattı.
Prof. Dr. Naci Görür (İTÜ Maden Fakültesi Dekanı)"Şu anda üniversite öğretim üyesi eğer full profesörse maaşı 1 milyar 30 milyon ile 1 milyar 140 milyon arasında değişiyor. Yoksulluk sınırına yakın bir geçim standardı sağlıyor. Aykut da ortalama bir arkadaşımızdı. Maaşa bağımlı insanlar olarak hep dertleşirdik. Bir ara Sarıyer’de bir daire almıştı, onun borçları aklındaydı, yakınırdı. Bizim üzüntümüz bilim adamlarına bu toplumda bir karınca kadar değeri verilmemesidir. Yurtdışında Paris Üniversitesi’nde davetli profesör olarak çalıştım. O zaman bana verilen para 20 bin Fransız frangıydı. Türkiye’nin dört katıydı. Bu politika üniversiteleri çökertmiştir. Artık ciddi bilim adamları yetişmemektedir."
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü)"Devletimiz elindeki imkanlarla öğretim üyelerine gerekli değeri vermeli. Aykut Bey, iki yıl önce ev sahibi olabildi. İşini aksatmadı hiçbir zaman, araştırmalarını yaptı. Sıkıntıları vardı. Öğretim üyelerinin ekonomik zorluk çektiğini herkes biliyor. Kendime adıma konuşursam benim bir evim var. Çocuklarım çalışmasa ben aldığım maaşla geçinemezdim."
Prof. Dr. Sağlamer (İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü)"Onun yerini doldurmak çok zor. Çok değerli bir bilim adamını kaybettik. Kendisi uluslararası bir yer bilimciydi. Onun çalışmalarını bütün dünya takip ediyordu. Umudum, yetiştirdiği öğrencilerin onun misyonunu sürdürmesidir. Öğrencileri Barka’nın açtığı yoluna devam edecektir. Ailesinin, ve ulusumuzun başı sağ olsun."
Prof. Dr. Ahmet Ercan (İTÜ Jeoloji Öğretim Üyesi)"Aykut Barka, 50 yıllık yaşamına 70 yıllık araştırma sığdırdı. Türkiye’ye borcu kalmadı. Ancak yapmak istediği birçok araştırması
yarım kaldı. Öğretim üyelerinin yaşadığı maddi sıkıntıları herkes biliyor. Öğretim üyeleri genelde full time çalışıyor görünüyorlar. Ama kaçak olarak dışarıya iş yapıyorlar. Bu yüzden kayıt dışı bir patlama var. Bunu yasal hale getirelim. Üniversiteler beş gün çalışacaklarına, dört gün çalışsınlar. Diğer kalan bir günü endüstrinin sorunlarını çözmek için uğraşsınlar. Endüstriye proje yapsınlar ve endüstriden üniversiteye proje getirsinler. Bunu yaparken de doktora ve master yapacak olan insanları üniversiteye taşısınlar. Böylece öğretim üyeleri gelir sağlasınlar."
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (İTÜ Jeofizik Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı)"Türkiye’de hem bilim yapıp hem de çağdaş düzeyde hayatını belli bir standartta sürdürmek oldukça zor. Bilim adamının ekonomik zorlukları çok fazla. Akademik kariyer yapmak cezbedici değil. Aykut Barka da hepimiz gibi orta halliydi.
GÜNCEL